EVET CANLARIM ÇOK BEKLEDİNİZ DİREK BÖLÜME GEÇELİM
İYİ OKUMALAR…
RÜZGAR ÇAĞLAR
Ada´nin küçük olan vücudu benimkinin altında kamıştı ve titrediğini hissedebiliyordum. Korkuyordu. Bunu biliyordum ama umurumda değildi. İzmir’e geldiğimden beri yüzünü görmediğim saygıdeğer doktorumun stresten dolayı yaşadığımı söylediği sinir krizlerinden -ufak olanı da olsa- onun yüzünden gerçekleşmişti. Bunun bedelini en ağır şekilde ödeyecekti.
Bana ‘’Ben de seni sinirlendirmek istemiştim.’’ Dediğinde öfkeden gözüm dönmüştü. Ve içimdeki küçük patlamalar birleşerek büyük bir volkan patlaması oluşturmuştu. Bunca sorunun içinde bir de beni öfkelendirmeye çalışan birinin olması beni deli etmişti.
Aslında başlangıçta baya ileriye gitmeyi planlıyordum. Ki bunu yapmak benim için hiç de zor değildi! Ama nedenini bilmediğim bir şeyden ötürü bu hali kötü hissetmeme sebep oldu üstelik tokasından çıkarak özgürlüğünü ilan eden kumral saçlarından burnuma şeker gibi tatlı bir koku gelmişti. Bu da aklımda nasıl sakinleştiğimi anlamadığım sorusunu bırakarak sinirlerimin yatışmasını sağlamıştı.
Bu yüzden üzerine sadece tişörtü geçirerek korkudan beyazlamış yüzüne yaklaşıp kendimi tutamayarak ıslak yanağına bir öpücük kondurdum. Birini öpmek sık sık yaptığım şeyler kategorisinde sonuncu sırada bile yer almıyordu ama bu tamamen iradem dışında olan bir şeydi. Son kez yaklaşıp ‘’Cezan bitti!’’ dediğimde hızla üzerinden kalkıp kapıya yöneldim. Üzerimde nasıl olup da birini öptüğümün şaşkınlığı vardı. Ada’nın nefes alışverişleri ve korkudan hızla atan kalbinin gürültüsü dışında hiç ses yoktu. Sanırım şu an benden nefret ediyordur. Tıpkı son 3 yıldır uğraştığım herkes gibi…
Kapıyı arkamdan sertçe çarparak kendimi yattaki siyah deri koltuğun üzerine atıp derin bir nefes aldım. Ucuz yırtmıştı ona daha fazlasını yapabileceğimi biliyordum buna nasıl engel olabildim bilmiyorum ama bunlar bile ona fazla gelmiş gibiydi. Bedeni hayatında kimsenin benim ona yaklaştığım kadar yaklaşmadığını açıkça belli ediyordu. Nasıl bir kız 19 yaşına gelene kadar kimseyle çıkmazdı. Bunu anlamak için sormama bile gerek yoktu. Benim yanında olduğum zamanki her hareketi, yaklaştığımda ne yapacağını bilemez halde donup kalması yeterli bir kanıttı.
Oturduğum yerden yavaşça kalkarak banyoya gittim. Üzerimdeki deniz şortunun rahatsız edici yapışkanlığından kurtulmak için hızla çıkarıp havluyla kurulandıktan sonra ince bir eşofman altı giyerek banyodan çıktım.
Uyuşuk adımlarla deri koltuğun yanındaki ufak tezgahın karşısındaki yüksek sandalyeye oturup elime telefonumu aldım. Rehberden Talha’yı bulup ekrandaki ara tuşuna basarak kulağıma götürdüm. İkinci çalışta
‘’Ooooo kimler arıyormuş(!) Senin yeni eğlencenle uğraşıyor olman gerekmiyor mu?’’ diye zevzekçe telefonu açtığında gözlerimi devirdim. Talha ile küçüklüğümden beri çok iyi arkadaştık. Zevzekti salaktı falan ama her zaman yanımda olurdu. Genelde pis işlerim olursa arkamı toplayan taraftı.
‘’Çok konuşma Talha! Zaten az önce sinirlendim bir de sana sinirlenmeyeyim. Sadece nasıl gidiyor diye aramıştım’’
‘’Her şey yolunda şimdi Konak’ı geziyoruz. Ne oldu?’’ sesimdeki ciddiyeti anlamış olacak ki dalga geçer gibi olan konuşmasından eser kalmamıştı.
‘’Bir şey olduğu yok. Akşama bara gidelim mi?’’ dediğimde aklımda bugünün stres atmak için iyi bir gün olacağını planlıyordum. Biraz kafa dağıtmak bana iyi gelecekti. Beni hiç bekletmeden hızla cevap verdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RÜZGAR 'SIZ ADA OLMAZ
Storie d'amore" Rüzgar! " bana bakmıyordu. Sırtı bana dönüktü. Onunla konuşmak istiyordum ama izin vermiyordu. Bana bir yaklaşıp bir uzaklaşması bu dengesiz halleri beni deli edecekti. Bir hışımla bana döndü ve delice bakan o yemyeşil gözlerini bana dikti. "...