Vücudumda ciddi bir acı ve sarsıntıyla uyandım. Başımda annem ve peder kaygılı bir şekilde bana bakıyordu. Sanırım duyduklarımın şokuyla kendimden geçmiştim.
Annem,
" Ah Elza beni çok korkuttun. Sana bir şey oldu sandım " diyordu. Üstelik yüzünde büyük bir korku vardı. O esnada peder Jons ise koşarak odasına doğru gidiyordu.
Neler oluyordu böyle, yoksa ölüyor muydum ? Acaba bilmediğim bir hastalığım mı vardı ? Yoksa o kahrolası şeytanlar beni almak için mi gelmişti ? Ben bunları düşünürken annemin saçlarımı okşaması beni iyice rahatlatmıştı. Çok kısa bir süre içindeyse Peder Jons, Doktor Herry ile birlikte yanımıza geldi. Hangi ara yaptı bilmiyorum ama doktorun elinde ilaç gibi bir şey vardı.
" Elza canım sana küçük bir ilaç hazırladım, sağlığına iyi gelecektir. " diyerek bardağı bana uzattı.
Bardağı elime aldığımda içindekilerin kokusu midemi öyle bulandırdı ki istemsizce öğürmeye başladım.
" Hadi kızım hemen içmelisin ! " diyen annem birden bardağı ağzıma dayadı. Ben daha ne olduğunu anlamadan içecek sanki kendiliğinden ağzıma doğru akmaya başladı. Buna yemin bile edebilirdim ama bunu söylersem kesinlikle deli olduğumu düşüneceklerdi.
İçecek mideme ulaştığında birden vücudumda garip bir şeyler olmaya başladı. Midemde müthiş bir yanma vardı. Tüm vücudum kısa sürede ateşler içinde kalmıştı. Ellerime kollarıma bakmaya çalıştığımda korkudan ölecek hale geldim. Bana ne olduğunu bilmiyordum ama korkunç bir şekilde parlamaya başlamıştım.
O esnada korkunun şiddetiyle herkesi iterek kendimden uzaklaştırdım. Zoraki de olsa ayağa kalktım. Buradan bir an önce çıkmalıydım çünkü bu kahrolası yere ait değildim. Vücudumsa alev almıştı. İçimde büyük bir güç vardı ve sanki dışarıya çıkmak için bedenimi parçalıyordu. Zoraki de olsa birkaç adım atabildim. Sonra birden boğazımda bir soğukluk hissetmeye başladım.
Boğazımdaki şey soğukluktan daha başka bir şeydi. O sanki tüm vücuduma hükmediyordu. Soğukluk bedenimde yayıldıkça ben kayboluyordum. İçimdeki hareketlilik garip bir şekilde tüm vücuduma nüfus etmeye başladı. Çok geçmeden de bedenimi teslim aldı. Bedenimde gezinen bu güç garip bir şekilde bana saldırıyordu. Ansızın beni tutup hızla önce ileriye sonraysa geriye doğru fırlattı. Ardından da beni kendine doğru çekip yeniden bedenime doğru ittirdi. İşte tam da o anda vücudumdan tüm gücüm çekildi ve kendimi boşluğa öylece bıraktım.
--
Saydamlaşmış bir ışık görüyordum. Şekli tıpkı bana benziyordu. Gözlerime bakıyor, evirilip dalgalanarak başka şekillere giriyordu. Öylesine bir güzellikti ki bakışlarımı ondan ayıramıyordum. Garip olansa vücudumu hiç hissetmiyordum. Yerde miyim yoksa gökte mi bilmiyordum. Sadece saydam cisme doğru süzülmek istiyordum. Ona karşı içimde anlam veremediğim büyük bir sevgi taşıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EDNA GÜNLÜKLERİ ( Raflarda )
FantasyZamanın çok ötesinde tarihin tozlu sayfalarında bir hikaye anlatılır Edna dilinde. Hırs ve kibirden dövülen nefretin beden bulduğu hayatlar yıkımdan başka bir şey getirmedi. Yansıma ve yanılsamalar kendi gerçekliğinden sıyrıldı. Zamansa büyük kırıl...