12

659 54 5
                                    

size tatlı bir gece sürprizi, keyifli okumalar diliyorum <3

-

Hayatınızda çok güzel bir an yaşadıktan sonra o anın etkisiyle  uyursunuz, o uykunun çok farklı bir tadı vardır. Yılbaşı gecesi öyleydi ve o gecenin üstüne uyuyakalmak adeta pamuktan bir yatakta uyur gibi hissettirmişti, uyandığım an ilk on saniye hiçbir şey aklıma gelmedi ama sonrasında bütün anılar gözümün önüne düştü. Mete, Mete'nin gitar çalışı, dilek dilememiz... Belki de o gece bir rüyaydı.

Koltukta sağıma döndüm, duvar saati on bir buçuğu gösteriyordu. Hazal çoktan uyanmış ve telefonuyla uğraşıyordu, uyandığımı fark edince tatlı bir gülümseme geçti yüzünden. ''Günaydın canım,'' dedi uzata uzata. ''Dünkü gece içeride yatan iki şapşal yüzünden berbat gitse de, senin çektiğin fotoğraflar bunu telafi ediyor.''

Esnerken birden gülümsedim. ''Sana da günaydın canım.''

Koltuğun yanındaki sehpada şarja takılı telefonuma uzanıp elime aldım, Mete'den mesaj bildirimi görmek anıların tekrar gözümün önüne düşmesine sebep oldu. 

Kimden: Mete

Mesaj: Günaydın, bugün nasılız biz?

Hemen mesaja girip cevap yazdım.

Mesaj: Günaydın, sana sormalıyım bunu Ardıç.

Ardından mesaj geldi.

Mesaj: İyiyiz?

Yanıtladım.

Mesaj: Gayet hem de :)

Ardından telefonu bir kenara koydum ve mutfağa ilerledim. İki bardak su ve iki ağrı kesici alıp Tolgaların uyuduğu odaya yani kendi odama gittim. Çok içki sonrası berbat baş ağrıları olacağına emindim, odaya kapıyı çalmadan daldım. ''Günaydın!''

"Tolga, beynimin içinde tepiniyor musun ne yapıyorsun!" diye bağırdı Burak. Tolga da yüzünü buruşturarak gözlerini açtı.

"Sen benim kafamın içinde tepinsen daha az ağrır, sanki filler falan tepiniyor..."

Berk'e döndüğümde ise yatakta gülümseyerek tavana bakıyordu. Ona baktığımı fark edince bana döndü. "Günaydın kardeşlerin bir tanesi," dediğinde göz kırpıp gülümsedim.

"Bu neşenizi neye borçluyuz?" 

"Şu ikisi ayılsın, neler duyacaksınız neler!" dediğinde şaşırmış gibi kaşlarımı kaldırdım.

"Merak etmeye başladım," dedim. "Kalkın da ağrı kesici için.''

Tolga ve Burak yer yatağında oturur hale geldiğinde benden birer ilaç ve bardakları alıp ağrı kesicileri içtiler. Ayılmaları biraz zor olacak gibi görünüyordu.

"Günaydın!" diye neşeyle Hazal geldi odaya. "Ben çok açım, dışarı kahvaltıya gideriz olur mu?''

Berk ve ben kafamızı olur, anlamında salladık.

"Biz niye bu kadar içtik ki ya..." dedi Tolga sersem sersem.

"Ya, biz de aynısını düşünüyorduk." dedi Hazal yakınarak.

"Neyse ya siz gidin hazırlanın, biz de ayılmaya çalışırız bir şekilde." dedi Burak esneyerek.

"İyi madem," dedim ve çekmecemden boğazlı bir kazak ve pantolon çıkardım. Banyodaki rutin işlerimi hallettim ve üstüme kıyafetlerimi giyip çıktım. Benden sonra banyoya Hazal girdi, odamın önüne gidip kapıyı tıklattım ve "Girebilir miyim?" diye sordum.

Katil ile OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin