Gözlerimi açtım başımdaki kan midemi bulandırıyordu . O anda nefesim daraldı . Birden başım döndü ve kafam soğuk beton zemin ile bir araya geldi.
Gözümü ilk açışta nerde olduğumu çozemedim . Her yer beyazdı . Hastane(!) Evet hastane olmalıydı burası . Peki neden burdaydım. Yağız o nerdeydi.
Peki ya diğer arkadaşlarım . Onlar dışında hiç bisey hatırlamıyordum. Bide annem , sarı saçlarının arasında bir iki tel beyazlaşmıştı yüzü çökmüş biraz zayıflamıştı,ama kokusu hala hiç değişmemişti.
Onunla geçirdiğim zaman ne kadar kısa olsada özlemim geçmişti biraz.
Odanın kapısı açılınca kafamı kapıya çevirdim . İremdi gozlerimi ona çevirdiğimi gorunce çevik bir tavırla hemşireye seslendi. uyandı kelimesinin her harfi yavaş yavaş yere düşerken . Yağız her saniyede daha fazla hızlı koştuğunu hissettim .
Kıpkırmızı olmuş yüzünde nazikçe gezdirdim elimi .
Gülümsedi ve baş parmağıyla yanağımı ovuşturdu. Sessizlik benim sesimle bozuldu"ne oldu bana ?" Kafasını sağa ve sola yavaşça sallarken gözündeki bir damla yaş yere süzüldü.
- Şimdi olmaz bebeğim simdi olmaz.
Daha fazla uzatıp canını yakmak istemedim. Elimi yumuşak saçlarında gezdirip gözlerine baktım. O sırada kapı çaldı ve içeri kıpkırmızı olmuş yüzleriyle bizimkiler girdi. Herkes sırayla gelip benimle konuşurken Yağız ve kızlar hiç başımdan ayrılmadı.
Odaya babam girdiğinde irkilip refleks olarak sıçrayarak Yağıza sarıldım beynim ne olduğunu bilmesede bedenim herşeyi gayet iyi biliyordu.
Bora sakince yatağın ucuna oturup "tamam geçti gitti hadi kaldır kafanı"
Etrafa bakınıp yağızı bıraktığımda dişlerini sıkan yağıza bakıp hıçkırarak konuşmaya başladım ne olursa olsun bana ne olsuğunu bilmem gerekiyordu böyle olmazdı.
"Bana ne oldu " Yağız hızlı bir şekilde ayağı fırladı ve kapıya uzun, hırslı, sinirli büyük bir adım attı . Arda yaslandığı duvardan kapının önüne geçerken Çınar kolundan tuttu. Ben endişelenip kalkmaya çalışınca iremin şevkatli kolları beni tekrar yatağa yatmaya zorladı ısrar etmeden yattı.
Yağız sakinleşip biraz uzağımdaki koltuğa yerleşince kapı tekrar çaldı. Bu sefer siyah saçlı yeşil gözlü hafif soluk tenli bir kadın alçak topuklu ayakkabısıyla girdi içeri. Yanındaki takım elbiseli adama dışarda kalmasını rica ederken yağız saygıdan ayağa kalktı ve herkes.
Yatakta doğrulunca gelip yanıma oturdu.
-Merhaba ben Nermin
-Merhaba
Deyip elimi uzattım ama hala çıkaramamıştı. Gülümseyerek devam etti.
-Ben Yağızın annesiyim
Kelimeler ağzından çıkarken bu yatakta olduğum için utandım.
-Böyle tanışmak istemezdim Nermin hanım affedin .
Diyerek utangaç tavrımı sergiledim. Gülümsedi
-Başka zaman bir daha tanışmak isterim güzel bayan .Yataktan kalkıp yağıza el işareti yaptı . Yağız "beş dakikaya gelirim deyince kafa salladım"
Sude elinde bir tabakla ve Lale de bir elbiseyle girdi içeri . İrem arkalarından girip kapıyı kapattı. Ve herkese" beyler dışarı hadi" hiç kimse itiraz etmeden dışarı çıkarken . Sude çorbayı üfleyip üfleyip yedirdi bana .Lale siyah elbiseyi eline alıp yerde duran kutudaki parlak beyaz babetleri çıkarttı. Kendi çantasındaki makyaj setini masaya dizdi. Sude bir peçeteyle ağzımı temizledikten sonra ayağa kalkmama yardım ettiler
Sude üzerimi çıkarırken karnımdaki bandaj ve bacağımdaki moruklar dikkatimi çekti elimi karnımın üzerinde gezdirip kanlı bandajı inceledim. Lale elbiseyi nazik bir şekilde üzerime geçirip arkasındaki fermuarı çekti.
