- Bailey -
“Mmmm…” Dilimi dudağının üstünde gezdirirken, gülümsüyordu. Ah, birazdan da böyle gülebilecek miydi?
Ağzımı kocaman açarak alt dudağını ağzıma aldım. Dolgun dudaklarını seviyordum. Onun vücuduna dokunmak istiyordum. Onu istiyordum.
Alt dudağını çektim. Altımda kıkırdadı. Ben de kıkırdadım.
“Birazdan kıkırdamak yerine inleyeceksin, Bebeğim. Tadını çıkar.”
“Öyle mi?” Bana meydan okuyarak baktı. Ah, bana meydan okuyan kadınları severdim.
Zaten tamamen soyunmuştuk. Ben onunla öpüşürken kendini kaybetmişti. Hemen bundan yararlandım ve parmaklarımla klitorisinin üstünde daireler çizmeye başladım. Kollarımın üs kısmını tuttu ve dudaklarımdan ayrılarak bana şaşkınca elin-ne-ara-oraya-indi? Bakışıyla baktı.
“Mmmm.” Diye bu sefer ben mırıldandım. Kendini inlememek için sıkıyordu. Ona kötü çocuk gülümsememle baktım.
“Meydan okudum.” Diye mırıldandı. Yani bu iş bitinceye kadar hiç inlemeyecekti öyle mi? Hımm…
Bir parmağım içine kaydığı anda, yukarıya doğru bir kavis çizdi.
“Bailey…” Adımı söyleyiş biçimi o kadar arzuluydu ki kendimi kaybederek ikinci parmağımı da içeriye ittim.
“Tanrım…Ah…” Ona gülümsedim.
“Bu kadar kolay mı pes ettin?” Parmaklarımı içeri – dışarı olarak hareket ettirirken yüz ifadesini inceledim. Alt dudağını dişleriyle kavramış, gözleri kapalı bir biçimdeydi. Çok seksiydi. Hızlandım.
“Seni piç he…” Dudaklarımı dudaklarına örterek onu susturdum.
Dudağımı ısırdı. Hatta o kadar kötü ısırdı ki küfür savurarak dudaklarından ayrıldım.
“Siktir, Amy.” Dudağımdan kan akıyordu. Altımda kahkaha attı.
“Ne ol…Ahh!” Klitorisini cimcirdim. Yüksek sesle bağırdıktan sonra kahkaha atarak bana vurmaya çalıştı ama onu durdurdum.
“Amy…”
“Ne!” Gözlerini açtı ve bana baktı. Birden yüzü değişmeye başladı. Saçları kızıllaştı, gözleri yeşil rengine döndü, dudaklarında bir gülümseme oluştu.
Korkudan zıpladım.
“Siktir! Ne oluyor!”
--------------------------------------------------------
Yatakta sıçradım. Tanrım! Nasıl bir rüyaydı öyle?
Tavana gözlerimi dikmiş bakıyordum. Yorgunluk sonrası, ağır rüyalar. E, Bailey üç kızı aynı anda halletmek kolay değil. Hele o kızlar tecrübeliyseler.
Neden bilmiyordum ama kanımı kaynatan bir şeyler vardı. Yerimde duramayacak gibiydim. Hem uyanınca uyuyamazdım. Bir de böyle bir rüyadan uyanınca…
Telefonum yanımda ağır ağır titreşti. Umursamadım. O deli Carrie arıyordu. Kızdan bir türlü kurtulamamıştım. Tanrım, becerdim seni işte, daha ne istiyorsun ki!
Deli, beni rahatsız etmek için, gündüzleri değil, geceleri arıyordu. Telefonumu sessize alıp kurtuluyordum.
Tabi, kanımda kaynadığı için hemen telefonu açmaya karar verdim. Tam küfür etmek için ateşlenmiş bir biçimdeydim. Erotik bir rüyadan uyanmış, bir daha uyuyamamış ve bana kafasını takmış bir kızın telefonumu masada titreştirmesini izlemiştim.
“Alo.” Sıkkın bir biçimde telefonu açtım. Bana bağırmasını dinlemeye hazırlandım.
“Sen, piç herifin tekisin!” Pufladım. Hep yanı şeyler.
“Beni becerdin ve bıraktın! Arayacağını söylemiştin! Bekâretimi sana verdim ben!”
Bu gülmeme neden oldu. Bekâretini bana vermişmiş. Hah!
“Arayacağımı söyledim ama söz vermedim. Bu bir. Bekâretini aldıysam aldım. Yapacak bir şey yok. Bacaklarını açıp altıma yatan sendin. Bu da iki.”
