6. Bölüm

66 50 4
                                    

    Günümüz..

Sürüklendim sanırım... Yerde.. Şimdi ise karanlık bir odada kapalıydım. Silahım yoktu. Kafama ağır bir şeyle vurmuştu.. Vurduğu yer acıyor ve rahatsız edici derecede sızlıyordu.

“Çok acıyor mu?” Sesin geldiği yöne baktım. Kimse yoktu. Zaten olsa bile göremezdim çok karanlıktı.
Demir kapının altından sızan ışık sadece sağ tarafımı aydınlatıyordu.

“Yaran çok acıyor mu?” Tekrar sesin geldiği yöne baktım. Gözlerimin önünde Emir belirdi. Halüsinasyon gördüğüme yemin edebilirdim. Orada olmasına imkan yoktu. Biraz olsa tadını çıkarmak istedim. Ne kadar aciz olduğumu sonra düşünecektim.

“Evet, sanırım biraz kanadı.”

Yutkunup boğazını temizledi. Halüsinasyon için çok yakışıklıydı.

“Seni koruyabilmek isterdim.. çok üzgünüm.” Sözleri kalbime dokundu. Gerçekten merak ettim o an. Burada olsa korur muydu diye.

“Gerçekten mi? Korur muydun?” Yanıma gelip oturdu. Başımı omzuna yasladım.

“Ben gerçek değilim Deniz bunun cevabını bilemem ama sana duymak istediğini söyleyebilirim. Evet seni canım pahasına korurdum. Her şeyden.”

Şakağıma bir öpücük kondurup konuşmaya devam etti.

Olanları hatırlıyor musun?” Hangisinden bahsetmişti? Kaçırılmaktan mı, yoksa onunla yaşadıklarımızdan mı ? Merak ettiğim bir şeyden bahsetmek istedim.

“Bizden mi bahsediyorsun?” Bir eliyle saçlarımı okşuyordu, diğeriyle ise elimi sıkıca tutmuştu.

“Sen bundan bahsediyorsun, evet BİZ.” Büyülü bir sözcükmüş gibi kalbimi büyüledi. Yaraları kapatmazdı ama daha derinlerini açmadığı sürece sorun yoktu.

“Her şeyi hatırlıyorum..” Gözlerim doldu. Derin bir nefes alıp konuşmaya devam ettim. “Beni ilk öptüğün yeri mesela.” Hatırlıyordum.

     1 yıl önce

Hava soğuktu, sahildeki rüzgar saçlarımı karıştırıyor ve tam yanımda duran Emirin kokusunu burnuma kadar getiriyordu. Derin nefes aldım. Karşımda duran koskocaman denizden korkmuyordum artık.

Eskiden olduğu gibi beni yutmasından korkmuyordum. Hayatımda hiç olmadığım kadar huzurluydum. Sonunda mutlu olabileceğimi bilmek beni o kadar mutlu ediyordu ki.. Başımı çevirip ona baktım. Beni izliyordu.

“Ne var?” Kıkırdayıp hafifçe sol omzunu dürttüm. Elimi nazikçe tutup gözlerime baktı. Kalbim eriyecekti sanki.

“Gözlerin o kadar güzel bakıyor ki..” Kalbim yerinden çıkacak gibi oldu. O kadar heyecanlanmıştım ki denize bile atsalar yüzerdim. “Neden denizden korkuyorsun?”

Ellerimiz birbirine kenetlenmişti. Şu an mı? Hayır, korkmuyordum. Aslında onunla geldiğimden beri korkmuyordum.

“Eski adım Deniz değildi.” Kaşlarını çatıp bana baktı. Kızgın değildi, daha çok merakla bakıyordu yüzüme. “Ada.. eski adım.” Diğer elini tutup gözlerinin içine baktım.

“Hep yalnızdım ben.. her zaman. Altı yaşındayken annemin gidişini hatırlıyorum.
İlk bahar gelmiş ve Nergisler açmıştı. Yağmur damlaları çiçeklerin yapraklara çarpıp düşüyorlardı. İlk bahar en sevdiğim mevsimdi. Annem de severdi. Cam kenarından çekilip annemi aramaya gittim.
Koridor çok uzun geliyordu. Sanki ben yürüdükçe mesafe daha da uzuyordu. Annemin odasının önünde durdum. Kapıyı yavaşça açıp kafamı içeri uzattım. Annem yoktu. İçeri girip banyo kapısını açtım. Annem burada da yoktu.
Belki annem dışarı çıkmıştır diye düşündüm.
Geri dönüp annemin hep oturduğu  koltuğa oturdum. Annemi bekledim.
Dışarısı karadı. Geç olmuştu. Annem hala yoktu. Bir anda kapı çaldı. Koltuktan atlayıp kapıya koştum. Kalbim çok hızlı çarpıyordu. Kapıyı açtım. Babam gelmişti. Annem yoktu. Babamın üzerinden gelen keskin koku midemi bulandırıyordu.
“Baba Annem nerede?” diye sordum.
Babam beni bir kenara hızla itip içeri girdi. Gözyaşlarımın tutamadım. Canım acıyordu. Orada oturup annemi bekledim.
Uyandığımda koşarak etrafı aradım. Yoktu. O zaman dan sonra bir daha annemi görmedim.” Derin nefes alıp verdim.

“Bu yüzden Ada isminden nefret ettim. Yalnızlığın sembolü gibi. Sonra ismimi değiştirmeye karar verdiğimde Deniz olmasını istedim. Korkularımdan kaçmamak için. Deniz gibi olmak istedim. Bazen sakin, bazen dalgalı..”

Ona baktım. Gözlerini bana dikmişti. Ellerimi bırakıp başımı ellerinin arasına alıp dudaklarını benimkilerine yapıştırdı. Kalbim bu defa durmuştu sanki. Dudakları benimkilerinin üzerindeyken kendimi savunmasız ama güvende hissediyordum. Ellerimi saçlarının arasına geçirip daha yakına çektim. Bu kadar yakında olduğunu bilmek çok güzeldi.

Günümüz

“Beni hala seviyorsun Deniz hiç bir şey değişmemiş.” Haklıydı. Hala deli gibi seviyordum ve bunun değişeceğinden çok korkuyordum. Unutmak bile istemiyorken nasıl geride bırakacaktım? 

En GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin