Oy ve güzel yorumlarınızı bekliyorum. Sizi seviyorum! <3
Bölümde de ufak bir sorun çıkmıştı, umarım giderilmiştir. :)
***
"Özür dilerim."
Anlamsız bir mesajdı. Kimden geldiğini bilmemem, daha da anlamsız kılıyordu mesajı. Yanlış numaraya atılmıştır kesin, diye düşünerek telefonu bir kenara koydum ve üstümdeki ıslanmış kıyafetleri değiştirdim. Üstüme oldukça bol olan pijamaları giydim ve yatağıma oturarak bilgisayarı elime aldım. Rutin işlerimden biri olan e-mail hesabıma girdim ve gelen iletilere bakınmaya başladım. Baya eski bir e-mail hesabıydı, küçüklüğümden beri kullanıyorum diyebilirdim. O yüzden tüm Stardoll, Sanalika vb. oyun hesaplarım buna bağlıydı...
Spam kutusunda üç tane okunmamış ileti vardı. İki tanesi alışveriş sitesindendi ve bir tanesi ise bilmediğim bir kişidendi. İletiye tıkladım ve uzunca bir süre ekrandan yüzümü ayıramadım. Hesap profili tamamen siyahtı ve gönderdiği iletide "Bir gün görüşeceğiz." yazıyordu. Normal mesaj ile iletiyi gönderen kişinin aynı olma ihtimalini düşündüm ve telefonumu elime aldım. Telefon elimdeyken titredi. Aynı numaradan yine bir mesaj daha gelmişti.
"Nil cevap verecek misin? Ben Mete."
Derin bir nefes verdim ve gözlerimi kapadım, çok rahatlamıştım. Mete'ye cevap yazsam mı, yazmasam mı derken biraz cevapsız bırakmaya karar verdim ve bilgisayarı masama kaldırıp yatağa uzandım. Mete'nin numarasınında kaydedip telefonu yatağımın altına koydum. Ardından günün yorgunluğu ile uykuya daldım.
***
Cumartesi günlerinin en güzel ve rahat yanı, kesinlikle istediğim saate kadar uyumaktı. Kaçta yattığımı tam hatırlamasam da, gözlerimi açtığımda saat öğlen ikiye geliyordu. Hala uykum vardı tabii.
Yataktan kalktım ve masama asılmış nota baktım. "Biz annem ile teyzemgile gidiyoruz, istersen gelebilirsin. -Efe."
Esneyerek ayağa kalktım ve banyoda elimi yüzümü yıkadım. Saçlarımı da yukarıdan bir topuz yaptım ve telefonumu alıp oturma odasına geçtim. Bir koltuğa yayıldım ve telefona bakınmaya başladım. Yapışık Beşli grubunda 247 mesaj vardı. Tek tek okumaya üşenip en altta olanlara baktım.
Hazal: Pazartesi günü Fizik yazılısı var, notları atsanıza benim defterim okulda kalmış.
Berk: Gerçekten tam adamına söyledin.
Hazal: Sus be, sanki sadece sana söyledim.
Tolga: Ben hastalıktan ölüyorum, siz yazılı diyin.
Burak: Bu yazılıda 50 alsam, diğerinden kurtarırım. Sıkıntı yok, çalışmayacağım.
Evde tek olmanın rahatlığı ile hayvan gibi bağırarak odama koştum. Fizik sınavını tamamen unutmuştum. Telefondan son arananlara girdim ve hemen Hazal'a tıkladım. Bize çağırabilirdim ve en azından bir şeyler anlayabilirdik. Telefonu üçüncü çalışında açtığında direkt söze girdim ve "Hazal, acilen gelmen lazım fizik yazılısından çakarsam babam beni asar." dedim.
"Hazal yok, Mete olur mu?" diye alaylı bir ses işittiğimde ekrana baktım. Ekrandaki Mete yazısına...
"Yanlışlıkla aramışım, iyi günler-" derken Mete sözümü kesti.
"Dur kapatma," dedi. "Ben o gün için özür dilerim. Öyle demek istemedim."
Umursamaz bir ses tonu ile, "Sorun değil, umrumda da değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil ile Oyun
Mystery / Thrillerİnternet üzerinden, çevrimiçi oynanan, gerçek cinayet, vaka ve katilerden esinlenerek hazırlanmış bir korku oyunu. Bir arkadaş grubu bu çevrimiçi oyunu ikindi vakitlerinde merak amaçlı oynarken, oyunun gerçekçiliği yüzünden kapatmak isterler. Nil, g...