Geceleri avuçlarıma yazılmış kanlı yazıları tutuyorum yıldızlara.
Gündüzleri sahte kahkahalı maskeleri takıyorum aynalardan kaçırdığım yüzüme.
Maskesiz gezen insanlara hayretle bakıyorum.
İmreniyorum onlara acıysa acı, mutluluksa mutluluk koyuyorlar masanın orta yerine.
Bense acıları geceye, sahte yüzümü gündüzlere bırakıyorum.
Gülerken yüzüme bakan insanların yaptığım oyunu fark etmemeleri için çırpınıyorum.
Gözlerimin içinden uzun bir yolculuğa çıkan umutlar birikiyor pınarlarım da.
Bekliyorum bazen buğulu ıslak, bazense yıldızların aydınlattığı güneşin yaktığı pencerede.
Hem acılarımı hem mutluluğumu bana özgürce yaşatacak adamı.
Deli gibi bağırdığım korku gecelerin de babamın emaneti bir bardak su verecek adamı bekliyorum.
Luna parka gidip küçük bir çocuk gibi ordan oraya koşarken ben, gözleri bana bakarken parıl parıl parlayacak adamı bekliyorum.
Şarhoşluğumu mağruz görecek kendime geldiğimde güle güle yaptığım delilikleri anlatacak adamı bekliyorum.
Yaralarına çiçek özlerinden merhem yapıp süreceğim adamı bekliyorum.
Zor zamanların da sığınağı olacağım, göz yaşlarını omuzlarıma bırakacak,
Kahkahalarını kulaklarımın derinliklerine, umutlarını zihnimin uclarına, kutsaklıkta benimle özgürlüğü yaşayacak adamı bekliyorum.
Benimle kendi, onunla ben olacağım adamı bekliyorum.
Bu denli yalnızlığımı soranlaradır naçizane sistemim.
08/01/2017
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Işıklar
PoetryDur, diren belki umut pencerenden yüreğine bir güneş gibi doğacaktır. Sabret! *** İlk yayınlama tarihi 17/02/2017*** ▪Okuduğunuz her satır, benim hislerim.▪