Uzun bir aradan sonra, merhaba.
Sizi çok beklettim, baya bir beklettim, fazlaca beklettim... Özür dilerim. Ama gerçekten, elimde olmayan şeylerdendi. Son 1-2 aydır, kendimi ne zaman gerçekten iyi ve mutlu hissettiğimi bilemiyorum. Bazen, hayatta ciddi konularda pes etmişlik geliyor hatta. Ama asla bu konuda değil. Daha çok başındayken yolun, birkaç okuruma söz vermiştim bırakmayacağım sizi ve yazmayı demiştim ve hala sözümdeyim. Giderim ama gelirim, tıpkı şu an olduğu gibi. Ama bırakmam.
Dönüşümde, hep beraber mutlu olalım istiyorum. Kaynaşalım, hayalet okur olmayın, satıriçi yorumlarda eğlenelim mesela... İsterseniz, instagram kullananlarla bir canlı yayın da yapabiliriz. Sizin için açtığım cadiyazarwattpad hesabında bir canlı yayın açıp konuşabiliriz, sorarsınız cevaplarım belki. İsterseniz yazın buraya <3
O zamaaan, fazla uzatmadan, size bölümü takdim ediyorum, keyifli okumalar <3
***
Mete, biz göz göze geldikten sonra ortadan kayboldu. Fakat hafif gülümsemesi gözümün önünden gitmiyordu.
Zil çalıp tüm sınıf dışarı çıktığında bizimkilerİn soru yağmuruna tutulmuştum.
"Ne yaptın kardeş sen?" dedi Berk. "Doksan iki!" dedi heceleyerek. Ben de nasıl olduğunu bilmiyordum ama sanırım gerçekten iyi anlatmıştı.
"Sadece çalıştım ya, abartı bir şey değil." diye geçiştirdim. "Ben kantine ineceğim, gelen var mı?" diye sordum.
Hazal, "Ben gelirim." diye yanıtladı. Oturduğu yerden kalktı ve beraber sınıftan çıktık.
Kantine indiğimizde, içeride Mert'in olduğunu görünce aklıma Mert ile buluştuğumuzu Hazal'a bahsetmediğim geldi. Başka birinden veya yolla öğrenirse beni deşerdi.
"Hazal, ben geçenlerde Mert ile buluştum." dedim.
Hazal gözlerini kocaman açarak bana döndü ve "Yuh!" dedi. O sırada yanımıza gülümseyerek Mert geldi.
"Selam kızlar," dedi. Kantinde birkaç gözün bize döndüğünü hissediyordum.
"Selam." dedik Hazal ile aynı anda.
"Nasılsınız?" diye sordu Mert.
"İyiyiz, teşekkürler." diye yanıtladım Mert"i. Hazal, yiyecekleri almak için öne ilerlediğinde ben de sıradan çıkıp onunla konuştum.
"Senden bir yerler bekliyorum artık," dedi ve göz kırptı. "Önceki buluşma oldukça güzeldi."
Gülümsedim ve kafamı yukarı aşağı salladım. Hazal elindekilerle geldi ve "Sınıfa gidelim mi? Ders Fizik geç kalmayalım." dedi.
"Tamam, görüşürüz Mert." dedim.
"Görüşürüz." dedi ve arkasını dönüp eski yerine oturdu. Biz de Hazal ile hızlı bir şekilde kantinden çıktık.
"Ne olduğundan bahsedecek misin?" diye sordu Hazal.
"Farklı bir şey yok ki. Beni davet etti, ben de kabul ettim." diye yanıtladım.
"Pat diye mi dedi? Sence de garip değil mi?" diye devam ettirdi Hazal.
"Altında bir anlam aramadım ki. Aman, neyse. Pek de önemli değil." dediğimde Hazal sırtıma vurup "Geçmişin acısı ha!" dedi şakasına. Gözlerimi kısarak bir bakış attıktan sonra sınıfa girdik.
Okul aynı sıkıcılığını tamamlamıştı ve günün kalanında Mete'yi hiç görmemiştim. Merak ediyordum ama mesaj atamayacak kadar da gururluydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Katil ile Oyun
Mystery / Thrillerİnternet üzerinden, çevrimiçi oynanan, gerçek cinayet, vaka ve katilerden esinlenerek hazırlanmış bir korku oyunu. Bir arkadaş grubu bu çevrimiçi oyunu ikindi vakitlerinde merak amaçlı oynarken, oyunun gerçekçiliği yüzünden kapatmak isterler. Nil, g...