1. Bölüm

331 76 24
                                    

Aynada kendime baktım. Daha doğrusu bana benzeyen varlığa. Artık kendimi bile tanıyamıyordum. Gözlerim doldu. Kendimden nefret ederek geçirdiğim hayatımın tam da güzel olacakken paramparça olmasına şaşmamalıydım.
Korkularım su üzerine çıkmıştı. Her şeyimi  kaybettiğim için kızgındım. Kalbimi yerden toparlayamazdım bu defa. Çünkü sanırsam geride sadece toz kalmıştı.
Ne kadar sürerdi unutmam? Günlerce? Aylarca? Yıllar.. Belki sonsuza dek unutamayacağım kadar derin ve içtendi yaram?
Aklıma geldi...  Sözleri.
          “Saçmalama.. Seni gerçekten sevmemi beklemedin değil mi? Aptalsın sen. Öz annesinin bile istemediği biri ben neden isteyeyim? Ucuzsun.”.- Yüzümü inceliyordu. Bir an tiksinerek baktı. Nefesim kesildi. Göğsümün tam ortası yanıyordu. Dudaklarımı aralasam da hiç bir şey söylemedim. Söyleyemedim.- “Kendine bir bak. Kimsesiz ’in tekisin...  Ayyaş babanın seni dövüp, öz kardeşinin seni kumar borcunu ödemek için sattığı bir dünyada.”-Kahkaha attı. Kanım dondu bir anda.. Yada başımda aşağı kaynar sular dökülmüştü.. Bilemiyorum. –“ Ben seni sevmiyorum. Saçmalıklarla uğraşacak vaktim yok....”
Her şey beynimde tekrar tekrar oynuyordu. Neden arıyordum sanırım. Affedebilmek için. On bir ay olmuştu. Nefesim kesileli. Arkamı döndüm. Bu odaya o gittiğinden beri girmemiştim. Gri duvarlar ruhumdan daha temizdi. Yatağa baktım. Aynıydı. Dağınık. Burada uyumaktan korkuyordum. Ben burada uyursam yastıktaki kokusunu duymaktan korkuyordum. Atamıyordum da.. Ondan kalan son şeydi. Hiç bir şeye tutunamıyordum.
Gözlerim doldu. Oturduğum yerden kalkıp kapıya doğru yürüyüp durdum. Derin nefes aldım. Sanırım misafir odasında kalmaya devam edecektim. Kapıyı açıp çıktım.
Alt katta çalan telefonuma koştum. Tam elime aldığım anda sustu. Üç cevapsız arama. Ekranı açma tuşuna basıp kilidini açtım.
(3) Cevapsız arama
KİMDEN: Koray.
İsminin üzerine basıp açmasını bekledim.
“Alo.. Nerelerdesin sen?” Merak etmişti. Biraz olsa ’da mutlu etti bu beni.
“Şey Koray senden bir şey isteyebilir miyim..”  Her an ağlayabilirdim. Midem tersine dönmüştü sanki.
“Tabi Şeker.. ne istersen..” Gözlerimi kapayıp derin nefes aldım.
“Buraya gelmeni istiyorum.. berbat bir haldeyim ve sana ihtiyacım var. Lütfen..” Sadece kendini düşünen biri gibi davranmak istemiyordum, ama şu anda yaptığım tam da buydu. Ne olursa olsun Koray bunu anlardı. Belki de sadece içimi rahatlatmaya çalışıyordum.
“Yarın orda olurum Şeker..” Gerçekten yardımcı olabilir miydi bu defa? Denemekten zarar gelmezdi değil mi? Nasıl olsa boğazıma kadar batmıştım.

Salondaki kanepeye uzanıp battaniyeyi üzerime çektim.
                                                                                          ***

Masanın üzerindeki çerçeveye baktım. Fotoğraf eskidikçe anlıyordum.  Fotoğrafta
ben Koray’ın yanında oturmuş etrafa bakarken o bana bakıyordu. Belki ’de beni sadece o sevebilirdi? Kimsenin beni anlamadığı zaman beni anlayan oydu. Belki ’de bunu bir anlamı vardı. Tam arkama yaslanmıştım ki kapı çaldı. Koray’ın geldiğini düşündüm sandalyeden kalkıp kapıya doğru yürüdüm ve açtım.
Emir. Nefesim kesildi. Ciğerlerim oksijensiz bir yere girmişçesine ağrıyorlardı. Derin bir nefes alıp elimi kalbimin üzerine koydum. Hızla çarpıyordu. Tam kapıyı hızla kapamaya yeltenmişken nasıl olduğunu anlamadan içeri girdi. Mavi buz kesen gözleri bir anda yumuşadı. Saçları normalden biraz daha uzundu. Parmaklarımı daldırıp saçını okşamak istedim. Kendimi bunu yapmamak için zor tuttum. Ona çok kırgındım. Kalbimi paramparça etmişti. Peki neden hiç bir şey söyleyemiyordum?
İleri doğru adım attı. Onunla birlikte bende geri doğru bit adım attım. -"Güzeller güzeli Deniz"- Yavaş yavaş üzerime geliyordu.- " Hep çok güzelsin.. hep çok güzel bakıyorsun...Ve.."- Duraksadı.- Kaçacak hiç bir yerim kalmamıştı. Duvara dayanmıştım ve o tam karşımdaydı.- "Hala beni çok seviyorsun.. o kadar çok ki beni aklından çıkaramıyorsun.."
"Yanılıyorsun...senden nefret ediyorum.. seni sevmiyorum...tamam mı.."
"Peki öyle olsun..” Elini uzatıp çeneme hafifçe dokundu ve eğilip kulağıma fısıldadı. “O zaman söyle bana neden beni rüyanda görüyorsun?”
Bir anda uyuduğum uykudan uyandım. Donmuştum sanki. Gözlerim doldu. Oturup dizlerime sarıldım. Kokusunu burnumda hissediyordum. Erkeksi, hoş... baş döndürücü. Kendime on bir aydır tekrarladığım soruyu soruyordum "Ne zaman unutacaktım?".

En GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin