Tao annesinin yanına geldiğinden beri iyice düşünüyordu.4 gündür annesinin yanındaydı.Düşünmek için bolca fırsatı olmuştu ve bu küçük yerde cidden sıkılmıştı.Çoğu zaman Kris'le devam etmenin kötü olacağını düşünüyordu ancak onu seviyordu.Son kez onunla olacaktı.Şu ana kadar Kris'i 1 kez bile aramamıştı ama şimdi, elinde telefon vardı.Kris'i arasa gelip hemen kendisini alabilirdi.Annesiyle doya doya vakit geçirmişti zaten.Kris'le ilişkileri düzelirse emindi ki sık sık annesini ziyarete gelebilirdi.
Telefondan Kris'in numarasını tuşladı ve açılmasını bekledi.
"Tao?"dedi Kris.
"Beni almaya gelir misin?"
Başka konuşma da olmadı.Tao telefonu kapadı ve bekledi.Yaklaşık 1 saat sonra Kris gelmişti.
Tao hazırladığı valizini eline aldı ve annesini öperek evden ayrıldı.Kris Tao'nun elindeki çantayı arkaya koydu ve Tao arabaya binince eve doğru sürmeye başladı.
"1 hafta dolmadı."dedi.
"Gerek duymadım."dedi Tao.
Daha da konuşmadılar.Tao demek istediği şeyleri eve gidince söylemek istiyordu.*
"Kris?"dedi Tao.Eve geleli uzun bir süre olmuştu ve Tao artık konuşmak istiyordu.Kris'in tavırlarını soğuk bulmuştu.
"Kötü bir şey mi oldu?"
"Hayır, sadece benimle konuşmak istediğin şeyi merak ediyorum.İyi ya da kötü bir şey olacaksa, bunu belirleyecek kişi sensin Tao."
Kris gelip Tao'nun önünde diz çöktü ve onun konuşmasını bekledi.
Tao ellerini Kris'in yanaklarına koydu ve dudaklarına kısa bir öpücük kondurdu.Kris sakince bekliyordu.Tao onu bir kez daha öpünce Kris öpücüğü derinleştirdi ve Tao'yu yatakta altına aldı.Bu Kris için iyi bir cevap gibiydi.Tao nefes almak için Kris'ten ayrıldığında fısıldadı:
"Seni seviyorum Kris."
Kris cevabını onu yavaşça öperek vermişti.
Yavaşça soyunduklarında Kris izlere bakmadan Tao'nun gözlerinin içine baktı ve onay istedi.Yavaşça karnını öperek aşağı inerken Tao'nun inlemelerini dinledi odada.Uzun zamandır ilk kez Tao'nun da isteğiyle birlikte oluyorlardı.
Tao çarşafı sıkarken Kris Tao'nun penisini ağzına aldı ve yavaşça emip bıraktı.Bir süre böyle devam etti ve en sonunda Tao'yu çevirip kalçasını ortaya çıkardı.Yavaşça öpücükler kondururken Tao, başını yasladığı yastığa salyalarını bırakmıştı.Kris kendi penisini Tao'nun girişine yaslayınca Tao çarşaftaki tutuşunu sıkılaştırdı.
Yavaşça içine giren penisle derin bir inleme bıraktı ortaya.Kris içinde gidip gelirken Tao'nun gözleri zevkten kayıyordu.Bu hissi tatmayalı uzun zaman olmuştu.
Kris aynı zamanda Tao'nun sırtına öpücükler bırakıyordu.Ellerini Tao'nun kalçasından çekti ve göğüs uçlarına götürdü.Tao'nun göğüs uçlarını okşarken Tao'nun inlemesiyle hızlandı.Tek elini Tao'nun penisine indirdi ve kendisi hareketleriyle onu da çekmeye başladı.
Tao Kris'ten daha önce boşalmıştı.Kris ise ondan saniyeler sonra.
İkisi de yorgunlukla yatağa bıraktı bedenlerini.Kris Tao'yu kendine çekti ve ona sarıldı.
"Uyu Tao."dedi Kris.
"Sen?"diye mırıldandı Tao sessizce.
"Yapılacak işlerim var ama senin uyumanı bekleyeceğim."
Tao onayladı ve kollarını Kris'in beline doladı.
Tao'nun gözleri yavaşça kapanınca Kriz sessizce yataktan kalktı ve duşa girdi.Bütün işlerini bitirecekti bugünden ve yarın Tao'yla vakit geçirecekti.*
"Günaydın Kris,"
Tao duşunu almıştı ve Kris'in yanına gitmişti.Kris ayağa kalktı ve onu dudaklarından öptü.
"Tao bebeğim, aslında bugün senine vakit geçirecektim ama akşam acil bir toplantı çıktı.Toplantıyı bir restoranda yapacağız.Yani çoğu kişinin eşleri de gelecek.Sen de benimle birlikte katılmak ister misin
?"
"Sorun olmayacaksa olur."dedi Tao gülümseyerek.Kris'i çalışırken görme fırsatını pek yakalayamıyordu.*
Akşam Tao ve Kris toptantının olacağı restorana gelmişti.İkisi de gayet şıktı ve Tao çok güzel görünüyordu.Kris emindi ki Tao, dikkat çekecekti.Kris sinirlenmemesi için kendini uyardı sürekli.Salonda iş adamları ve eşleri ayrı ayrı oturmuştu.Tao eşlerin oturduğu masaya doğru ilerledi ve oradakilere gülümsedi.Diğerleri de-yapmacık da olsa-kendisine gülümsemişti.Tao bu durumdan streslenip sakince oturmaya başladı.Diğerlerine pek bakmadan sadece Kris'i izliyordu.
Yaklaşık yarım saat sonra toplantı bitince onlar da aralarına katılmıştı.Herkes eşlerinin karşısına oturmuştu.Kris Tao'ya gülümsedi.Yemeklerini yerlerken Tao ayağına değen bir ayak hissetti.Kris'e baktı ve gülümseyip ayağını sürttü ayağına.İkisi birlikte yemeği bu şekilde sonlandırdılar.
Vakit iyice geç olurken masadan kalktılar ve restorandan çıkıp arabalarına yöneldiler.
"O ayağını sürtme de neydi öyle?"dedi Tao ve kahkaha attı.
"Ayak mı?"dedi Kris tek kaşını kaldırıp gülümser bir şekilde.
Bunu demesi üzerine Tao donup kaldı.
"Ne oldu?"dedi Kris.
"Kris sen ayağını benim ayağıma sürtmedin mi yani?"
Kris arabalarının önünde sinirlice durdu.
"Yanımda 2 kişi oturuyordu.Seni en çok dikizleyeni söyle bana bebeğim."dedi.
"Kris özür dilerim.Ben sen yapıyorsun sanmıştım." Tao üzgün bir şekilde onun ellerini tutmaya çalıştı.Kris ise onu arabaya yasladı ve sıkıştırdı.
"Kimdi?"dedi.
"Bilmiyorum, ben hiç dikkat etmedim.Özür dilerim Kris, lütfen."
Kris sakin olmaya çalıştı.
"Merak etme Tao, sana kızmayacağım.O ikisinden biri benim olana göz dikti.Ve ben onu bulacağım."Baktım ekşınsız gidecek ekşın yarattım dnndkd
Okuduğunuz için teşekkürler ❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHAINED
Fanfiction''Kaçamazsın, bana bağlısın.Her şeyin benim.Her şeyim sensin.'' ''Onca yaptıklarından sonra mı?''