Ayağıma babetleri giyip İremin saçımı taramasını bekledim . Sude dudağıma açık pembe bir renk sürdükten sonra sıra sıra lavaboya girip kendileride giyindiler . Sudenin beyaz elbisesine dolgu topuk ayakkabıları eşlik ederken irem tamamen sade ve gri bi elbise giymişti. Lale ise dudaki kırmızı rengin tam aksine toz pembe bir uyum sağlamıştı.
Bir anda kapı açılınca herkes yerde yatan çınara ve onun üstunde yatan boraya çevirdi başını . Sude göz devirip " siz manyak mısınız? Hastane burası hastane " onalar yerden kalkıp üzerlerini temizlerken gülümsemeden edemedim.
Arkdan gelen yağız siyahlar içinde mukemmeldi gözlerim ne kadar kapanmamak için dirensede kazanan yine gözlerim di.
Yağız önüme gelip "Hanım efendi benimle gelir misiniz acaba ?" Dedi. Kafa sallayıp güldü. Ayağı kalkacakken iki eli beni sıkıca sardı.Hastanenin önünde duran lüks arabaya kadar böyle gittik. Biz arabayla uzaklaşırken camı gosterip" onlar " dedim.
"Kendi arabalarıyla gelcekler " deyip sustu. Kafa sallayıp yola baktım.
Büyük bir otelin önünde durup arabayı korumalardan birine verdi . Kapının önüne kadar gelince elindeki karton kutuyu açıp içinden üzerinde elmas bulunan bir taç çıkardı. Salık saçlarıma taktı. Yanında bir bronş vardı eline alıp baş parmağıyla ovdu . Ve göğsümün üzerine taktı . Siyah elbisemin dantelli eteği yere kadar zarif bir şekilde uzanırken bronş sanki ona göre değilde elbise ona göre tasarlanmış gibiydi.
Içeri girdiğimizde başımızın üzerinden bir sürü kırmızı beyaz balonlar döküldü bütün salon balonlarla dolup taşarken büyük bir alkış tufanı koptu Yağıza bakarken birden salonda dans şarkısı çalmaya başladı. O kadar balonun ve bir sürü insanın arasında en ortada olan ve dans eden biz çok romantikti aslında karnım acıyo olmasa buna ölene kadar gulebilirdim mutluluktan .
Şarkı bitti ve yağız yere diz çöktü ;
Sen deniz olsan ,
Ben ise o denizin ufku.
Gelen geçen herkes aşk ile baksa.
İnsanları aşık eden en büyük aşk olsak yer yüzünde . Bulutlar eşlık ederken geceye , aşkımın simgesi olarak ay taksam o zarif parmağına. Gelinliğin üzerine düşen yakamozu olsa . Benimle sonsuza kadar gökyüzünü izlemeye var mısın prensesim?Gözümden akan yaşlara engel olamıyordum elimi kalbimin üzerine koyup diğer elimle elinden mikrofonu aldım. Salon sessizdi.
Sen Gökyüzü ben ise sürekli gözünün önündeki bulutlar olsam. Ay ise parmağıma takılan o narin yüzük . Yakamoz gelinliğimin içinde rüzgar eşliğinde , yağan şiddetli yağmur gibi sonuna kadar seninle gökyüzünde yaşamaya varım prensim...
Salonda alkış tufanı koparken yağız alnımdan öptü . kafama dökülen kırmızı güller ile bu sefer salon tamamen kırmızı gül ile dolmuştu.
Kulağıma eğilip "Seni sonsuza kadar koruyacağım bir daha aslağa böyle bir şey gelmeyecek başına seni kaybetmeyi aslağa göze alamam prensesim. Ama biraz sabır etmen gerekiyor 2 sene sonra her şey tamam olacak o zamana kadar nişanlım olacaksın."
Kafamı sallayıp sessizce kulağına eğildim " Seni ölene kadar beklerim başıma gelen en güzel şey"
Bütün gece boyunca herkes delice dans etti ben hariç çünkü yağız zıplamamı istemedi. Hatta partinin yarısında herkes mutlu mutlu coşarken beni bir otele götürdü itiraz etmem dahi izin vermedi hatta. Fazla ses iyi değilmiş falan , yağız başımda oturup elimi tutarken ayıcıklı pijamalarımla peri masalı gibi geçen şu mükemmel günü ve parmağımdaki yüzüğü düşünerek uyudum.
Düşüncelerinizi yazın aşklarım SIZCE DIĞREL BÖLUM NASIL GELIŞMELI NE OLMASINI İSERSINIZ ♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Okullar M.İ.
ChickLitHepsinin acıyan bir kalpleri vardı kendine göre . Pansumanları başka bir kalp ile birleşmekti. -Arda" Bak bu ikinci elleyişin niyeti bozcam Bora!" -Çınar "Kafanda halay çeken patatesin olmak istiyorum irem " -Bora" Artık evlenmemiz lazım ben namu...