“Ama…”
“Aması maması, yok!” Diye patladım. “Barda ilk defa gördüğün bir erkekle yatan sensin! Bu yüzden beni artık arama. Arasan bile açmayacağıma emin ol.” Telefonu yüzüne kapattım. Delinin bir daha aramayacağını umuyordum.
--------------------------------------------------------------------------
Sabah kalktığım da uyuduğuma şaşırdım. Fakat itirazım yoktu. Uyandıktan sonra uyumak benim için çok büyük bir şeydi.
Her zaman ki gibi, mutfakta ayaküstü bir bardak süt ve iki dilim reçelli ekmek yedim. Annem evde değildi. Lanet olası, kadın. Nereye gitmişti acaba?
Omuz silktim.
Üstümde sadece iç çamaşırlarım vardı. Birkaç şey daha geçirmek için odama gittim.
Bugün önemli bir gündü. Şehrin en zengin adamının kızının doğum günü vardı ve bizim grubun çalmasını istemişti. Zaten bardan az para alıyorduk. Ara sıra çalmak için gittiğimiz partilerde elimize iyi para geçiyordu.
Bir de her gün aynı kahvaltıyı yapmaktan sıkılmıştım. Alacağım parayla buzdolabına birkaç şey almalıydım. Yumurta gibi.
-------------------------------------------------------------
- Amy -
Yatakta yatmış esniyordum. Daha yeni uyanmıştım. Psikoloji kitabım ve kalemlerim yatağımda dağılmıştı. Dün gece, biraz ders çalışmaya karar vermiş fakat çalışamamıştım. Uyuyakalmıştım.
Birden kapımın önünden sesler geldi. Kapı aniden açılınca, hızla doğruldum. İzzy, yüzünde kocaman bir sırıtışla bana bakıyordu.
Hızlıca yanıma, yatağa oturdu.
“Dökül, bakalım.” Sırıtışı büyüdü.
“Ben, Sean’la çıkıyorum.” Ona öylece baktım. Bir hafta önce tanışmışlardı ve bir haftadır İzzy’nin yüzünde güller açıyordu. Anlamamak elde değildi.
“Bu kadar hızlı mı?” Dedim.
“Beni görür görmez âşık olduğunu söyledi. Hem, neler yaşadık bir bilsen.”
“Duymak istemiyorum, emin ol.” Sırıttı.
“Senin Bailey’le ne haber?” Ona öylece baktım. Çocukla aramızda birkaç diyalogdan başka hiçbir şey yoktu.
“O, benim Bailey’im değil. Hem ben hala Marc’ı seviyorum.” Başımı aşağıya eğdim ve parmaklarıma baktım. Şimdi İzzy’den laf işitme vaktiydi.
“Uyan, artık! Onu sevme!”
“Uyandım zaten. Uyanmasaydım, şu anda onu çoktan affetmiş olurdum.”
Birkaç dakika boyunca sessizce durduk.
“Sana bir haberim var.” Dedi İzzy sessizliği bozarak. Ona baktım. Yine, gülümsüyordu.
“Rebecca’nın partisi var.”
“Ne partisi?”
“On Dokuzuncu Yaş Günü Partisi.”
Gözlerimi devirdim. “O kızdan nefret ettiğimi biliyorsun.”
“Dark Passengers, çalacak.” Ona gülümsedim.
“Şimdi anlaşıldı. Biliyorum, sevgilin orada diye gitmek istiyorsun. Tabi ki git ama beni bu işe karıştırma.”
Dudaklarını büzdü. “Amy! Sen olmadan gitmem. Hem, birazcık eğlen. Bu Marc’ı unutmana yardımcı olur.”
“Hayır.”
“Lütfen, Lütfen, Lütfen, Lütfen, Lütfen…”
Bunu yapmasından nefret ediyordum. Aslında gitmek istiyordum. Eğleneceğimi biliyordum.
O, hala devam ederken patladım. “İzzy! Tanrı aşkına, İzzy! Sus, tamam!”
Gözleri parlarken, çığlık attı. “Geliyor musun?”
“Lanet olsun, İzzy. Evet.”
--------------------------------------------------------------
- Bailey -
“Hoş geldiniz, seksi bayanlar ve erkekler!” Herkes çığlık attı. Gülümsedim ve mikrofonu daha sıkı kavradım. “Bu gece, Rock Gecesi! Herkesin ritimlerde kendini kaybedip, saçlarını sallamasını istiyorum. Özellikle sizler bayanlar! Hadi, bugün bütün erkekleri kıvırtarak baştan çıkarın!
Sean tellere vurdu ve şarkıya başladık.
“Rev Theory – Light İt Up.” Diye şarkının adını söyledikten sonra sözlere başladım.
