Bora yerde otururken Lale ona bakıp gülüyordu ve masum kızlar gibi ellerini önde birleştirip yavaş yavaş sallanıyordu. Bora bir hışımla ayağı kalkıp lalenin peşinden koşmaya başladı lale ise benim arkama geçip . " Alya söyle şu sevgine bişey yapsın " bağırmaya başladı. Laleyi elinden tutup kafasını göğsüme bastırdım. "Pişt ben varım lan burda " deyip kabadayılık sergilemek isteyince herkesin kahkaha sebebi olmuştum. Yağız " Benim küçük kabadayım " diyerek dalga geçsede takmayarak yürümeye devam ettim. Başımı gökyüzüne çevirince yıldızların sanki bir nota dizesi gibi sıralandıklarına şait olmuştum . Oyle harika ve eşsizlerdi ki sanki onların çıkardığı melodiyi dinlemek için kulaklarıma gerek yokmuş gibiydi sadece eşsizliğini görmek yetiyormuş gibiydi bana . Yıldızlara bakarken nereye gitmeyi kestiremeyeceğimden birine çarptım bu kişinin Arda olmasına değilde Ardanın ellerini önünde birleştirip . "Ben namuslu bir insanım tamam mı artık evlenmemiz gerek " demesine daha çok gülme isteği vardı içimde . Sude ardanın her yaptığı espiriye hunharca güldüğü için onun bu seferki gülüşünde başını ağca çarpması hiçte anormal bir şeymiş gibi gelmedi . Herkes önüne dönerken Yağız " öyle kafan yukarda ne yapıyodun ? " dedi anlayamadığım bir ifadeyle .
"Sadece onlara bakıyordum " dedim elimi gökyüzüne kaldırarak . "Biraz onlara gidemeyeceğimin kırgınlığı ama hep görebileceğimin sevinciyle " yağız yere eğildi ve "sırtıma çık " dedi. Şaşkınca "Anlamadım ?" Diyerek sadece baktım ona . Yağız sırtını işaret ederek . " atla seni yıldızlara götürmeyi deneyeceğim " dedi. Yüzümde ömrüm boyunce oluşmayacak kadar büyük bir tebessüm oluştu Yağız ın sırtına çıkıp ellerimi havaya kaldırdım . Yağız da koşmaya başlayınca esen rüzgarın tenimde bıraktığı küçük dokunuşlar havada esen hafif melodiyi getirdi kulaklarıma . Yağıza inmek istediğimi söyleyince beni indirip neden diye sordu . Yanına yaklaştım bir yanağını avuçlarımın arasına alıp ." Benim onlara ihtiyacım olduğunu kim söyledi benim mutuluğumda sevincimde sensin" dedim . Yağız kocaman gülerken . "Bana ulaşmak kolay mı küçük bayan " dedi muzip bir tavırla bir adım geri attı . "En azından umut veriyorsun dedim. Yine aramızdaki mesafeyi kapatarak yaklaşım ona " o zaman sıkısa yakala " diyerek koşmaya başladı . Vizimkiler çok önde kaldığı için koşmamız bir şey ifade etmiyordu zaten peşinden koştum ama yakalayamadım dakikalarca hatta belkide saatlerce gözümden iyice uyku akarken yağız bana acıyıp durdu ve beni taşımaya karar verdi . Kamp alanına gidene kadar hiç kıpırdamadan yatarken gözlerimi kapatıp kokusunun üstümdekinle işlemesini bekledim ve " Küçük bayan yıldızını yakalayamadı yıldızı ona geldi " dedim ve gözlerimi karanlığa mahkum ettim.Yazar
Genç kız yeni sevgilisine o sözleri söyledikten sonra genç adamın söylediklerini duyamadan kavuştu uykuyla . Genç adam kızın bu haline gülümsedi " seni seviyorum küçük bayan " diyerek burnundan öptü onu . Sonra dahada rahat etmesi için elini düzeltti üşümemesi içinse tek eliyle şapkasını kapattı dahada sıkı sardı onu düşürmemek için .
Gençlerin arkadaşları önden gittikleri için onlara yetişmek amacıyle biraz hızlandı genç ama sevgilisinin sıçrayacağını fark etmemişti kendine binlerce küfür saydırdıktan sonra genç kızın gözlerinin kapanması yeniden rahat ettirmişti onu genç adam yavaş yürümeye dikkat etti sevgilisi kucağındayken .Kamp alanına vardıklarında arkadaşlarından ayrılıp çadıra girdiler genç adam kendi gözünden bile sakındığı sevgilisini nazikçe yatırdı üstüne örtüyü örttükten sonra narince tek eliyle saçını arkasına attı . Tek elini yanağına koyup okşadı kızın sımsıcacık yanaklarını . Kız gülümsedi uykusunda oğlan o an öpmek istedi sevgilisini yaklaştı yanına nefesleri deyiyordu birbirlerinin suratına dudakları yerine burnunu öptü genç sevgilisinin . " Kanatsız meleğim kırık kanatlarını onarmak istiyorum " dedi. Kızın yanına uzanarak dakikalarca ona bakıp düşündü anne ve babasının onu terk edişlerini üvey ailesininde yatılı bir okula gönderdiklerdiklerini . Sonra teşekkür etti anne ve babasına içinden çünkü onlar onu terk etmeseydi güneşini bulamaycaktı gökyüzü . genç adam gülümsedi "seni seviyorum " dedi . Ne kadar bunu duymasada sevgilisi onu mutlu bu kadar sessiz görmek mutlu etti genç adamı . Genç adam sevgilisinin çiçek kokulu parfümü ile uykuya daldı.
Alya
Sabah uyandığımda üstümde iki kat cekt yağızın kolları artıdan bir de örtü vardı boğuluyordum sanki öksürerek uyandım yavaşça. Üstümdeki ceketi çıkartıp ayağı kalktım ve dışarı çıktım. Öksürmem dahada çok artınca hasta olduğumu anladım. Boğazlarım feci derecede ağrıyordu çünkü Yağız çıkıp yanıma gelince "Ne oldu sana ?" Dedi. Boğazımı tutarak "çok ağrıyor" dedim . Üstümdeki ceketin fermuarını kapattı ve düzeltti . Sonra da öküzlük yaparak " ilaç iç "dedi umursamaz bir tonda . Elimi tuttu ve bir ağacın altında dalların arasına bakan irem in yanına gittik . Oraya vardığımızda karşılaştığım manzara harikaydı Bora ve Çınar büyük ağacın dalında oturuyorlardı . Lale arkadan koşarak geldi ve " ordan inin artık acıktım diye bağırdı. Bora
-Lan insekineriz demi
-Madem inemiceksin niye çıktınız ki sorunlumusunuz siz
-kızım git merdiven falan bul bak atlarım burdan üstüne
Lale oflayarak uzaklaşırken Çınar bağırdı . "Yağız kanka atlıcam tut beni " yağız ofladı . "Tabi tabi atla tutarım be seni. "
Çınar "tamam o zaman geliyorum aaa" diyerek bizim olduğumuz tarafa doğru atlayınca Yağız beni belimden geri çekti ve çınar ın benim üzerime düşmesini engelledi . Yerde yüz üstü yatan Çınar elini kaldırıp "iyiyim" derken. Yağız ve İrem on yardım etmeye çalışıyordu. Bora "yaşıyomu bakın bi bakın " diye endişeli bir ses tonunda bağırırken Lale elinde bir kovayla buraya doğru koşuyordu. Lale elindeki kovayı ağacın yanına koyup üstübe çıktı ve ağaca tırmandı Bora şaşkın şaşkın bakarken "selam " dedi. Bora birden kaşlarını çatıp kızım sen ne tür bi manyaksın senin beni indirmen gerekiyordu şimdi sende benim başıma kaldın. " dedi. Lale kafasını hayır anlamında sallayıp Boranın elini tuttu ve " benim bastığım yerlere bas dedi. Önce lale arkadanda bora indi ağaçtan merak ederek sordum . "acaba siz orda ne yapıyordunuz " diye soruverdim bir an . Bora "hiç öylesine " diyerek geçiştirdi. Bende kafama takmadım zaten ama bir sorun vardı sude yoktu ortada . "Sude nerede ? " diye sordum İrem e irem "bilmem ki deyince boku yediğimizi anladım "biraz bakalım etrafa bu gün ögladen sonra servis kalkıyor . " herkes onayladı önce yemekhane sonra çadır ve en sonda ormanda dolaşmaya başladık. Çimlere oturup öpüşen Ardayla ...M.i vote yorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Okullar M.İ.
ChickLitHepsinin acıyan bir kalpleri vardı kendine göre . Pansumanları başka bir kalp ile birleşmekti. -Arda" Bak bu ikinci elleyişin niyeti bozcam Bora!" -Çınar "Kafanda halay çeken patatesin olmak istiyorum irem " -Bora" Artık evlenmemiz lazım ben namu...