Onca yılın ardından onu görmek Tao'da tarifsiz bir his bırakmıştı.Ne yapacağını şaşırmıştı.Kris'in olduğu yere bakmadı ve arkadaşlarının olduğu tarafa dönerek havadan sudan konuşmaya başladı.
Yemekler geldiğinde ona son bir kez baktı ve onun da kendisine baktığını gördü.Hızlıca kafasını çevirdi ve yemeğine dönerek yemeye başladı.Bir süre daha durup gitmeyi planlıyordu.Daha fazla duramazdı burada.
Zaman geçerken Kris'i aklına getirmemeye çalışıyordu ve arkadaşlarıyla gülüşürken yemeğini yiyordu.Bir süre sonra birisi kolundan tutarak kendisini ayağa kaldırdı.Herkesin gözleri onlara dönmüştü.Bunu yapan kişi Kris'ti.Herkes önceden evli olduklarını biliyordu.Tao streslenerek etrafına bakındı.
''Ne yaptığınızı sanıyorsunuz?''diye resmi bir şekilde konuşmuştu.
Kris Tao'yu arkasından sürükleyerek dışarı çıkardı.Gazetecilerin çoğu gitmişti, bu sayede kolayca oradan uzaklaştılar.
''Sana ne yaptığını sordum, bırak beni!''diye bağırdı Tao.
''Konuşmamız gerek.''dedi Kris ve Tao'yu arabasına bindirerek kapıları kilitledi.
''Seni polise vereceğim.Beni kaçırıyorsun, lütfen bırak beni.''
''Sadece konuşacağız.Başka bir şey yapmayacağım.''dedi Kris Tao'nun kemerini takarken.
''Peki, sonra beni geri götür.''dedi Tao sakinleşmeye çalışarak.Kris başıyla onayladı ve uzak bir yere sürmeye başladı.İkisi de sessizliğini sürdürürken Kris konuştu:
''Seni özledim.''
Tao ona baktı ama bir şey diyemedi.Kendisi de özlediğini Kris'i gördüğü zaman hissetmişti.
''Nasılsın?''dedi.
''Daha iyiyim.''dedi Tao.
''Hiç beni düşündün mü Tao?''
''Bunları konuşmak için mi seninleyim şu an?''
''Tao lütfen, seni çok özledim.Sensiz yapamıyorum.''Kris arabayı durdurdu ve Tao'ya baktı.
''Neredeyiz?''dedi Tao.
''Tekrar başlayamaz mıyız?''dedi Kris.
''Kris, yapma.Tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyorum.Bebeğimi kaybettim.Psikolojim altüst oldu ve sen tekrar barışmamızı söylüyorsun.Yapamam bunu.''
''Beni hala seviyorsun.''dedi Kris, emin olmak istercesine.
''Hayır.''dedi Tao ama gözünden bir damla yaş düştü.
''Seviyorsun, benim de seni secdiğim gibi.'' Kris kollarını Tao'nun beline sarmaya çalıştı ama Tao kemeri çözdü ve Kris'i ittirdi.
''Hayır!''dedi Tao tekrardan.
''Peki, özür dilerim, seni tekrar rahatsız ettiğim için.''dedi Kris ve arabayı geldikleri yöne doğru sürmeye başladı.
Geri dönerken Tao konuştu:
''Benden başka bir ilişkiye başlamadın mı?''dedi Kris'e bakmadan.
''Hayır.''dedi Kris.
''Beni merak etmiyor musun?''dedi Tao.
''Ne yaptığını biliyorum.''dedi Kris, Tao'ya.
Tao gözlerini devirdi.
''Rahatsız etmeme halin çok iyiymiş.''dedi.
''Sen de beni unutamadığın için başka birisiyle birlikte olamadın, beni severken başkalarını da sevemedin Tao.''
Tao sustu.
Geri döndüklerinde Kris arabayı durdurdu ve son kez Tao'ya baktı.Kapıların kilidini açsa da Tao inmedi.Ellerini Kris'in yüzüne koydu.Ona yaklaşırken kalbi tekrar canlanmış gibi hızlı hızlı atıyordu.Kris vakit kaybetmedi ve Tao'nun başını elleriyle tutarak kendininkine yasladı.Kris'in dudakları özlemle Tao'nunkileri tadarken Tao ağlıyordu.Bir süre öpüştükten sonra Tao ayrıldı.
''Bu demek oluyor ki...''dedi Kris.
''Ben-''dedi Tao ama başka bir şey de diyemedi.
''Yeniden başlayalım Tao.''dedi Kris yalvarırcasına.
''Bu sefer seni düzgün seveceğim, bu sefer seni incitmeyecceğim.''dedi.
Tao sadece başını salladı ve gözyaşlarını sildi.
Bitti arkadaşlar, biliyorum çok kısa ama belki yıllar sonra girip düzenlerim bu fici sadece şu an yük olarak görüyorum ve hiçbir şey yazamıyorum.
Şu ana kadar bana destek verdiğiniz için teşekkürler 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CHAINED
Fanfiction''Kaçamazsın, bana bağlısın.Her şeyin benim.Her şeyim sensin.'' ''Onca yaptıklarından sonra mı?''