Benim hiç kumandalı arabam olmadı
Çamurdan yaptık hep
Marka modeli kendimize hastı
Has çocuklardık biz şahsına münhasır
Çocuktuk işte, tarzımız farkımızdı...
O zaman anladım yokluğun varlığımı özgün kılacağını
Ondandır bir şiir defterimin olmayışı
Paragraf aralarını mesken tutardı dörtlüklerim
O yüzden kitap sayfaları ile kavgalıydı şiirlerim
Oyun değildi bizim için yaşamak
hayat bir kavgaydı
Ve ben şiirlerde öğrendim kavga etmeyi
Satır satır kaşlarımı çatmayı
cümle cümle umutları yeşertmeyi
Bir de ürkektim !
Kısa şiirlerde haykırmayı seçtim uzatmadan
Duygularımı kendime saçtım pul pul
Öyle kafa göz , saç baş dalmak nedir bilmedim hiç
Daldığım rüyalar en güzeliydi
Sihirli cümlelerin vezniyle ahengiyle...
Yaz gecelerinde Çukurova'nın;
Gündüzünde güneş günü yakarken
Gecesinde ay geceyi yakardı
Salaş gezerdi bebeler
Salaş gezerdi duygularım
Bıyıkları yeni terlemiş delikanlıydım o vakit
O vakit ahali alçak damlı evlerin damında yatardı
Söylenirdi insanlar: nem çok nem , diyerekBıyıklarım yeni terlemişti
Evet evet deyim değil bu sahici terlemişti
Uzandığım sedir üstünde hava basık, gökyüzü açık ve berraktı
Sanki uzansam tutacak gibiyim yıldızları ve de ayı
Parmak ucu'mu değdirip en parlak yıldızın üstüne
Sürükleyip bırakmak istedim ayın göğsüne
Allah'ım ne büyük aşka sebeptir ay ve yıldız
Bir şiir gibi zarif kusursuz
Bir bayrak ki sonsuz
Uğruna neferdir sayısız yıldız
Azizim şiir bunun neresinde, derken kendime
Kadife sesi ile seslendi başucumda bir gölge
: Mehlika o evladım Mehlika
Hani demiş ya şair,
" Bir hilal uğruna ya Rab ne güneşler batıyor " diye
İşte; yıldız ve güneş, insan ve cin, Mehlika'ya aşık hayvanat bile
O bir semavi güzel
İster beşeri sev, ister ulvi sev
Sevdikçe kıymetlenir güzel
Akıl var iken serde, sen şimdi beni iyi dinle...Gölgelerken yüzümü başımda ki gölge
Birden tatlı dalgınlıktan uyandım
Son sözlerin hükmü ile, yüzümü gölgeleyen yüze baktım
: Ah kurban olduğum nene
Gel otur dinlendiğim yere şöyle
Doğruldum uzandığım yerden
Yanıma oturttum tutup ellerinden
O nenem ki, eskiler eskisi eski toprak
Yüzünde ki her bir çizgi ayrı bir yola çıkar
O yollar ki dert döşeli, serpili diken, pıtrak
Gündüz ve gece sürerken öküzüyle saban
Sallarken orak, tırpan
Ay ile yoldaşlığı vakidir, ahh-layarak ...: Bilir misin? diye sordu
: Ben bilmem, dedim
: Bil öyleyse, diyerek başladı söze
: Sahabe efendilerimiz kutlu Nebiyi
Ay yüzlü diye severdi dost meclisinde
O ki; varlığı nur, gönüllere sürur
sözü billur, buyruğu onur
kıyamete değin sevilecek tek sevgili
En sevgiliye ulaştıracak güzel elçi
Ay yüzlü, gül yüzlü en güzel insan...
Nice evliyalar, veliler, alimler ve de
Şairler ay yüzlü diye başlardı söze
Evladım sende...
Onunla yan, nuruna boyan
Aşkıyla bul derman, derde dayan
O'dur tutacak elini mahşerde
Onun hatırına af edecek Rab belkide!
'Gönlün bir kadın nazı çekmek ister
Bilirim, varlığıyla onu sevmek ister'
Sev yine sev bir ay yüzlü lakin;
Allah'ın nurunu tamamladığı son peygamberi
O'dur bizim için iki cihan serveri
Unutma onun uğruna yaratıldı kainat
Onun uğruna vücut buldu bu can
O'dur varlığımızın cevheri
Aşmasın sakın, nurunu hiç bir sevgi!
kuzum hisseni al benden
kıssayı sonra yazarsın sen...: Ben ağzım açık dinlerken nenemi
ElhamduLillah, dedi dilim gayr-i ihtiyari
Minnet duyarak öptüm o huzurlu elini...
Mehlika bir ay yüzlü güzel
Süreyya gibi yolunda bekleşip
Herkes bir Mehlika sever!- By Serdengeçti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mehlika & Yedi İncili Süreyya
PoesíaMehlika bir ay yüzlü güzel Süreyya gibi yolunda bekleşip Herkes bir Mehlika sever! - By Serdengeçti