Ben ve bizimkiler... Sizi çok özledik. Kavuştuk mu?
°°°
Hayat bir noktada isyan bayrakları çektiriyor... Hem de baya büyüğünden.
"Hazal, düzleştiriciyi sen mi aldın?"
"Tolga bu papyonun ayakkabılıkta ne işi var? Bu boyuna takılıyor boyuna!"
Derin derin nefesler alırken tam da makyaj masasına dönüştürdüğümüz masanın önüne gelmemle nefesimi tuttum.
Sinirden kelimeleri de, yumruk ve tekmelerimi de tutamayacağımı sandım.
Tam ağzımı açacağım an, Burak bana döndü ve far fırçası ile yüzüne sürülmüş fondöteni gösterdi. "Kanka sence bir ton açık mı olmuş?"
Yanımdaki duvara yaslandım ve elimi yelpaze gibi kullanmaya başladım. Lütfen bir yardım ışığı...
İçeri dalan Tolga'ya döndüğümde sanırım ciddi anlamda bayıldım. Gözlerim karardı ve daha fazla ayakta kalamadım... Tolga ayağında Hazal'ın toz pembe babetleri ile etrafta gezindi ve en sonunda elini beline koyup "Efsaneyim, değil mi?" diye sordu.
İsyan bayraklarını çektim, kendimi koltuğa bıraktım ve önümüzdeki bir saati atlatabilmeyi diledim. Hemen ardından yanıma Tolga oturdu ve ''Ne oldu şekerim?'' diye sordu.
''Tolga...'' dedim sabır dilenirken bir yandan.
''Efendim şekerim?'' diye cevap verdi bana Tolga.
''Babanın av tüfeği var ya,'' dedim.
''Evet var, hem de efsane ya tam av-'' derken sözünü kestim.
''Seni...''
''Onunla...''
''Vururum!''
''Ay hoşt!'' demesiyle üstüne atlamam bir oldu. Tolga'yı dövmem diğerlerinin de ilgisini çekmişti ki Berk ve Hazal bizi izlemeye başladı. Berk video çekmeye başladığında Tolga ''Çekme oğlum çekme!'' diye bağırmaya başladı. Ben ise elime gelen ilk şeyle, Hazal'ın toz pembe babeti ile Tolga'yı fena halde dövmeye devam ediyordum.
En son sakinlediğimizde Berk kahkaha atarak videoyu izliyordu. Tolga da aldığı darbelerin etkisi ile koltuğa kendini gömmüştü. Ben de bozulan saçımı Hazal ile bir şekle sokmaya çalışıyordum.
''Burak nerede?'' diye sordum tel tokayı saçıma takarken.
''Sahi nereye gitti o yine?'' diye bir soru daha sordu Berk.
Ardından Burak odaya dalış yaptı ve gülerek gözlerini gösterdi. ''Hazal'ınkine bin basar şu eyeliner!'' dedi.
°°°
"Merhaba arkadaşlar, kaptanınız Burak konuşuyor..." dedi Burak ve etrafına bakındı. "İnişimiz başarıyla gerçekleşti. Kendinizi anın akışına bırakın."
"İçkinin dozunu kaçırırsanız," dedi Hazal ve üstündeki boleroyu düzelterek omuzlarını geriye attı. "Sizi burada bırakıp gideriz, toplamakla uğraşmayız."
Evin bahçesine geldiğimizde Tolga konuştu. "Ortamcılar da toplanmış," dedi ileriye bakarak.
Kim olduğuna bakmak için döndüğümde Mert ve arkadaş grubunu gördüm. Bana baktığını fark etmemle zoraki bir şekilde gülümsedim. O da gülümsememe karşılık verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil ile Oyun
Mystery / Thrillerİnternet üzerinden, çevrimiçi oynanan, gerçek cinayet, vaka ve katilerden esinlenerek hazırlanmış bir korku oyunu. Bir arkadaş grubu bu çevrimiçi oyunu ikindi vakitlerinde merak amaçlı oynarken, oyunun gerçekçiliği yüzünden kapatmak isterler. Nil, g...