Sudelerin ne yaşadığını ölümüne merak etsemde şu an Yağıza trip atmakla meşgul olduğum için fazla mantıklı olamıyordum.
Yağız " Ne demek sen hiç romantik değilsin?" Diyerek yakındı . Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı ve sinirle çabucak açtı. " Alyacım,sevgilim niye böyle saçma şeyleri kafana takıyosun öküz olduğumu sen söyledin zaten " yatağımda bağdaş kurmuş bir sekilde otururken son sözleriyle yanımdaki yastığı koltukta yatan Yağızın kafasına attım. Yağız yastığı tutamadığı için kafasına gelmişti.
Koltuktan kalkıp elindeki yastıkla yanıma gelmek için koşmaya başlayınca ayağı kalkıp yatağın üstünden zıplamakla yetindim . En son Duvar ve yağızın arasında kalmış bir ben nefes nefese bir şekildi yağızı iktirmeye çalışmaktan başka bir şey yapamıyordum. Hiç bir şey yapamama beni daha çok sinir ederken sadece çırpınıp bağırıyordum. " Yağız çekil üstümden " kafasını salladı. "Bak bağırırım" hadi yiyosa yap der gibi baktı suratıma sonunda bende pes etmiş bir şekilde trip atmayı bıraktım ve üstümden çekilmesini sağladım . Bir süre sonra odaya Ardanın kucağında Sudeyle girdiğini görünce bu sefer onları yalnız bırakma tekligini ben sundum . Madem bi işe kalkışmıştık her şey tam olmalıydı.Yağız kendi yatağında yatarken bende yanında bağdaş kurmuş telefonumu kurcalamakla meşguldüm . Yağıza döndüğümde gözleri kapanacak derecede uykuluydu bende uyusam iyi olacak diye düşündüm ve yanına uzandım. O sırada kapı gürültüyle açıldı ve 25 yaşlarında bir genç ve ondan iki yaş küçük olarak tahmin ettiğim bi bayan girdi . Kapının çarpılmasından irkilen Yağız ayağı fırlamış dik dik el ele tutuşmuş çifte bakıyordu . Yağız ağzını açacakken genç ondan önce davranıp konuştu . "Lütfen bizi kurtarın " nefes nefeseydi ve cümleleri kesik kesik çıkıyordu ağzından yağıza baktım o da beni onayladı . Yanlarına gidip yaslandıkları kapıyı kilitledim ve " Neler oluyor? " diye oldukça normal bir soru sordum. Kız al al olmuş yanaklarıyla " peşimizdeler ailem " yağız tek kaşını kaldırıp "Ne yani kaçtınız mı?" Genç kafasını salladı. O anda kapının kırılacakmış gibi çalması ayvayı yediğimizin bir göstergesiydi.
Yağız kapıya yöneldiğinde kız yalvarmaya başladı" Lütfen biz birbirimizi çok seviyoruz onlar gitsin hemen gideceğiz söz " Yağızın elinden tutup gözlerine baktım . Ellerini saçlarının arasından geçirdi ve koltuğa oturdu. Kapı kırılacakmış gibi çalmaya devam ederken gençleri dolaba soktum ve kapıyı açtım.
Kapıda gayet iyi ve modern görünümlü bir kadın ve eşi vardı . Arkasında da bir kaç kişi daha . Adam sert bir ses tonuyla" aç kapıyı onlar sizinle biliyoruz" diye bağırdı . Yüzümum ne hal aldığını bilmeden " burda kimse yok diyebildim sadece o sırada beline bir havlu bağlamış olan yağız geldi kaslarıyla sanki karşındakinin beynini uyuşturacak sanıp kenara çekildim . Ama daha mantıklısı bizim odada tek olduğumuzu kanıtlamaya çalışıyordu.
Kapıdakiler bir anda gözlerini yağızın vücuduna sabitlediler . Yağız" bir şey mi oldu aşkım" diyerek belime sarıldı. kendimi hemen toparlayıp " hayır hayatım yer sorcaklardı herhalde " diyerek kapıdakilere döndüm.Adam " pardon" diyerek pişmanlığını dile getirdi . Kafamı masumca sallayıp kapıyı kapattım. O anda dolaptan bir kırılma sesi ve kapaklarının açılması . Ardından yere düşen esrarengiz bir çift aynı film gibiydi . Adam yerden kalkıp Yağıza elini uzattı. "Ben Yağız" diyerek . Yağız elini sıktı ve gülerek " Bende yağız ." Dedi . İkis gülerken Kız bana yaklaşıp " Ezgi " dedi. Bende "Alya" diyerek tebessum ettim. Tanışma faslı bitince Yağız kalktı ve Ezginin elini tuttu. "Biz artık gidelim gece gece size fazla yük olduk . Yağız "olurmu hiç deyince bende araya girip " iki yatak var kapıyı kitleriz siz beraber biz beraber uyuruz bizim için bi sorun olmaz" diyerek Yağıza baktım o da onları çok sevmişti . Kafasını salladı " sabah gidersiniz hem bizimkilerlede tanışın " diyerek yatağa uzandı gitmelerine fırsat vermeden kapıya koşup kilitledim.
