10:"Resmen Ruh İkiziydik"

614 14 2
                                    

 Merhaba arkadaşlar.

Bu bölümde multimedyada Begüm ve Orkun var.Bol Orkun'lu bir bölüm sizi bekliyor anlayacağınız.Şarkı da bu bölüme tam uydu bence.

İyi okumalar :) 

Deniz İzel'le yemekhanenin yolunu tuttu.Bende Orkun'la.

 Yemekhaneye gelene kadar hiçbir şey konuşmadık.Yemekhane sırasında da konuşmadık.Yemekleri alıp boş bir masaya doğru yöneldik.Orkun en köşeye oturdu.Bende karşısına oturdum.Çorbadan bir kaşık aldım.Boğazımı yakmıştı.Gözlerimi Orkun'a çevirdim.Çorbadan daha bir kaşık bile almamıştı.Sanırım ben çorbaya odaklandığımdan beri beni izliyordu.Yanaklarımın yanmaya başladığını hissettim.Hayır kızaramazdım.

"Begüm dün sana bir şey oldu diye çok korktum." Gözlerimin içine bakarak söylemişti.İnanamıyordum.Kendimi toplayıp:

"Deniz'e iyi olup olmadığımı sormuşsun.Aslına bakarsan dün hiç iyi değildim."

"Evet sordum.En son bağırarak ağladığını gördüm.Ne olduğunu anlatmak istersen dinlerim."

"Anlatmasam?O acıyı tekrar yaşamak istemiyorum."

"Tabiki.İstersen dedim zaten."

"Anlayışın için ve olmayan İngilizce'mi düzelttiğin için sağol."

"Ne demek.Her zaman.Hadi yemeği soğutmayalım." dedi  ve sırıtarak yemeğe devam ettik.Sadece bakışıyorduk ama anlatıcaklarımızı gözlerimizle anlatıyorduk.Yemeği bitirip kalktık.

"Biraz gezelim istersen?" dedi.Hala benimle birlikte vakit geçirmek istiyordu.Beni her dakika saşırtmayı başarıyordu.

"Olur da şu banka otursak daha iyi olmaz mı?"

"Sen nasıl istersen." Hayatımda böyle birisini daha önce gördüğümü hiç sanmıyorum.Bankta oturduk ve zil çalana kadar birbirimize kendimizi anlattık.Bu okula geldiğimden beri geçirdiğim en güzel öğle teneffüsüydü bu.O kendini her anlattığında zihnimdeki hayal tahtasında ben oluşuyordum.Acaba ben anlattığımda o benim hakkımda ne düşünüyordu ?

 Zil çaldı ve sınıfa çıktık.Sınıfa döndüğümüzde öğle teneffüsünden önceki halimize dönmüştük.Sanki hiç birlikte yemek yememiş,hiç konuşmamış gibiydik.Sadece gözlerimiz konuşuyordu.Bakışlarla birbirimizle her daim iletişimdeydik.Deniz ve İzel'e yemek yediğimizi ve bankta oturup birbirimize kendimizi anlattığımızı söylemiştim.Hala üstüne basa basa vurguluyorlardı."Bu çocuk senden hoşlanıyor."diye.

Öğleden sonraki dersler çabucak bitti ve evin yolunu tuttum.Bütün yol boyunca Orkun'la konuştuklarımızı düşündüm.Of ne kadarda birbirimize benziyorduk.Resmen Ruh İkiziydik.

Emre ile ayrıldığımdan beri kalbim ilk defa hızlanmaya başlamıştı.Ama Emre'de olmayan şeyler olmuştu.Mesela hiçbir zaman Emre'nin gözlerine bakmayı Orkun'un gözlerine bakmak kadar istememiştim.Hiçbir zaman Emre'yle konuşurken deli gibi bütün gün sırıtmamıştım.Sanırım Emre'yi o kadar da sevmemiştim.Sanırım o da beni sevmemişti.Belki de bana koyan çekip gitmesi değildi.Beni sevmemesi,beni yalnız bırakmasıydı.Tıpkı babam gibi....

...

Uyuyamıyordum.Bir sağa bir sola .Aklım Orkun'daydı.Sanırım ondan hoşlanmaya başlamıştım.Off bende bundan korkuyordum.Orkun'la aramızda asla bir şeyler olamazdı.O beni sadece arkadaş olarak görüyordu.Belki de benim ona çok benzediğimi farketmişti.Bu yüzden yakın davranıyordu.

...

Sabah okula gitmek için hazırlanıp dışarı çıktım.Sokağın köşesindeki bankta biri oturuyordu ve beni görünce ayağa kalkıp bana doğru yürümeye başladı.Biraz dikkatli bakınca Orkun'un bana doğru geldiğini farkettim.Beni mi bekliyordu?

