Oh bebeğim, en sevdiğimiz şarkıyı duyamıyor musun?
Oh bebeğim, beni biraz daha uzun beklet
Durmak istemiyorum, bana sahip olduğun her şeyi göster
Bunu daha önce yaptım ve daha iyi bilmeliyim
Oh bebeğim hangi gezegendesin?
Neyi bekliyorsun?
Neyi bekliyorsun?
Oh bebeğim zorlukla tanıdığın bütün arkadaşlarına bak
Oh bebeğim anlamadığımı düşünüyorsun
Çünkü diyet kolayı çok fazla içiyorum
Lolipopumu yalıyorum
Ben büyümüş olanım ama kimse daha iyi değil
Oh bebeğim ne zaman benim erkeğim olacaksın?
Neyi bekliyorsun?
Neyi bekliyorsun?
Benimle dans etmek istediğini mi söyledin?
Ellerini üstüme koymak istediğini söyle
Benim için bir şans olduğunu mu söyledin?
Şimdi hazır mısın?
Benim için pantolonunu çıkarmış olmalısın
Sonunda benim için hazır mısın?
Şimdi hazır mısın?
Beni sevdiğini söyle
Biliyorum seviyorsun, biliyorum seviyorsun
Onların ne söylediği önemli değil, bu doğru…
Lana Del Rey – Ooh Baby
- 10 Yıl Önce -
Okuldan erken çıkmanın sevinciyle eve koşuyordu. Atkısı boynuna dolanmıştı, ayakkabılarının içi sularda zıplamaktan sırılsıklamdı. Şemsiyesini de yırtmıştı.
Ellerini birbirine sürterek biraz ısınmaya çalıştı. Parmaklarını hissedemiyordu. Yüzü hafif bir güneşle aydınlanmış olsa da gözlerini neredeyse tamamen kısmıştı.
Evin kapısına geldiğinde kafasını iki yana salladı. Su damlaları her yere sıçradı.
Kapıyı sessizce açtı. Ayakkabılarını çıkardı. Çoraplarını sepete fırlattı.
Tak.
Yukardan gelen gürültüyü duyunca kafasını kaldırdı. Kalbi hızla atmaya başladı.
Tak.
Kaşlarını çattı ve derin bir nefes aldı. Yukarda ne oluyor?
Çıplak, üşüyen küçük ayak parmaklarını umursamadan ilerledi ve merdivenin başına geldi.
Basamakları sayarak yukarıya çıkmaya başladı. Ayakları ıslak olduğu için ses çıkmıyordu. Burnunu çekti ve elini saçının içinden geçirdi.
Son basamağa geldiğinde içinde bir şeyler oynuyordu. Bir ses ona yukarıya gitmemesini söylüyordu.
Koridorun ortasında durdu ve en dipteki odanın beyaz kapısına baktı. Ayaklarını istemsizce sürüklemeye başladı.
Elini kapının koluna koydu ve çok hafifçe açtı. Kapı içeriye doğru çok hafif bir gıcırtıyla açıldı…
- Şimdi: Bailey -
Babama bakarken içimdeki her şeyi kusmak istedim. Aynı benimkilere benzeyen gözleriyle adeta bana meydan okuyordu.
Gözlerimi kapattım ve ona bir şey fırlatmamak için direndim.
“Ne işin var burada?” Gözlerimi açtım. Ellerim iki yanımda yumruk olarak duruyordu.
“Ah, hadi ama babacığına koşmayacak mısın?” Ellerini iki yana açtı. Annem koltuğa iyice sinmişti. Ona öyle bir bakış attım ki yüzünü başka yere çevirdi.
“Ne işin var burada?” Diye sorumu tekrarladım. Ellerini ceplerine soktu ve bana doğru birkaç adım attı.
“Eski karımı ve oğlumu görmeye geldim.” Gülümsüyordu.
“Benim babam yok. Senin oğlun on yaşındayken öldü.” Çenem kasıldı.
“Benim oğlum karşımda. Ve aynı bana benziyor. Her konuda.”Bana doğru birkaç adım daha attı. “Annen bağıran kızlardan bıktığını söylüyor.”
Elini bana uzattığında, “Bana dokunduğun anda o elini koparırım.” Diye dişlerimin arasından tısladım.
Elini geri çekti ama yüzündeki kocaman gülümseme silinmedi.
“Benden bile daha yakışıklısın.” Kaşlarını havaya kaldırdı ve anneme döndü. “Yaparken iyi iş çıkarmışız.”
“Onunla öyle konuşamazsın!” Diye bağırdım.
Bana döndü ve “Bana bağırama.” Diye tısladı. Yüzüm gelen tokatla sol tarafa döndü. Dişlerimi sıktım. Kafamı ona çevirdim.
Birden o altımdaydı ve ona yumruk atıyordum. Yüzü kan içinde kalmıştı. Elim acımıştı ama öfkemi kontrol edemiyordum. Onu öldürmek istiyordum.
Annem çığlık atarak beni uzaklaştırmaya çalıştı ama birkaç yumruk daha attım ve ayağa kalktım.
Anneme döndüğümde ağladığını gördüm. Gözlerimi kapattım ve “O adam bu evden gitmeden buraya geri dönmem, anne.” Dedim. Gözlerimi açtım. “Onu sildik. Onun sana yaptıklarını unutma. Çünkü ben hiç unutmadım.” Sonra oradan hızla çıktım. Çıkabildiğim en hızlı şekilde.
--------------------------------------------------------------
- Amy -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bedenim
Ficção GeralOnu her gördüğümde içimde bir şeyler oluyor. Ne olduğunu bilmediğim, tarifi imkansız şeyler. Dudağının kenarları her yukarı kıvrıldığında, kaşlarını çatıp bana baktığında, o baştan çıkarıcı sesiyle her adımı fısıldadığında başka bir dünyada gibi his...