Olayların ardından uzun bir süre geçmişti.Tao daha sakin bir hayat yaşıyordu, Kris beladan uzak duruyordu.Hem Tao'nun sağlığı için hem de Tao'nun iyiliği için, ya da en azından olayın Tao'ya ulaşmamasını sağlıyordu.Tao'yla geziyordu, yiyordu, içiyordu.Tao'nun hamileliğinin 7.ayına girmişlerdi.Tao hiç olmadığı kadar mutlu hissediyordu.
Tao, o günden sonra Tom'a ne olduğunu hiç bilmiyordu.Hiç karşılarına çıkmamıştı ya da aramamıştı.Kendisi zaten ona ulaşamazdı Kris'in baskıları nedeniyle.Ulaşsa ne yapacağını bile bilmiyordu zaten.Ne yaptığını mı soracaktı, ya da nasıl olduğunu?Sadece merak ediyordu işte.Zamanında onu arkadaşı olarak görmüştü, onun kendisini sevdiğini bile bile.Belki de en başında Kris'ten kaçmasaydı bunların hiçbirini yaşamayacaktı.Yaşananları geri alamazdı.Yine de mutlu olmayı öğrenmeliydi.En azından bebeği için ve Kris'e olan sevgisi için.
***
Kris yeni bir gücün kendi ailesini belaya sokacacağını biliyordu.Amerika'dan gelen bir güç vardı.Patronuyla daha önceden tanışmıştı ama sonuç pek iyi bitmemişti ve şimdi başına oğlu geçmişti.Oğlunu tanımasa da kendisini babasıyla görüşmesinden kalan nefretle karşılayacağını biliyordu.Bu güç yakında Kris'in çevresinde kendini gösterecekti, bunu biliyordu.Kirs yine de dikkatli davranacaktı.Tao'nun doğumuna az kalmıştı ve onun tekrardan tehlikeye girmesini istemiyordu.Son zamanlarda onun mutlu olması, stresli hissetmemesi için elinden gelen her şeyi yapmıştı ve kendisi de mutlu hissetmişti.Bu mutluluğun kısa olmaması için elinden geleni yapacaktı.
***
''Bay Tom, şehrimize hoş geldiniz.''
Tom adama cevap vermeden gözlüğünü çıkardı ve havaalanında ilerlemeye başladı.Adam da arkasından koşturuyordu.Tom buraya tekrar geldiği için mutluydu.Tao bu sefer kendisini sevecekti.Bu sefer kazanacaktı onu.Kris'i yok etmesi gerekiyorsa da edecekti.Kısa zamanda buralara kadar gelmişti.Babasıyla birlikte geliştirmişti kendini.Güç kazanmıştı, para kazanmıştı, adamları kölesi olmuştu.Her şeyi hırsıyla başarmıştı ve şimdi elde ettiklerini kullanma zamanı gelimişti.
Babasının buradaki mekanına doğru yola koyuldu.Adamları da arkasındaki araçla takip ediyordu bindiği aracı.Birkaç işle uğraşıp Kris'in karşısına çıkmayı planlıyordu.Tao daha çocuğunu doğurmamış olmalıydı.Kim bilir belki de ölmüştür.Ölmüşse kendisi için daha iyiydi.Kris'in çocuğuna bakmak istemiyordu.Doğsa bile ölmesini sağlamalıydı.Bunu kendisi yapamazdı.Belki Kris yapabilirdi?Aklına gelen bu düşünceyle gülümsedi.Doğru ya, Kris neden yapamasın bunu!Çocuk henüz ölmediyse bir plan yapıp çocuğu babasına öldürtecekti ve Tao da Kris'ten nefret edip kendisine kalcaktı.İşte mükemmel bir plan.Çocuk doğduğu an onu çalacaktı, daha sonra da Tao'yu çalacaktı.
''Adamları hazırlayın, yakın zamanda Kris'i ziyarete gideceğiz.''
Adamlar başlarıyla onayladılar.