"Günaydın Begüm."

"Günaydın.Beni mi belkiyordun?"

"Ne yalan söyliyim.Evet seni bekliyordum."

"Neden?"

"Birlikte okula gideriz diye düşünmüştüm.Ama istemezsen ben kendi başıma da giderim."

"Yok yani kendi başına gitmene gerek yok.Birlikte gidebiliriz."

Şaşırmıştım.Birlikte okula gitmek için evden çıkana kadar beni beklemişti.Bana neden bu kadar iyi davranıyordu.Hayır yoksa bana acıyormuydu?Bu yaşadıklarım yüzünden bana acımasını hiçbir zaman istemezdim.Eğer bana acıdığından yakın davranıyorsa hiç yakın davranmasını yeğlerdim.Yoksa benden hoşlanıyor  muydu?Keşke bunu anlayabileceğim bir şeyler yapsaydı.

"Begüm biliyor musun dün gece düşündüm de seninle bir sürü ortak yönümüz daha doğrusu ortak acımız varmış."

Bu dediği beni şaşırtmıştı.Ne dediğini anlamamış şekilde ona döndüm.Gözlerimin içine bakarken sırıtması beni deli ediyordu.

"Ne gibi?"

"Şey seni üzmek gibi olmasın ama benim babam da annemi bırakıp gitti,gitmiş yani.Ben küçükken."

"Üzüldüm senin adına.Annemle mi yaşıyorsunuz ?"

"Hayır annem bunun üstüne intihar etmeye kalkışmış,dedem hep engel olmuş.Bana bi gün önüne geçememiş.Bizi eski evimizde bir odada bulmuş.Annemin kucağında ben,elinde haplar." Gözlerine bakmaya onu teselli etmeye çalıştım.Ama gözlerini benden kaçırıyordu.Bunlara bana anlatması beni gerçekten önemsediğini gösteriyordu.

"Orkun senin babanda en az benimki kadar şerefsizmiş.Ama en azından şimdi güzel bir hayatın var.Bence buna bak.Annen için gerçekten üzüldüm.Keşke böyle olmasaymış ama ..."

"Senin bir suçun yok ki açıklama yapmaya çalışma boşuna.Sadece sana anlatmak istedim.Yalnız olduğunu hissetme diye.Bende senin gibiyim emin ol.Beni de önemseyen hiç kimse yok."

Benim içimi mi okuyordu? Benim hakkımda nasıl bu kadar çok şey biliyordu?

"Ama seni önemseyen ben varım." Birden ağzımdan kelimeler çıkıvermişti.Şaşırmış olacak ki düşen yüzü birden kalktı ve gözlerime baktı.Bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama söyleyemedi.Sonra :

"İyiki varsın."

Okula gelmiştik.Okul yolu boyunca bir düşünce kesinleşti aklımda o benim hakkımda ne düşünürse düşünsün ben ondan hoşlanmaya başlamıştım.Emre'nin yükünü kalbimden atıp kalbimin kapılarını yeni birne açmak istiyordum.Nedenini bilmiyordum ama Orkun'a güveniyordum.Sanki eğer aramızda bir şeyler olursa beni hiç bırakmayacak gibi geliyordu.Ne bileyim farklıydı işte.Deniz'in dediğine gelmiştim sanırım Orkun gerçektende diğerlerinden farklıydı.

 Sınıfa girdik.Deniz ve İzel imalı imalı bana bakıyordu.

"Bana şöyle bakmayı keser misiniz?"

"Nasıl bakıyoruz ki ?Gayet doğal."

"Hayır hiç de bile."

"Peki tamam kesiyoruz." dedi İzel ve gülüşmeye başladık.Sonra bir sessizlik oluştu aramızda en sonunda sessizlikten sıkılan İzel:

"Ee hafta sonu ne yapıyoruz?" Doğru ya bugün cumaydı.Hafta sonu için hiçbir plan yapmamıştım.Önceden her perşembeden haftasonu planımı hatta giyeceğim kıyafeti bile düşünürdüm ama babam bu hafta bende akıl bırakmamıştı ki.Bu sırada Deniz düşüncelerimin arasına girip:

"Bence sinemya gidelim."

"Alışverişe de olabilir." diye atladı İzel. Canım nedense hiçbir şe yapmak istemiyordu.

"Kusura bakmayın ama kızlar sanırım bu haftasonu tembellik yapıp evde kalıcam.Siz benim için planlarınızı bölmeyin." Söylediklerim ikisinin de yüzünün düşmesine neden olmuştu ama sonra haftasonu sinemaya gitmeye karar verdiler.Benimse bu hafta sonu için başka planlarım vardı...

SENDEN BAŞKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin