- Bailey -
Odam da oturmuş, müzik dinliyordum. Ayaklarım eski çalışma masamın üstündeydi. Sandalyeyi geriye doğru kaydırdım. Müzik setine yürüdüm ve sesi biraz daha açtım. Kulağımı, gitarın müthiş sesi daha çok doldurdu ve kendimi şarkının sözlerini solistten sonra tekrar ederken buldum.
Kafamı kaldırıp etrafıma baktım. Her zaman ki gibi odam bok gibiydi. Çok kirliydi. Posterlerimin üstü sinek pislikleri doluydu. Perdem bira gibi kokuyordu ve yatağım biraz önce becerdiğim kızın anısıyla dağılmıştı. Ah, o sürtüğü düşününce gülümsedim. Giderken masumca “Beni, arayacaksın değil mi?” Demişti. Ona arayacağımı söylemiştim fakat bu fazlasıyla yalandı. İşini bitirdiğim kızları bir daha aramazdım. Götün tekiydim, evet. Fakat sonradan beni bulup bana bağırmaları hoşuma gidiyordu. Neden, hiçbir fikrim yoktu. Sadece onların bana bağırmaları hoşuma gidiyordu. Aslında onlara zevk verdiğim için teşekkür etmeliydiler. Çirkinleri becermezdim. O zaman, bu becerdiğim kızlara iltifat olmuyor muydu? Tanrım, neyse, kızlar neyi anlıyorlardı ki.
Ben düşüncelere dalmış sırıtırken, içeriden fahişe annemin sesi geldi. Ayağa kalktım ve ne dediğini anlamak için müziğin sesini kıstım.
“Bailey! Bailey!” Homurdandım. Bu kadından nefret ediyordum. İçeriye kocaman adımlarla gittim. Sinirden burnumdan duman çıkıyordu.
Annem koltuğa içki bulaşmış geceliğiyle oturuyordu. Saçları artık o kadar çirkindi ki. Ne kadar zamandır banyo etmiyordu? Miğde bulantımı yok saydım.
Annem bana baygın gözleriyle bakarken “Ne?” Dedim. Sesim çok kızgın çıkmıştı. Düşünüyordum. Bu iğrenç, bağımlı kadın eskisi gibi değildi. Eskiden de bağımlıydı ama her zaman baştan çıkarıcı bir güzellikte olurdu. Babam gittikten sonra, kendini tamamen salmıştı. Neredeyse beş kilo almış, gözleri çökmüş ve tamamen kirlenmişti.
“Bailey, bana para ver, lütfen” Benim sinirli olduğumu biliyordu. O, yüzden korkudan altına yapacak gibi gözüküyordu.
“Benden para mı istiyorsun?” Korkuyla başını salladı.
“Ne için?” Bakışlarını parmaklarına indirdi. Ben ona böyle bakınca ve sesim bu ton da olunca bir çocuğa dönüyordu.
“Şey…Imm…Lütfen, Bailey neden istediğimi biliyorsun…”
Aniden onu geceliğinin önünden yakaladım. “Seni lanet olası fahişe, sana soru sordum…” Dişlerimin arasından tısladım. “Bana, cevap verrr”
Ağlayacağını zannettim ama umurum da değildi. Bana doğru düzgün annelik yapmayan birine, annemmiş gibi davranmama gerek yoktu. Bu kadar.
“Uyuşturucu ve biraz içki için.” Geceliğinin önünü bıraktım ve cebimden iki yüz çıkarıp suratına fırlattım. Odama doğru tekrar yürüdüm. İçeri girdiğim de telefonum titriyordu. Hemen açtım.
Henry telefon da bağırdı. “Dostum! Neredesin yine! Bir saat sonra sahneye çıkacağız ve sen daha yoksun. Bir dakika…”
Telefon el değiştirdi. Bu sefer ki ise Sean’dı. “Bak seni pislik, hangi kızı becermekle meşgulsün bilmiyorum ama burada daha iyileri var! Dostum bizi izlemek için kızlar akın etmiş! Hatta bir tanesi etek giymiş ve içinde hiçbir şey yok. Oh, Dostum üzgünüm bara gitti ve eğildi…Dostum, her neyse hemen gel işte. Benim işim var. Sanırım Junior Sean birazcık heyecanlandı…” Erkekliğine isim takıyordu.
Sırıttım. “Tamam, geliyorum.”
--------------------
Bardan içeriye girdiğim de, her zaman ki gibi bütün kızlar iç çekti. Bir kız dikkatimi çekti. Dümdüz kızıl saçları gece mavisi mini elbisesinin üstüne dökülüyordu. Göz kırptım. Heyecanlandı ve çığlık attı.
Burası iğrenç bir bardı. Herkesin önünde seks yapanlar, kusanlar doluydu. Fakat şöhretimiz bu şehirde ki kızları etkiliyordu belli ki. Bu yüzden, bu gece, gerçekten eğlenecektim.
Sahnede şarkılarımızı söylerken, kızlar vücutlarını bizi ayartmak için sallıyorlardı. Hepsine, teker teker gülümsüyordum. Sonra arka da kalan kadını gördüm. On sekiz yaşında olabilirdi belki. Benden iki yaş küçük.
Kadın telefonda kavga ediyordu. Elinde ki içkiyi bir dikişte bitirdi. Hayranlıkla ona baktım. Kıvırcık saçları omuzlarına kadardı. Aşırı mini, beyaz bir elbise giymişti ve tek omzundan düşüyordu. Topuklu ayakkabılarıyla muhteşem
bacaklarını sunuyordu. Tanrım.
-------------------
- Amy -
“Konserin içine sıçtın, Marc!” Sesimin bu kadar korkunç çıkması gururlandırıcıydı.
“Amy…” Lafını bağırarak kestim
“Seni, gerizekalı! Anla artık! Senden ayrılıyorum. Beni aldatmandan sonra ne yüzle arayıp seni affetme mi istersin?”
“Üzgünüm, Amy…”
“Bok Herif.” Dedim ve telefonu kapattım. Barmene elimle bir bardak daha işareti verdikten sonra artık toparlanmakta olan gruba döndüm. Fakat hızlı dönmemle başımın da dönmesi aynı anda oldu. Masanın kenarına tutundum. Neden bu kadar içtim ki sanki?
Hemen, tuvalete doğru gitmeye çalıştım. Bir adım daha, bir adım daha diye kendimi yatıştırmaya çalışırken popoma bir şaplak indi.
“Ahh!” Çok yüksek sesle bağırdım ve arkamı döndüm. Karşımda grubun solistini görünce şaşırdım. Dudağının kenarında, burnunda, kaşında peercingi vardı. Dudakları alaycı bir gülümsemeyle kıvrılmıştı. Sonra aklıma bir düşünce süzüldü. Tuvalete birkaç adım vardı ve çocuk yakışıklıydı. Tanrım ve Marc beni aldatmıştı. İçimde öfke tekrar kıvılcımlanırken çocuğun dudaklarına doğru eğildim.
Ellerimi saçlarına geçirip, parmaklarımın ucuna kalktım. Dudakları dudaklarıma değince heyecandan en yapacağımı şaşırarak inledim. Tanrım dişlerimi dudaklarına sürterken peercingi ara sıra dişlerime takılıyordu. Kıkırdadım ve aynı anda beni baldırlarımdan yakalayıp yukarıya çekti.
“Yavaş ol, Bebeğim. Umarım, tuvalete kadar dayanabilirsin.” Bacaklarımı beline dolayıp beni tuvalete taşımasına izin verdim. Çocuk yakışıklıydı, ben bekardım, aldatılmıştım ve çok içki içmiştim sanırım zevkli bir seks hakkımdı.
Tuvaletin kapısını benim kalçamla açtı. İçeriye girdik anında beni duvara yasladı. Dili aralık dudaklarımdan içeriye girince inleyerek, kendimi ona daha çok bastırdım. Gülümsedi ve dilini daha derine soktu.
Dilim dilinin üstünde, metal bir şeye değdi. Tanrım, dilinde de peercing vardı.
Ben onunla öpüşürken, içeriden bir kadının çığlığı geldi.
“Ah, Sean…Tanrım…Ah!Sean!” Ben gülmeye başladım. Dudaklarından isteksizce ayrıldım. O da bana bakarak gülerken, bir anda miğdem ağzıma geldi.
“Tanrım, kusacağım, bırak beni.” Dedim. Yüzünde hoşnutsuz bir ifadeyle beni hemen bıraktı. Hemen en yakın kabine girip eğildim. Midem de ne varsa dışarıya çıkarken, saçlarımı tutmaya çalıştım ama ellerimi başka eller durdurdu. Gözlerimi çevirince yüzü başka yere dönük solisti gördüm. O saçlarımı tutarken kusmaya devam ettim.
------------------
- Bailey -
Saçlarını tutarken, iğrenmemeye çalıştım. Bu güzel kadın yanımda midesinde ki her şeyi çıkarıyordu. Seks hayalim de yalan olmuştu.
Bu kadınla, bu gece çok uzun olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bedenim
General FictionOnu her gördüğümde içimde bir şeyler oluyor. Ne olduğunu bilmediğim, tarifi imkansız şeyler. Dudağının kenarları her yukarı kıvrıldığında, kaşlarını çatıp bana baktığında, o baştan çıkarıcı sesiyle her adımı fısıldadığında başka bir dünyada gibi his...