***
2 Ay Sonra
Kris ve Tao'nun bebeği yeni doğmuştu.Tao çok yorgun düşmüştü ve Kris sürekli onunla ilgileniyordu.Henüz hastaneden çıkmamışlardı.Bebek odalarında duruyordu ve Kris bazen hastaneye uğrayamıyordu.Adamları sürekli kapı dışında Tao'yu gözetiyorlardı.Tao çoğunlukla uyuyor ya da bebeğini seviyordu.Kris geldiğinde ise birlikte vakit geçiriyorlardı.
Bugün Kris'in olmadığı sayılı günlerden biriydi.Tao ise çok yorgundu ve uyuyordu.Kapıda iki adam olduğu için güvende hissediyordu.
Birkaç saat sonra yeni uyanmıştı.Lavoboya gitmek için yataktan kalktı.Yüzünü yıkayıp geldikten sonra bebeğinin olduğu beşiğe gözleri kaydı.Onu orada görmek kendisini mutlu ediyordu.Henüz isim koymamışlardı.Çok güzel bir kızdı ve Tao ona isim düşünemiyordu.Kris zaten bu işi Tao'ya bırakmıştı.Kızını kucağına aldı ve yatağına doğru yürümeye başladı.Bir süre onu sevdikten sonra kapısının ardından gürültü gelmeye başlamıştı.Ne olduğunu anlayamamıştı.Bebeğini yatağının içine sakladı ve üstünü örttü.Daha sonra kapıya gitti.Kapının yanına yaklaşınca içeriye bir adam fırlamıştı.Adam bıçak yarası taşıyordu ve telefonunu açmaya çalışıyordu.Karşısında dört tane adam duran Tao ne yapacağını bilemez bir hale gelmişti.
''Bebek nerede?''dedi adamlardan biri.
''Burada değil.''dedi Tao endişeyle.Yerdeki adamdan gözlerini çekerek.Karşısındakilere endişeyle baktı.
''Efendimiz seni götürmemize daha çok sevinir bence.''dedi adamlardan birisi ve Tao'nun kollarından tuttular.Tao çığlık atmaya başlayınca bebeğinin ağlama sesi duyuldu.Adamlardan birisi örtüyü çekti ve bebeği kucağına aldı.Tao hastaneden dışarı çıkarken herkes korkuyla kendilerine bakıyordu.Tao ise yardım istiyordu.Kimse yardım etmiyordu.Tao ağlayarak etrafa bağırıyordu ama kimse bir şey diyemiyordu.
Adamlar Tao'yu arabaya bindirmeden hemen önce Tao'nun ağzına bez dayadılar.Tao bayılmadan önce bebeğine bakıyordu.Tek umudu Kris'ti.Bebeğine bir şey olmasını hiç istemiyordu.
***
''Bay Kris bizimle karakola kadar gelmeniz gerek.''
''Bakın anlamıyorsunuz, Eşimi ve çocuğumu kaçırdılar benim onları bulmam gerek!''
''Biz işimizi yapıyoruz lütfen zorluk çıkarmayın.İfadenizi almamız gerek.''
Kris polis memurunun yakasından tuttu.
''Eşimi kurtardıktan sonra ne yaparsan yap ama önce onları kurtarmalıyım.''
Öfkeyle haykırdı Kris.Polisler Kris'in kollarından tuttu ve araca götürmeye çalıştılar.Kris ise çırpınıyordu ve bırakmalarını söylüyordu.Poliler onun ani hareketler yapmasını önlemek için Kris'e kelepçe taktı.Kris yaralı adamına bağırarak söyledi:
''Yerini bul!''
Bu bölüm bu kadar arkadaşlar muhtemelen 15te bitireceğim çünkü fici yük olarak görüyorum çok özür dilerim.Belki aceleye gelmiş gibi hızlı olabilir olaylar, sakin bi kafada olduğum zaman ygs-lys bitişi mesela-seneye-fici düzenleyebilirim.
Okuduğunuz için teşekkürler
Bu arada ficte sorun var mı anlayamadım paylaştım ama tuhaf gözüküyor sizde de öyle mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHAINED
Fanfiction''Kaçamazsın, bana bağlısın.Her şeyin benim.Her şeyim sensin.'' ''Onca yaptıklarından sonra mı?''