Tao buradan kaçmak için planlar kurmaya çalıştı.
"O buradayken nasıl kaçabilirim ki?"dedi kendi kendine.Kapıda yere akan alkol damlalarına baktı.
"Belki yangın çıkarırsam..."dedi ama ateşi nereden bulabileceğini bilmiyordu bile.Bir süre sonra Kris tekrar odaya girince gerildi.
"Bu odadan dışarı adımını attığın an adamlarım sana pek mani olmayacak bir bölgene ateş edecek.Seni öldüremezler, korkma.Ama acı çekmek istemiyorsan, dediklerimi yapacaksın.Yemeklerini düzgünce ye aşkım."
Kris ellerini Tao'nun yanaklarında dolaştırdı ve onun boynunu öptü.Tao titredi ve onu ittirdi.
Kris hafifçe gülümsedi ve gitmek istediği herifin yanına özel uçağıyla gitti.
Kris için o köpeği bulmak zor olmamıştı.Artık bir karısı ve küçük bir kızı vardı, yani ondan istediğini öğrenmek çok da zor olmayacaktı.Tabii buna gerek kalmadığı sürece içi daha rahat ederdi.
Sanıldığının aksine korkunç birisi olmadığını düşünüyordu çünkü yapılan her şeyin bir nedeni vardı.Tao'yu ve aşklarını korumak istemişti.Kris'in nedeni de buydu ve bu, Kris'i kendi için haklı yapıyordu.Başka kimse önemli değildi onun için.
Görmek istediği kişinin evine geldiğinde adamlarının kapıda ve evde beklediğini gördü.Bazı mahalle sakinleri kendilerini izleseler de Kris adamlarına onları kovmalarını söyleyince iş halloldu.Küçük eve girdiğinde yılların Ken'e yaramadığını fark etti.
Bir odada etrafı adamlarla çevrili aileyi görünce sırıttı.
"Lisedeki puşt hallerinden eser kalmamış Ken."
"Ne istiyorsan çabuk söyle ve git!"dedi.
"Lisede Tao'yla öpüştüğünüzü hatırlıyorum.Onu sen mi öptün?"
"Bunun içinse bunca kinin, söyleyeyim:Ben öptüm.Sırf sana olan nefretimden.Şimdi ailemi rahat bırakın ve gidin."
Kris memnunca gülümsedi.
"Karını da mı yanında götürsem bu yaptığın için, ne yapsam?"
Ken Kris'in önünde diz çöktü ve af diledi.
Kris oradan memnuniyetle ayrılıp Tao'nun yanına dönerken aklına yeni geldi.Tao'ya bunca zaman bu olay için yaptıkları şimdi gözünün önünden geçti.
"Nasıl bir insana dönüştüm ben?"doye haykırdı birden.
Şimdi ne yapması gerektiğini bilmiyordu.Tao'ya nasıl davranacaktı?Ya Tao kendisinden kaçıp giderse?
Kris düşünmedi ve yolculuk sırasınca uyudu.*
Geldiğinde hemen Tao'nun odasına koştu ve adamlarını Çin'e geri dönüş için hazırlanmaları için evden kovdu.Tao yatağında mışıl mışıl uyuyordu.
Kris sessizce yanına gitti ve Tao'nun bakımsız kalmış saçlarını okşadı.Ne zamandır bakımsızdı bu kadar?Kris onun saçlarını en son ne zaman bu şekilde okşamıştı?Okşadığından bile emin değildi artık.
Yara bere içinde bıraktığı bedende gezdirdi gözlerini.Kurumuş kanlar ve dudakları...
Kris o dudaklarını öptü.Tao baskıyla uyanmıştı ve korkarak geri çekildi.Kris böyle olmasından nefret etmişti.
"Evimize döneceğiz."dedi Kris.Sesi hala sertti ama elinde değildi.Ona iyi davranacaktı.Artık iyiydi.Kendine iyi olduğunu söylüyordu.
"İstemiyorum, bırak gideyim lütfen."diye yalvardı Tao.Gözleri doluydu.
"Özür dilerim."dedi Kris.Tao'nun gözlerine bile bakamıyordu.Tao gözyaşları içinde susup kaldı.
"Bırak gideyim."dedi tekrar.
"Evimize döneceğiz."dedi ve Tao'yu kucağına aldı.Yol boyu Tao Kris'in kucağında uyumuştu.Kris hep onu izledi.
Neden şimdi böyle olduğunu düşünüyordu.O herif "Tao beni öptü" deseydi Kris'in içi rahat edecekti.Bunca zaman bu nedenden ötürü Tao'ya haksızlık edip durmuştu ve şimdi Tao suçsuzdu.Kris onu boşuna suçlamıştı.Boşuna bir hiçmiş gibi davranmıştı!*
"Tao, Tao."
Kris yatakta yatan Tao'yu uyandırmaya çalıştı.Çok yorgundu Tao.Dudakları kupkuruydu ve aç da olmalıydı.Sevdiği tüm güzel yemeklerden hazırlattı ve odaya getirtti.Tao'yu zar zor uyandırarak su içirdi ve zorla da olsa yemek yedirdi.
Tao, Kris'in şimdi neden iyi adam rolüne büründüğünü anlayamıyordu.Geç olmuştu ve Kris Tao'ya sarılarak uyumaya çalışıyordu.Kaçamıyordu Tao.Sadece kıpırdanıyordu.
"Kıpırdama ve uyu."dedi Kris.
"Bırak gideyim."dedi tekrar.Kris daha sıkı sarılınca hıçkırarak ve sarsılarak ağlamaya başladı.
Kris onu yatıştırmak istiyordu.Ona daha sıkı sarıldı ve dudaklarına öpücük bırakıp durdu.
"Beni öldüreceksen şimdi öldür.Son anlarımda sevgi gösterilerine ihtiyacım yok!"
Kris onun niye böyle bir şey dediğini merak etti.
"Seni neden öldürecekmişim?"dedi.
"Senden kaçtığım için!"
"O konuyla sonradan ilgileneceğim ve sana zarar vermek gibi bir düşüncem yok.Şimdi izin ver de biraz olsun yaptığım kötü şeylerin üstünü örtmeye çalışayım."
"Bırak lütfen" dese de aldırmadı ve sarılmaya devam etti Kris.Gece gece bu kadar oldu kusura bakmayın yav 😢
Okuduğunuz için teşekkürlerrr
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHAINED
Fanfiction''Kaçamazsın, bana bağlısın.Her şeyin benim.Her şeyim sensin.'' ''Onca yaptıklarından sonra mı?''