Sabah olunca herkes uyanmış tek ben pinekliyordum . Çünkü gece her geç yatışımın sabahı böyle zor olurdu. Yatakta doğrulup yan yatakta oturup ellerindeki çantayı kurcalayan Ezgi ve Yağızı buldum. Ezgi " Allah kahretsin " diye bağırınca . Meraklanarak ayağa zıpladım ve " ne oldu " hiç nefes almadan cevap verdi kızarmış yüzüyle "yüzüğüm" Ezginin yanında oturan sevgilisi üzülmemesi için hiç bir şey söylemiyor fakat sinirli gibiydi .
Daha fazla ortamı germemek için konuşmadım banyodan giyinik çıkan yağızla birlikte hazırlanıp hep beraber temkinli bir şekilde havuz başında buluştuk . Ezgi ve Yağızı onlara tanıttınca onlarda bayıldı bu sevimli çifte .
Lale" aşka bak be " bağırınca Sude göz devirdi. Arda bunu fark edip Sudeyi elinden tutup kucağına aldı . " Bizim aşkımız daha büyük ezikler " diye bağırınca iki yağız kıskanıp bizi kucaklarına aldılar . Yağıza beni bırakması için bağırırken Bora "gel kız buraya " diyerek laleyi kucağına alırken çınar kucağına gelmemekte ısrar eden irem i omzuna almıştı. Yağızın kolundan tutup iktirirken ayağı takıldı ve havuza düştük havuzun dibinde bile elimi bırakmayan Yağız endişeyle gözlerini açıp bana baktı ve belimden tutup yukarı çekti . Derin bir nefes alıp boynuna sarıldım. Yüzeye çıkar çıkmaz aniden boğazıma kaçan sular midemi bulandırmıştı.Konuşmadan boğazıma dolan şeyleri en yakın çöpe boşaltım ardından üstümdeki ıslak şeyleri çıkartmak için odaya ilerlemeye başladım . Odaya giderken beni yakalayan hapuşuruk faciası hasta olduğumun kanıtıydı.
Odada usutumu değiştirirken arkadan gelen kızlar telaşlıydı. Birşeyim olmadığını anlatmaya çalışırken 20 kerek öksürüp 15 kere hapşurduğum için heçbiri beni dinlemedi. Sude ilaç bulmak için aşağı indi . Ben de yatağa uzanarak herkesin birşeyler yapmasini izledim. En sonunda odaya yağız girdi ve herkesi dışarı çıkartıp üstündeki suçluluk duygusuyla benimle o ilgilenmeye başladı.
Bir bardak su istediğimde masanın üstünde duran suyu bana uzatıp tebessüm etti. Suyu içerken bana bakışını izlemek ayrı bi zevkti.Suyu masaya bırakıp koltuğa uzandım üstüme ince bir pike getirdi ve yere oturup alnımdan öptü. Parlayan gözlerinin içine baktım. Yanağını avcumun içine alıp diğer yanağını öptüm. Kısık bir ses tonuyla " bana masal okurmusun ?" Dedim. Yağız sorgular şekilde bana baktı. Devam ettim. "Annem küçükken hep okurdu onsuz uyuyamazdım kaybetmekten korkardım her kelimesinde ne kadar korktuysam o geldi başıma şimdi kaybetmekten korkutuğum başka bişey var. " Yağız anlatmaya başladı.
"Bir varmış bir yokmuş çok uzun zaman önce bir prenses varmış annesi yok babasının sevgisiyle büyümüş ama bir gün babası bir cadı ile evlenip kızını çıkmazı olmayan bir kaleye hapsetmiş .." bu sırada Yağız tek eliyle sevgilisinin kapalı olan gözlerinin üzerine düşen saçlarını itti eliyle nazikçe. Ve sonra devam etti boğazını temizleyip.
"Kale o kadar uzunmuş ki aşağıya bakanın başı dönüyormuş . Bir gün bir prens bu kuleyi merak etmiş . Denemiş denemiş yukarı çıkmak için bir yol bulmaya çalışmış . O sırada o kadar uzunluğa ramen pencerede şarkı soyleyerek saçlarını tarayan prensese rastlamış o parlak gözleri prensin kahverengileriyle buluşmuş ve ihtişamlı kulenin en tepesinde bulunan bir bulut merdiven halini almış prens ağır ağır yukarı yürümüş. Sonunda prense kavuşunca ömür boyu mutlu yaşamışlar... " Yağîz uyuyan alyanın saçlarını koklayıp uykuya daldı...
#M#i.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Okullar M.İ.
ChickLitHepsinin acıyan bir kalpleri vardı kendine göre . Pansumanları başka bir kalp ile birleşmekti. -Arda" Bak bu ikinci elleyişin niyeti bozcam Bora!" -Çınar "Kafanda halay çeken patatesin olmak istiyorum irem " -Bora" Artık evlenmemiz lazım ben namu...