Ah bu şehir

123 39 121
                                    

10/06/2018

Bu şehir
Ayaküstü pencere sohbetleri gibi
İki anı arası süregiden bir gemi
Kötü rüzgar şişirir bazen yelkenini
Yüzlere düşer gölgesi kara bulutun
Bir de sen yoksun
Bu şehir yok oluyor dalgalar arasında
Sokak lambasından medet umuyor
İçimde biriken umut
Aydınlıktan çıka gelirsin belki bir gün
Sonbaharda dökülen altın sarısı yapraklar
Yürüdüğün kaldırımları süpürüyor
Saçlarını dağıtmak için prova yapıyor
Hafif bir rüzgar esiyor gittiğin yoldan...
Ayıpsız bekleyişlerim var oturduğumuz  bankta
Söğüt ağacının gölgesi kucaklıyor acılarımı
Öyle anaç ki içimi seninle ısıtıyor
Bu şehir, ah bu şehir
Anıların kokusunu dağıtıyor eşe dosta
Senli kokuyor herkes ve her eşya
Her köşeden sen çıkıyorsun apansız
Ne vakit ki seni düşünsem üşüyorum
Kansız düşüyor hecelerim içinde sen olmayınca
Sen, sen ait olduğun şehrin çocuğu
Şimdi seni kim avutuyor?!

-By Serdengeçti

Mehlika & Yedi İncili Süreyya Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin