Melike'den
Murat cevap beklercesine dikmişti gözlerini bana
"Birşey demeyecekmisin?"
"Gitmek istemiyorum"
"Aileni merak etmiyormusun?"
"Ben...ben önceki hayatım nasıldı bilmiyorum. Ya, ya mutsuzsam önceki hayatımda. Ben burada mutluyum Murat. Ama..."
"Ama ne?"
"Eğer gitmemi istiyorsan..."
"Sakın böyle düşünme. Ne yalan söylim ben ilk defa bir kızla böyle ilgilendim. Yani demek istediğim ilk defa böyle vakit geçirdim. İlk defa bu kadar çok eğlendim. Tamam madem kalmak istiyorsan benim için hava hoş. Nezaman ki kendini hazır hissettin ozaman bana söylersin. Hadi şimdi yemek yiyelim"dedi gülümseyerek.
Yemeğe başladık bol kahkahalı bol neşeli geçen bir yemekten sonra ortalığı toparlayıp içeri girdik. Murat biraz daha yardım edip vedalaştı ve gitti. Ve işte kaldım yine bir başıma. pijamalarımı giyip yatağa girdim ve hemen uykuya daldım. Zaten oldukça yorgundum.
◇ ◇ ◇
Yeni güne gözlerimi açtım. Derince bir nefes alıp bi güzel gerindim ve gülümseyerek ayağa kalkıp tüm kapı pencereleri açtım.
Mutfağa girdim ve kahvaltılık ne varsa hepsini çıkardım.Kahvaltıyı da hazır ettikten sonra bi güzel masaya yerleştirdim. Saat 10 olmuştu ama Murat hâla gelmemişti. Belki de bugün sabah ailesiyle kahvaltı yapmak ister düşüncesiyle oturdum masaya ve kahvaltıya başladım.
Murat epeyce birşeyler getirmişti benim için. Kahvaltılık olsun Yemek malzemesi olsun. Evde yok yoktu.Kahvaltımı yaptıktan sonra etrafı topladım ve oturma odasına geçip Radyoyu açtım. Radyo da ilk haberlere denk geldim.
Spiker'in söylediklerini can kulağıyla dinliyordum.
"Ünlü iş adamı Rıfat Karahanlı'nın kızı Melike Karahanlı dan hâla haber alınamıyor."
Derince iç çektim.
Yazık kıza. Kimbilir nerdedir şimdi. Ailesi nasıl merak etmiştir kimbilir.
Sonra da radyo kanalını değiştirdim. Bu sefer ki bir haber değil Şarkı kanalıydı.
Selçuk Balcı Deniz Üstüne Fener parçası çalıyordu Radyoda.
Müziği bile gülümsememe neden olmuştu ki kimbilir sözleri nasıl güzeldir. Müziğinden anlamıştım nasıl güzel bir şarkı olduğunu.
Oturduğum yerde dalıp gitmiştim. Şarkı gerçekten çok güzel."Aşıkmısın Kız?"
Birden irkildim
"Murat. Sen nasıl girdin içeriye?"
Murat elinde ki anahtarı kaldırıp salladı
"Bununla. Kapıyı kıracaktım az kalsın."
"Ay kusura bakma radyo açık ya"
"Sevdiğim parça."dedi ve gülümseyip yanıma oturdu.
"Kahvaltıya gelmedin"
"Ya bizimkiler illede bizimle yap dediler"
"Olsun ya. İyi yapmışsın"
Murat cebinden bir telefon çıkarıp bana uzattı
"Bu sen de kalsın. Birşey olursa burdan haberleşelim"
"Gerek yoktu"
"Lazım oluyor al"
Bana uzatılan telefonu aldım ama hiç incelemeden yanımda ki ufak masaya koydum.
"Annen Baban nasıl?"
"Babam yok"
"Özür dilerim"
"Önemli değil. 5 yıl önce kaybettik onu"
"Başın sağolsun"
"Eyvallah. Sende var mı bir gelişme. Birşeyler hatırlayabildin mi?"
"Hayır."
"Yavaş yavaş artık"
1 Hafta sonra
Muratın yanında oldukça mutluydum. Oldukça değil aslında fazlasıyla. Kendimi burda çok huzurlu hissediyordum.
Ailemi bulmayı çok istiyordum ama işte tek korkum^ya önceden mutsuz bir hayatım varsa.^
Eğer önce ki hayatımda mutsuzsam burda ki hayatımı mahvetmeye ne gerek var?Bu bir hafta içersinde yemek, tatlı, hamur işleri yapmayı öğrenmiştim. Sabah akşam Murat hep benim yanımdaydı. Deniz kenarında dolaşıyor, kendi aramızda piknik yapıyor, arada bir çarşıya çıkıyorduk. Nikah olsa tam bir karı koca gibiydik aslında.
Bugün yine sabah erkenden kalkıp sofrayı kurdum. Muratta beni arayıp onu beklememi söyledi ve bende bekledim. O da geldikten sonra kahvaltımızı yaptık güzelce. Sonra da ben ortalığı toplamak için kalktım o da oturma odasına geçip gazete aldı eline.
Ben mutfakta iş yaparken yanıma geldi
"Deniz kızı ben işe gidiyorum. Akşama doğru yine gelirim mangalıda hazırla balık yaparız olur mu?"
Ehh tabii ben muratı geri çevirirmiyim? Elbette ki hayır. Balığı zaten seviyorum muratta hazıt teklif etmişken reddedemezdim değil mi?
"Olur. Kendine dikkat et olur mu?"
"Eyvallah" dedi ve gülümseyip çıktı evden. Fakat ben onu uğurlamak için kapıya çıkmadım. Zaten mutfakta bir sürü iş vardı.
Mutfaktan çıkıp diğer odalara girdim. Süpürdüm, sildim, toz aldım derken yine çok yoruldum tabi. Bütün işlerimi bitirdikten sonra kendime bir çay yapıp kitabımı da alıp kapının önüne çıktım zaten hemen kapı önünde bir masa ve bir sandalye vardı. Oraya yerleştim ve yeni başladığım bir Roman vardı ona devam ettim.
Bir önce ki kitapta oldukca güzeldi fakat bu daha da güzel gibi.
Kendimi kaptırmış giderken, bir kişinin boğazını temizlemesiyle birden irkildim.
Ben şok olmuş bakışlarla karşımda bulunan güzel ve genç bayana bakarken o da bana öldürücü gözlerle bakıyordu. Sonra dan dank edince ayağa kalkıp"Buyrun. Kime bakmıştınız?"diyebilmiştim.
Hâla cevap vermeyip sanki şimdi üzerime atlayıp beni boğacakmış gibi bakıyordu. Ne yalan söylim korkuyorum aslında fakat bunu ona belli edip kendimi küçük düşüremem.
Peki kim bu kız?
Vote ve Yorumlarınızı beklerim. Lütfen beğenip beğenmediğinizi Yorumlar da belirtin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adın Aşk Olsun (Tamamlandı)
Historia CortaHayatın zorluklarına dayanamayıp kendini Denize atan Melike Karahanlı (Deniz Kızı) ile Baba Mesleğini devam ettiren Balıkçı Murat Karadeniz'in Hikayesi. Melike intihar etmek için kendini Denize atar. Onu bulan Murat'ta dayanamayıp hiç tanımadığı bir...