Arkadaşlar okur sayısının artması beni ne kadar mutlu etti anlatamam.
Hikayeme olan güzel tepki ve yorumlar için çok teşekkür ederim. :)
Sizler benim ilk okuyucularımsınız o yüzden bende olan yeriniz apayrı kocaman öpüldünüz :) <3<3<3
İYİ OKUMALAR...
Bana yaklaştıkça kalbimde hızla atmaya başlamıştı. Ben geri geri giderken o gittikçe üzerime geliyordu ve o geldikçe burnuma leylak ve baharat karışımı olan o tatlı erkeksi kokusu doluyordu.
Sonunda sırtım bana gösterdiği banyonun kapısına çarptı.
Lanet olsun!! İyice dibime gelmişti. Suratındaki o sırıtma bi türlü kaybolmamıştı. Sırıtarak bana doğru eğilmeye başladı.
"Yaklaşma bana! Napıyosun sen yaa?! Uzak dursana! Bak hala üzerime geliyo!!" diye heyecandan art arda cümleler sıralamıştım.
Gittikçe eğildiğinde beni kapıyla kendisi arasında sıkıştırmıştı. Nefesi yüzümü okşamaya başlamıştı. Yüzü ise ciddileşmişti. Yeşil gözleri dudaklarıma bakıyordu. Kapıya doğru sinerken elimde tuttuğum tişörtünü sıkmaya başlamıştım.
Eğer hemen banyoya girmessem bu sapık beni ciddi ciddi öpecekti!!
Ani bi hareketle arkamdaki kapının kolunu aşşağı indirerek hemen kendimi banyoya attım. Başka çarem yoktu emir almaktan nefret etsemde bu nefreti bugünlüğüne yok saymam şarttı.
Banyoya girmemle kapının diğer tarafından bi kıkırtı duymam bir oldu. Gıcığın önde gideniydi bu herif.
Elimi kalbime koyarak yavaşlamasını bekliyordum. Daha önce hiç bir erkek bana bu kadar yaklaşmamıştı özelliklede öpmek için...
Bu kadar heyecanlanmam normal miydi?? Birden aklıma dudaklarıma bakan o gözleri geldi ve kafamı hızla sallayıp bu düşünceyi hemen kovdum.
Kapının diğer tarafından Rüzgar'ın "Aynanın yanındaki dolapta temiz havlu var!" dediğini duydum. Sesinde bana dediğini yaptırmanın verdiği zevk çok belli.oluyordu. Otoriter olmayı sevdiğine emindim.
Banyoya gidip suyu ılıklaştırarak suyun vücudumu temizlemesine ve rahatlatmasına izin verdim.
Aklıma Rüzgar'ın bana yaklaştığı geldikçe bi tuhaf oluyordum. Hem heyecanlanıp hemde çok sinirleniyordum. Sonunda kendimi sadece suyun yumuşaklığına bırakarak onu düşünmeye son verdim.
Banyoda işim bitince bana tarif ettiği yerden havlu alarak vücudumu kuruladım. Kıyafetlerim ıslak olduğu için Rüzgar'ın tişörtüne kalmıştım. Ama iç çamaşırlarım ne kadar ıslak olursa olsun giymek zorundaydım.
Tişörtü üzerime mini bol bir elbise gibi olmuştu. Boyu ıslanan şortumdan biraz kısaydı.
Ooof bi de karşısına böyle çıkmak zorunda kalacaktım. Yanlız kokusu çok güzeldi. Bana yaklaştığında aldığım o leylak ve baharat karışımı olan erkeksi koku ...
Islak kıyafetlerimi banyoda bırakarak saçımı gevşek bi topuz yapıp kapıyı yavaşça araladım önce soluma baktım tam sağıma dönecekken ensemde sıcak nefesini hissederek korktuğumu belirten bir ses çıkarttım. Ama o bunu umursamadan
"Sonunda çıkabildin!" dedi. Ve beni baştan aşşağı süzdü. Kesinlike domates gibi kızarmıştım.
Gözleri yanağıma takılıp sırıttı. Ben de hemen yüzümü saklamak için başımı eğdim.
"Kendime sandviç yapacağım sen de ister misin?" diye sordu. Bu durumdan kurtulmak için her şeyi yapardım. Hafifçe onaylarcasına kafamı salladım. İlerleyerek iki kişilik koltuğun çaprazında yeni farkettiğim şu küçük yiyecek dolabından bişeyler çıkartıp hazırlarken ben de koktuğa oturdum. Beni yine şaşırtarak
"17 yaşında falan mısın?" diye sordu. O kadar küçük mü görünüyordum. "Hayır 19 Sen?" dedim. Bana sandviçi uzatırken gözlerime baktı ve "21" dedi. Bana bakarken beni öpmek için yaklaşması yine aklıma düşmüştü. Ama diğer sorusu düşüncelerimi toplamamı sağladı
"Üniversite olarak hangi bölümü düşünüyorsun?" Aslında buna kesin olarak karar vermemiştim. Benim için asıl önemli olan anne ve babamdan kurtulmaktı. Ama puanım tutarsa bi mimar olmayı isterdim herhalde diye düşünürken ağzımdan "Mimarlık" kelimesi döküldü.
Ben sandviçimi ısırdığımda bi kaç dakika içinde bu kadar harika sandviç yapmasını kıskanırken
"Ben mimarlıkta 3. sınıfım" demesiyle ona büyümüş gözlerle baktım.
Ciddi misin bakışı göndererek "Hangi okul?" diye sordum. Beni kendisi hakkında iyice meraklandırmıştı.
"Sanane!!"
Birden bu cevabı duymak afallamama sebep olmuştu. Az önce adam gibi sohbet ederken.birden ruh hali değişivermişti.
Yeşil gözlerine soğuk bi ifade katarak "Sandviçi bitirdiysen artık yat! " dedi. Ağzımın açılmaması için büyük bi çaba harcamıştım.
Sonra bu şaşkınlık yerini öfkeye bıraktı.
"Deli misin sen yaa sapıklığının yanına bir de dengesizlik mi eklendi?" dedim.
Bana hala o soğuk yeşil gözlerle bakarak "Bir şeyide iki kere söyletmeden yapsan." diye söylendi. Öfkeyle bakarak "Yapmayacağım" dedim.
Hızlı bir manevra ile beni kucağına alarak ben bağıramadan yatağa yatırdı.
"Hemen uyu saat nerdeyse üç oldu. Tek kelime dahi edersen sonucu çok kötü olur!!" diyerek kulağıma fısıldadı. Sesi öyle ürkütücüydüki benden uzaklaşırken attığı tehditkar bakışlarıyla birleşince yatağa iyice sindim.
Oda karşıdaki koltuğa bi yastık alarak geçti.Uyumak için çok uğraşmam gerekmemişti. Zaten şu son bi kaç saatte yaşadıklarım beni epey yormuştu. Sadece Rüzgar'ın garip hallerini düşünmemem yeterdi. Üzerime ince pikeyi cekip derin bi uykuya daldım......
Sabah kalktığımda önce olanları hatırlamam bir kaç saniyemi almıştı. Ardindan ilk hissettiğim belime kenetlenmiş bi koldu. Ve bu koku yoksa şu an arkamda yatan tahmin ettiğim kişi miydi????
...............
Yorum ve votelarınızı
bekliyorum beğenmeniz
umuduyla :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR 'SIZ ADA OLMAZ
Romantizm" Rüzgar! " bana bakmıyordu. Sırtı bana dönüktü. Onunla konuşmak istiyordum ama izin vermiyordu. Bana bir yaklaşıp bir uzaklaşması bu dengesiz halleri beni deli edecekti. Bir hışımla bana döndü ve delice bakan o yemyeşil gözlerini bana dikti. "...