SENİ ALMADAN HİÇBİR YERE GİTMİYORUM!!!!

3.4K 159 52
                                    

          BENİM BALDAN TATLI OKUYUCULARIMMMM

  İYİ OKUMALAR...

             Gözlerimi ona çevirip şaşkın şaşkın bakarken ''Hayır olmaz!'' diye ani bir tepki verdim. Ailem açısından tabiki sorun olmazdı. Bir günlük yokluğumu farketmeyeceklerine emindim. Aslında ona duyduğum merak yüzünden bir yanım kabul etmek istese de beynim bunun aptalca bir fikir olduğunu söylüyordu. Ve hayatında doğru dürüst sevgi görmemiş olan ben de kalbim yerine hep beynimle haraket ederdim.

              Üstelik Doruk'u bir günlüğüne ekebileceğimi sanmıyordum. Rüzgar ellerini direksiyondan çekip geriye doğru yaslanarak kollarını göğüsünde kavuşturdu. Başını bana çevirip ''Sana gelip gelmeyeceğini sormuyorum. Geleceksin diyorum.'' derken ses tonu emrediciydi.

                   Bu çocuk dünyaya kesin beni deli etmek için gelmişti. Bana emir verme hakkını ona kim veriyordu? Öfkeli gözlerimi ona dikerek ''Sen kimsin de bana emir veriyorsun?'' dediğimde beni omuzlarımdan  tutarak kendine yaklaştırdı. ''Ben Rüzgar'ım'' dediğinde sesi ürkütücüydü. Bu açıklamasının altından ben belayım anlamı çıkıyordu. Bundan korkup oturduğum yere sinmem gerekirken tüm cesaretimi toplayıp ''Bence sen her dediği yapılmış şımarık bir ergensin!'' dedim.

                    Onun omzumu daha fazla sıkıp korkunç bakışlarını bana atmasını bekliyordum. Ama o beni şaşırtarak gözlerindeki alaycı bakışlarla yüzünü bana yaklaştırdı.  Derin bir nefes alıp burnunu yanağıma sürterken ''İstediğin gibi nitelendir.'' dedi. Kalbim o kadar hızlı atıyotduki boynumda hissedebiliyordum. Burnu yanağıma sürtmeye devam ederken tekrar derin bi nefes aldı. Ben ise olduğum yerde mıhlanmış gibi oturuyordum. Burnuma artık aşinası olduğum baharat ve leylak kokusu doluyordu. Ve soluğunun değdiği yer resmen  yanıyordu.

                      Başını hafifçe çektiğinde benim şaşkınlıktan irileşmiş gözlerime bakıp sırıttı. Anlaşılan bu halimden zevk alıyordu. Beceremesemde, kendimi toplamaya çalışarak titrek çıkan sesimle ''Gelmeyeceğim!'' dedim. Cevap vermesini beklemeden arabadan hızla çıkıp ilerlemeye başladım. İçimden kalbimin normal hızına dönmesi için dua ediyordum.

                        Arkadan gelen kapı sesini duymamla aynı anda ''Bunu unuttun.'' dediğinde ona döndüm. Elindeki telefonumu havada sallıyordu. Hızla yanına giderken telefonu alıp ordan uzaklaşmayı planlıyordum. Telefona uzandığım zaman almama fırsat vermeden arka cebine koyup ''Benimle geçirdiğin günün sonunda alırsın.'' dedi. Sırıtıp yürümeye başladığında arkasından bağırsamda umursamaz tavrını takınıp gitti.

              Beni öfkemle bulunduğum yerde sap gibi bırakmıştı. Yanına gidip telefonu almaya calışmanın gereksiz olduğunu biliyordum. Bunu tahmin etmek o kadar zor değidi. Etrafta kimse yoktu ve sadece ilerdeki denizin kıyıya vururken çıkardığı rahatlatıcı ses duyuluyordu.  Saat ne kadar geç olsa da yalnız kalıp yürümeye karar verdim.

                        Zihnimdeki düşüceler karman çormandı. Önceden sadece anne ve babama odaklı düşüncelerim vardı. Onları gün içinde az görme çabalarım beni ders çalışmaya itiyordu.Çünkü zaman geçireceğim başka hiçbir şey yoktu. Tabi nadiren arkadaşlarımla görüştüğümü saymazsak.  'Acaba onlara ne yaptmda benden bu kadar nefret etmelerini sağldım?' sorusu hep aklımdaydı ve hala bir cevap bekliyordu. Ne zaman cevaplanacağı ise meçhuldü.

                        Şu son günlerde ise Rüzgar'ı düşünür olmuştum. Çünkü o yanımdayken daha önce tatmadığım hatta adını bile bilmediğim bir duygu hissediyordum. Özellikle birkaç dakika önce yaşananları düşününce kalbim tekrar hızlanmaya başladı. Hayatımda hiçbir şeyden bu kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum. Elim istemsizce yanağıma gitti ve burnunu hafifçe sürttüğü yerde durdu. O an aklıma gelince içimdeki kıpırdanmaya engel olamadım.

RÜZGAR 'SIZ ADA OLMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin