Merhaba, ben geldim. Sonunda rahatladım, sınavlarımı atlattım. Yeni ve beğenmenizi umduğum bir bölümle geldim. Yorumlarınızı belirtirseniz ve oy verirseniz sevinirim, kocaman sevgilerle <3
Ve karşınızda, Mete Andıç:
Mete'nin blogunda yazanlara bakarken, en son gönderisini 25 Eylül 2015'te attığını fark ettim. Sonra hiç yazı paylaşmamıştı, girmemişti de büyük ihtimal. Eskiden bir günde iki yazı paylaştığı bile olmuş, lakin en son yazısını 2015'te atmış ve bırakmıştı.
Saatin geç vakite geldiğini görerek, yatma kararı aldım ve bilgisayarı kapatıp çalışma masama koydum. Yastığı da düzgün hale getirdim ve üstüme yorganı çekip uykuya daldım.
xxx
Sabah hapşurarak uyanmam ve şiddetli boğaz ağrısıyla birlikte kışın etkilerini üstümde gösterdiğini anlamıştım. Boğaz ağrısının yanında, durmadan hapşuracak olmam daha bir kötüydü. Yanımda paket paket peçete taşıyordum ve derste durmadan hapşurmam komik bir durumdu.
Sürüne sürüne yataktan kalktım ve çalışma masamda duran peçeteye eriştim. Yüksek sesle hapşurduğumda, kapımdan bir ses geldiğini duyunca oraya döndüm. Annem korkmuş bir gözle bana bakıyordu. "Korktum." dediğinde kahkaha atmaya başladım. Annemse bir süre bana baktıktan sonra kahkaha atmaya başladı. Dışardan bakan deli sanacaktı. O an, uykulu gözlerle yanımıza gelen Efe'ye baktım. Bize anlamayan gözlerle baktı ve mırıldandı. "Sabah sabah amacınız ne sizin ya..."
O anki hasta ruhuma rağmen gittim ve Efe'nin yanağını kocaman sıkıp öptüm. Yüzünü buruştururken annem benim yüzüme baktı. "Sen hasta mısın?" dediğinde, "Biraz." dedim. Kafasını iki yana salladı ve "Ah kızım, dikkat etsen biraz?" dedi.
Burnumu çektim ve ellerimi iki yana açtım. "Dikkat ettim ama hava soğuk o yüzden..." dedim. Annem inanmaz gözlerle bana bakıyordu.
"Hadi ben hazırlanmaya gidiyorum." dedim ve odama gittim. Bu halde hiç okula gitmek istemiyordum ama mecburdum. Bu yıl sınav öğrencisi olmak çok yorucu ve zordu.
Üstüme okul formamı giydim ve saçlarımı dağınık bir topuz yaptım. Yüzüme de çok hafif bir makyaj yaptım. Çantama birkaç gereki kitap ve defter koyup sırtıma taktım. Elime de telefon ve kulaklığımı alıp odamdan çıktım. Normalde odamı düzeltip çıkardım ama bugün hiç halim yoktu.
Mutfak kapısına çantamı koydum ve buzdolabından portakal suyu çıkardım. Annemin dünden hazırladığı poğaçalardan da bir tabağa koyup yemeye başladım.
Biraz bir şey yedikten sonra yediklerimi tezgaha koydum ve çantamı yerde sürüyerek kapıya ilerledim. Üstüme montumu giydim ve çantamı taktım. Ayağıma da botlarımı giydim ve ev halkına, boğuk bir sesle "Ben gidiyorum!" diye seslenip evden çıktım. Asansöre binerken telefondan rastgele bir şarkı açtım ve dinlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil ile Oyun
Mystery / Thrillerİnternet üzerinden, çevrimiçi oynanan, gerçek cinayet, vaka ve katilerden esinlenerek hazırlanmış bir korku oyunu. Bir arkadaş grubu bu çevrimiçi oyunu ikindi vakitlerinde merak amaçlı oynarken, oyunun gerçekçiliği yüzünden kapatmak isterler. Nil, g...