----------------------------------------------
Sahne görevimiz bittiğinde arka tarafa geçtik. İyi bir konser olmuştu.
Doğum günü kızı Rebecca, kırmızı eteği ve üstünde sadece siyah dantelli sutyeniyle bana doğru yaklaşıyordu.
“Çok iyiydin, kötü çocuk.” Ona gülümsedim ve ellerimi poposuna yerleştirdim. Poposunu sıkarken dudaklarına uzanıp alt dudağını ısırdım ve onu daha fazlasını umutlar halde bıraktım.
“Paramı ver, kaltak.” Bana gülümsedi ve parayı cebinden çıkardı. Kot pantolonumun önünü çekti ve elini iç çamaşırımın içine soktu. Erkekliğimi biraz okşadıktan sonra gülümseyerek kaşlarımı kaldırdım. “Benimle oyun oynama.”
Dudaklarını büzdü ve dizlerinin üstüne düştü. Sırıtarak ona baktım. Parayı aldı ve erkekliğimin yanına sıkıştırdı. Tekrar ayağa kalkmadan önce pantolonumun önünü öptü.
Bir süre sırıtarak onun gitmesini izledim. Sonra partiye katılmaya karar verip içeriye geçtim.
Sallanan bedenler ve tokuşturulan bardakların içinde kendime yol açarak barmenin yanına gittim. Bir bira söyledikten sonra, bar taburesine oturup kadınları izledim.
Ne?
Amy, orada seksi vücudunu bir o yana, bir bu yana sallıyordu. Şaşkınca iç geçirdim. Rüyam tekrar kafamda belirince kocaman bir sırıtışla onun yanına yürüdüm.
Kendini tamamen kaybetmişti. Arkasına geçtim ve kulağına fısıldadım.
“Çok güzel dans ediyorsun.”
------------------------------------------------
- Amy -
“Çok güzel dans ediyorsun.” Kulağımın dibindeki sıcak nefesi hissedince hızla arkamı döndüm.
Bailey kötü çocuk sırıtmasıyla bana bakıyordu. Onu her gördüğümde ne kadarda güzel bir erkek olduğunu düşünüyordum.
“Teşekkürler.” Diye mırıldandım. Gülümsedi ve ellerini belime uzattı. Elleri belimi sarınca içimden bir ürperti geçti ve titredim. Lanet olası vücudum böyle bir adama değil de kime tepki verecekti ki.
“Benimle dans eder misin?” Dedi. Hafifçe başımı salladım. Ona arkamı döndüm ve müziğe uyum sağlamaya çalışarak kalçalarımı salladım.
“Aferin.” Diye mırıldandı. Yine o sıcak nefesle ürperdim. Bana resmen gaz veriyordu. Gülümsedim ve kendimi salarak kalçalarımı tamamen salladım. Şertleşen erkekliği her geçen saniye daha da büyüyerek ve benim popoma daha çok baskı uygularken, ağzımdan bir inleme kaçtı. Müzik çok yüksek olduğundan bunu duymadığına emindim.
“Sakin ol, lütfen. Beni çıldırtıyorsun.” Diye boynuma doğru üfledi ve boynumu ısırdı. İnledim ve ellerimi arkaya uzatıp, kalçalarını kavradım ve onu iyice kendime çektim.
“Gerçekten, Amy…” Diye tısladı.
Yüksek sesle güldüm. “Rahatla biraz, kötü çocuk.” Dedim. O da kulağımın dibinde kıkırdarken müziğin ritimleri iyice içime işlemişti.
--------------------------------------------------------
Parti bittiğinde Bailey’le vedalaşıyordum.
“Seni bir daha görebilecek miyim?” Dedim.
“Numaralarımızı alalım. Seni arayacağım, Amy. Genellikle pek tarzım olmasa da, arayacağım. Seni görmek, beni sevindiriyor.” Ona gülümsedim ve o benim telefonuma numarasını yazarken bende onun telefonuna numaramı yazdım.
“Görüşürüz.” Dedim ve telefonu ona uzattıktan sonra aptal gibi sırıtarak oradan uzaklaştım.
------------------------------------------------------------
- Bailey -
Amy, kalçalarını sallayarak giderken hayranlıkla o güzel poposuna baktım ve iç çektim.
“O güzel popoya sahip olmak için, seni kesinlikle arayacağım.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bedenim
Fiksi UmumOnu her gördüğümde içimde bir şeyler oluyor. Ne olduğunu bilmediğim, tarifi imkansız şeyler. Dudağının kenarları her yukarı kıvrıldığında, kaşlarını çatıp bana baktığında, o baştan çıkarıcı sesiyle her adımı fısıldadığında başka bir dünyada gibi his...
