BÖLÜM 19

3.3K 199 35
                                    


   

  Sabah boğazım ağrıyarak uyansamda yüzümde kocaman bi gülümseme vardı. Yarın okula döneceğimizin somurtkanlığıyla masada duran bir bardak suyu alıp içtim.

   Yağız çoktan uyanıp dışarı çıkmıştı. Suyu içerken bir telefon sesi duydum . Benim melodim bu olmadığı için yağızın telefonunu unuttuğunu anladım. Yatağın üstündeydi.

   Yanına yaklaştığımda Babam yazıyordu. Açmamayı seçtim . Çünkü hiç tanışmamıştık. Sahi Yağız bana ailesinden hiç bahsetmemişti . Bu konu kafamı kurcalarken kapı açıldı ve içeri ıslak saçlarıyla yağız girdi. Telefonunu elime alıp ona uzattım.

"Nerdeydin?" Diye sorarak .

Elimdeki telefona baktı ve yavaşça elimden aldı telefonu " aşağıda mütiş bi havuz var tavsiye ederim diyerek elindeki havlusunu yatağa attı. Gözlerimi açarak" bu soğukta havuza mı girdin sen sorunun neydi ?" 

   Kafasını yerden kaldırmadan Telefonuyla uğraşmaya başladı cevap vermeyip.  Bi sorunu vardı sanki. Yanına oturdum elini tuttum. Hiç bir şey demeden yanımdan kalkıp gitti.

  Banyodan altında şortu üstü çıplak çıkınca elime tişortunu alıp üstüne geçirdim. Yatağa uzanıp gözlerini kapatınca . Saate baktım ve 09:00 olduğunu gördüm. "Yağız kahvaltıya inmicek miyiz?" Yağız gözlerini açmadan "sen in uykum var" dedi huysuzca .

  Artık sabrım taşmıştı hemen yanımda duran sandalyeyi yere iktirip yatakta kaşları çatık olan Yağız a bağırmaya başladım.

  " senin sorunun ne !! Sabahtan beri beni delirtmeye mi çalışıyosun sen amacın ne ?"

Yağız beni takmayarak tekrar gözlerini kapattı. "Anlatmak istemiyorum" dedi sessizce . Yatağa gidip yere oturdum. "Anlatmak zorundasın " dedim  sessiz ses tonumla. 

Yağız birden umursamaz yüz ifadesini sildi yüzünden artık hüzün dolmuştu surat ifadesi.

" sana söz veriyorum yarın okulda anlatıcam . Seninle bi ilgisi yok gerçekten bana inan"

  Aklıma gelen ilk şey sorunun eski sevgilisi ile olmasıydı. Ama yarına kadar beklemek zorundaydım sanırım buna katlanabilirdim. Kafa salladım ve oda da onu yanlız bırakıp kahvaltıya bizimkilerin arasına indim.

  Kahvaltıyı çoktan kaçırmıştım . oturup sohbet etmeye başlamışlardı bile . Yanlarına oturup bi kahve söyledim . Sude ye dönüp" diğerleri nerde " diyerek garsonun elinde getirdiği bardağa baktım . sude "cantalarını toplayacaklar herhalde " kafamı sallayıp garsona minik bir tebbessüm yolladım başıyla selam verip geldiği yoldan geri döndü.

    Kahveden bir yudum alıp elindeki telefonla uğraşan Lale ye döndüm. "Lale?" Lale kafasını kaldırıp "efendim aşkım" dedi. Elindeki telefonu işaret edip. "Iki saattir ne yapıyosun sen " Lale şeytanca gülümsedi . Yayıldığı koltuktan doğruldu ve telefonu bana çevirdi.

    Telefondaki kasları görünce ağzım sonuna kadar açıldı. Sonra gözüm lale ile telefon arasında gidip geldi " Terbiyesiz milletin kaslarına bakmaya utanmiyonmu. " Lale dudaklarını büzüştürdü ve telefonu yanağına yasladı . " Sus be o senin enişten "
   Lalenin yanında oturan bora içtiği suyu bir anda üzerime püskürtünce Bora ya sinirli bir şekilde bakıp küfür ettim . Boraya parmağımı sallayıp bu iş burda bitmedi koçum dermiş gibi baktım.

   Odaya çıkarken telefonumun titreştiğini hissettim babam yazısını görünce elim kırmızıya gitsede dayanamayıp açtım.

-Ne var?

-Karşında baban var terbiyeli konuş.

-Sen babam değilsin

-Kes... seni yarın alıyorum okuldan haberin olsun.

Gözlerim dolmuştu sessizce:

-Ne ? Deyince telefon suratıma kapandı .

Gözümdeki iki damla yaş yere düşerken Yağızın sesi doldurdu kulaklarımı.

Yağız"Alya iyimisin! Niye bembeyaz oldun?"

Söyledikleri kulağıma uğultu olarak geliyordu . Nefes alış verişim hızlandı. Gözlerim karardı bi an merdivenlerde sendeleyince kolumu yağız tuttu.
    
  Eliyle destek verip bizimkilerin yanına oturttu. Lale elindeki telefonu bırakmış bana doğru yaklaşırken Sude bir hışımla kalkınca sandalyesi yere düştü . Sude eliyle anlımı kontrol etti  . Yağız"Ne oldu artık anlatırmısın?"  yaşadığım şok kalbimi durduracak derecedeydi.

   "Babam..." dedim sonra derin bir nefes alarakiki damla göz yaşının eşliğinde " Beni okuldan alcakmış?" Son sözlerimin ağzımdan çıkmasına hıçkırıklarım mani olmuştu. Gitmek istemiyordum.

   Yağız donup kalırken Sude ve Lale birbirine bakıyordu bora ise yağızın bir şey yapmasından korkarmış gibi Yağıza.

    elimi masadaki suya uzatıp bir yudum almak istedim ama beni kucağına alan eller yüzünden yapamadım . Merdivenler koşarak geçildikten sonra odaya gelmiştik . Beni sertçe yere bırakıp kapıyı kitledi. Önce kapının yanındaki sandalyeyi ardından televizyonu devirdi . Ben izlerken kapıdan yumruklama sesleri geliyordu . Arda "Yağız sakin ol sakin" 

  Yağız canavara dönüşmüştü sanki ondan ilk kez böylesine korkmuştum .her yeri dağıtıp sinirle elini duvara vurdu . Elindeki kanın aşağı doğru süzülmesi ile çığlığım her yeri doldurdu. Kapının yumruklanmasi bir an durdu.

    Duvara çökmüş ağlayan ve suratı kıpkırmızı olmuş yağızın yanına yaklaştım. Pespembe dudaklarına kıpkırmızı olmuş gözleri eşlik ediyordu. Yanına çöktüm kafasını göğsüme yasladı. "Her şey üstüme geliyor"

"Nasıl?"diyerek sakince sordum.

  Çene kaslarından dişlerini sıktığı anlaşılıyordu. "Annem çok kötü" dedi ve ardından devam etti.

   " Annem babamla sevgilisini basmış "nefes alıp tekrar devam etti.

"Küçüklüğünden beri sevgi görmemiş bi insanım ben Ne annemden ne babamdan annemi sadece babam beni dövdüğünde yaralarıma merhem sürdüğü için seviyorum."

  
 

Düşman Okullar M.İ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin