Masumca yağızın saçlarını okşadım gözlerini kapatmış kafsı göğsümde kalbimin ritmiyle uyuyordu . Kapıdaki sesler bizi yanlız bırakmak için kesilmişti . Yağız kızarmış gözleriyle kafasını kaldırdı . Saçları dağılmıştı.
"İyimisin" diye sordum . Kafasını salladı . Yerden kalkıp yatağın üstünde duran telefonuma uzandim . Ve İreme nerede olduklarını soran bi mesaj attım. Yağızın yorgun bedeni yatağa uzanınca hemen uykuya daldı .
İkimizin çantalarını toparladıktan sonra odayı toparlayabildiğim kadar toparladım . Telefonuma odalarında olduğunu söyleyen iremin mesaji gelince tamam yazıp telefonu kapattım.
Yağıza bir çift kıyafet çıkardıktan sonra kendim de üstümü değiştirdim . Son olarak yağızı uyandırmak kalmıştı şimdi .Masumca uyuyan yağızın yanına yaklaştım saçlarını geriye doğru atıp anlındaki terleri sildim elimle . Gözlerini yavaşça açıp sırtını yatağın başlığına dayadı . Elimdeki kıyafetlerini uzatıp yanına oturdum elimin tersiyle anlını okşdım. edebildiği kadar tebessüm edip giyinmeye başladı.
İşi bitince çantalarıda alıp herkesin buluşacağı yere gittik. Sıra sıra servislere dizildik bizim sıramız geldiğinde çantamı alıp yağızı öptüm ve servise bindim.
Okula geldiğimizde çok yorgun olduğumdan kısa bir süre içerisinde derin bir uykuya dalmıştım. Sude nin Adımı hararetli bir şekilde seslenmesiyle uykum yarıda kalmıştı. Sude yanıma oturdu "Baban geldi "dedi. Kaşlarımı çattım. Ayakkabılarımı giyip veli bekleme salonuna girdim. Yanında sevgilisi yoktu . "Ne oldu? Neden burdasın?" Diye ardı ardına çıkıştım .Yanıma yaklaşıp kolumu tuttu ve sert bir şekilde sarstı "Yaptığım hiç bir şeyi sorgulamaya hakkın yok küçük hanım "
Sinirle burnumdan derin bir nefes aldım ve kolumu babamın elinden sert bir kuvvetle çektim. "Seninle hiç bir yere gelmiyorum gelmek zorunda da değilim"
Elini havaya kaldırdı kolumu tutacağını beklerken saçımı tutmuştu saç diplerim son derece acırken kapının çarpılma sesi geldi ve kulaklarıma Sude nin bağırışı doldu. Ben yere sendelerken bir koluma sude bir koluma İrem girmişti . Babamın yüzüne baktığımda dahada sinirlenmiş olduğunu anladım. İrem ve sudeyi iktirip beni çekti gözümden akan bir damla yaş babamın çekiştirmesiyle düşen yerdeki bilekliğimin üstüne düştü .
Bütün okul benim yalvarmamı babamında beni umursamamasını izlerken kimseyle ilgilenmiyordum . En son park halindeki aracın yanına geldik içeri girip çaresizce oturdum. Kafamı koltuğa yaslayıp arabanın çalışmasını bekledim. Araba çalışınca karşı taraftan gelen otobüs gözüme çarptı üstünde kocaman harfler ile yazan "SAREL KOLEJI" yazısı ile yerime daha çok sinerken yağızın bağırışları ve arkadaşlarının onu tutmaya çalışmasıyla kaçma içgüdüm harakete geçti neyse ki babam kapıları kilitlemeyi unutmuştu.
Kapıyı açıp hızlıca yolun karşısındaki Yağıza koşum hić bitmez bir yoldu git git bitmeyen bir köprü gibiydi aşağı baksam düşecektim sanki kendimi Yağızın kollarına attığımda boynundaki kokusunun ölene kadar üstümden çıkmamasını diledim . Babamın bağırışlarına aldırmadan boynuna sıkıca sırıldım. Yağız elindeki oyuncak öküzü bana uzattı . "Gitmene izin vermeyeceğim "dedi. Beni kolunun altına alıp babama baktı. Babamın gözleri ateş saçıyordu sanki telefonunu bize uzatıp .
"Kızımı hemen bırakmazsan polisi ararım. " bu sözleri çok duymuştum . Çünkü lanet babamın karakolda bir sürü yakın arkadaşı vardı. Rüşvet ile her istediğini yaptırabilirdi.
Yağızın kollarından sıyrıldım ve kahve rengi gözlerine baktım. Son kez koklayıp babamın yanına doğru yürümeye başladım. Babam kolumu sertçe çekip beni iktirince yağızın yaptığı hemleyi Arda ve Çınar dakik bir şekilde tuttular.
Arabaya bindiğimizde babam bu sefer arabanin kapısını kilitlemeyi akıl edebilmişti . Camda oluşan hafif kiri elimle sildim Yağızın yüzünü daha rahat görebilmek için . Elimdeki öküze bakıp öptüm onu. Sonra cama dönüp sessizce seni seviyorum dedim .
Duymadı duyuramadım yağızın gözleri içime işlerken tek yapabildiğim elimdeki oyuncak öküze sarılabilmekti onun özlemini onda bulmaktı.
Eve geldiğimizde koltukta sabahlığı ile uzanan cici annemin üstüne atlamamk için kendimi zor tuttum bu gün bir tokadı ve sarsılmayı kaldıramayabilirdim. Suratindaki sahte bir gulucukle bana "hoşgeldin " deyip pislikten simsiyah olmuş bembeyaz koltuğa uzandı elindeki mısırı her yere dökerek yerken babamı öptü . Babam dışarı çıktığında elimi masaya vurup "beni niye geri getirdiniz sizin burda oyuncağiniz mi var benimle dalga mı geçiyorsunuz siz?"
Kadın birden çirkefleşip. " bana bak tatlım ayağımın altında dolanıp durma seni sokağa atarım duydun mu beni " kafa salladı. Bok atarsın dermişcesine.
Elimdeki oyuncak öküze bakıp "hala bebeksin " . Gözlerimi devirdim . Oyuncak öküzümü elinden sert bir şekilde çekip merdivenlere yöneldim odama çıkmak için " nereye ?" Diye saçma bir soru yöneltti." İmalı bir şekilde odama " deyince . " ya güzelim kusura bakma ben orayı kıyafet odam yaptım idare ediver ."
Dişlerimi sıkıp son derece sert adımlarla şu kokoşun kıyafet odasina çıktım. Yerde otururken kıyafetleri incelemeye başladım. Bir insan bu kadar zevksiz olabilirsi anca miğdem bulanınca bakmaktan vazgeçtim hava almak için camı açınca . Ağaca çıkan bir yağız, çalıların arasında telefonla bir şeyler yapan İrem ve Çınar , elindeki örtüyü paylaşamayan Bora ve Lale , Arda nın kucağında ağaca tırmanmaya çalışan Sude ve bir Arabanın içinde Sarel koleji müdüresi ve Bizim okulun müdürü . Gökyüzüne bakıp yıldızlardan birini seçtim "Seni seviyorum Anne" dedim. Belkide o olsaydı böyle şeyler yaşamazdım ama yeni bir ailem olmazdı..
M.İ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Düşman Okullar M.İ.
ChickLitHepsinin acıyan bir kalpleri vardı kendine göre . Pansumanları başka bir kalp ile birleşmekti. -Arda" Bak bu ikinci elleyişin niyeti bozcam Bora!" -Çınar "Kafanda halay çeken patatesin olmak istiyorum irem " -Bora" Artık evlenmemiz lazım ben namu...