8. Bölüm

37 40 2
                                    

Emirden...

Kapıyı tekmeleyerek açtım. Yerdeydi.. , kanlar içinde. Midem tersine dönmüştü sanki.. Yüzü her zamankinden daha solgun, vücudu zayıf ve güçsüzdü.

Hızla yanına gittim. Kalbinin atıp atmadığına bakmak çok zordu. Nasıl hissedeceğimi bilmeden yaşadığım hayatımda ilk defa kaybetmekten korkuyordum. Özlediğim, hayatım boyunca sevdiğim tek kadın kanlar içerisinde yerde yatıyordu.

Dikkatlice nabzına bakıp onu kollarıma aldım. Onun kalbini paramparça etmiş biri olduğum için, ayakta olsa ona dokunmama bile izin vermezdi. Güzel kokusu şimdi kan ve tozla karışmıştı.

Dikkatlice yerden aldım. Yavaş yürümeye çalışıyordum, canını acıtmamak için. Boş deponun koridorları uzundu. Pis koku insanın içine işlerken, kırık duvarlar arasından sızan gün ışığı Denizin yüzünü aydınlatıp yaraları daha net görmemi sağlıyordu. İçim sızladı. Önem verdiğim tek kişiydi o, koruyamadığım tek kişiydi.. Dik kafalı, güzeller güzeli.. özlediğim tek şey oydu.

Depodan çıktığım anda şoföre arabanın kapısını açması için emir verdim.

"Nereye gidiyoruz Demir bey?" Derin bir nefes alıp başımı kaldırıp dikiz aynasına baktım.

"Hastaneye Ömer, bu arada artık Emir diyebilirsin." Başıyla onaylayladıktan sonra hastaneye doğru yol aldık.

Deniz baygın bir şekilde kucağımda yatıyordu. Eskiden saçı beline kadardı fakat şimdi küt bir kesimdi. Her haliyle güzeldi. "Dayan güzelim, bu dünyadan benden önce gidemezsin.. daha çok erken." Anlına bir öpücük kondurdum.

Hastanenin önünde durduğumuzda Ömer inip kapıyı açtı. Görevlilerden biri bizi gördüğünde koşarak sedye getirdi.

Hızla içeri doğru iterken arkasından gidiyordum. Yanımıza orta yaşlarda bir doktor geldi.

"Ne oldu kaza mı?" Görevli adam merakla bana bakıyordu. Olanları açıklamak zordu. Kaza değildi. Eğer dayak olduğunu söylersem polisler gelip binlerce soru sorardı.

"Bilmiyorum yerde baygın buldum... ben.... o benim.." Ne deyeceğimi bilemiyordum bir yıl önceki kadın değildi. Artık sevgilim değildi.. kalbim parçalanıyordu. "Sanırım kırık kaburgası var iç organlarına zarar vermiş olabilir bilmiyorum fazla kan kaybetti..." Adam sedyeyi hızla itmeye devam ederken karşıdan gelen hemşireye doğru baktı. Doktor ona bakmadan konuşmaya devam etti.
"Ameliyathaneyi hazırlamalıyız!" Hemşire koşarak yanımızdan geçip bir odaya girdi ve hızla çıktı.

Yanımıza gelen başka bir doktor kalp atışlarını kontrol etti. Koridorun sağ tarafında kalan ameliyathaneye girip kapıların arkasında kayboldular.

...

İki saat geçmişti neredeyse. Burada durmam iyi bir fikir değildi ama kalkıp gidemiyordum. İçimi yakan şey ise hiç bir halt edememekti. Başımı ellerimi arasına alıp yeri inceliyordum.

"Hey.." Başımı kaldırıp sesin geldiği yöne baktım. Resepsiyonda bağıran bir adam vardı. Uzaktan tanıdık gelen heryeri dövmelerle kaplanmış olan adam hiddettle bir şey anlatıyordu. Sekreter bir şey söyleyip benim olduğum yöne doğru işaret etti. Adamın gözleri benimkileri bulunca yüz ifadesi değişti.

Denizi tanıyor olabilirdi. Derhal bulunduğum yerden yok olmalıydım. Ayağa kalkıp koridorun sol tarafında kalan merdivenlerden aşağı indim.
Acil çıkış yazan kapıya doğru ilerliyordum ki arkamdan seslendi biri.

"Sen o sun değil mi?!"
Nereye kadar kaçacaktım diye düşündüm bir anda. Ama ortaya çıktığımda Denizi nasıl bir tehlikeye atacağımı biliyordum. Arkama dönup dövmeliye baktım.

"Sen kimsin?" Gerçekten merak ediyordum. Denizi takip ettiriyordum.. bu adamın onun evine girip çıktığını da biliyordum, sadece ne sıfatla bunları yaptığını bilmiyordum.

"Koray," Derin bir nefes alıp konuşmaya devam etti. "burada olmamalısın.. ne halde olduğunu bilmiyorsun ve eğer seni görürse hiç iyi olmaz... tabiki senin için.."

Kendimi tutamadım. Ona doğru yürüyüp tam karşısında durdum.
"Ona beni gördüğünü sakın söyleme.. Onu tehlikeye atarsın." Ne demek istsdiğimi anlamazcasına baktı bana.

"Bak bizim bütün hayatımız böyle geçti.. kaçarak. Şeker bunu atlatıcacak ve sakın birşeyi unutma onu sadece kayıtlı olduğu hastaneden buldum.. yani seni istese bulabilir."

Denizin ne kadar zeki biri olduğunu biliyordum. Bu adamın sevdiğım kadına şeker demesi gerginleştirmişti beni. Ellerim kaşınıyordu.Derin nefes aldım. Zor durumda olan ben değildim.

"Biliyorum, ama... benden nefret ediyor.." Düşüncesi içimi yakıyordu. "Böyle bir şey yapmaz.."
Koray hafifçe ironik bir şekilde gülüp " Yerinde olsam okadar emin olmazdım.." dedi.

Arkasını dönüp uzaklaşırken neyi kast ettiğini anlamamıştım, daha doğrusu anlamak istemiyordum.

En GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin