İyi Okumalar İntikam Ailesi...
---
Not...
---
Ellerimde ki hayat ne zaman ırmağın akışına kapılıp, akıp gitti bilmiyorum. Dudaklarım nasıl sustu, hiçbir şey yapmak istemeyecek kadar ne zaman yoruldum, bilmiyorum.
Telefon kapanmadan önce Ayça'nın ağlama sesini duymuştum. Kalbim panikle dövdü göğüs kafesimi. Boşalan dizlerimin beni taşıyamayacağını anladığımda yanımda bana korkarak bakan Yağız'ın kolunu yakaladım. "Yağız..." diye mırıldandım.
"Neler oluyor?" diye sordu. Kulaklarımda acı bir siren sesi vardı. Bana artık sadece insanlara zarar vermemi sağladığını bağırıyordu. Varlığımın top yekun zarar olduğunu bağırıyordu.
Onun elindeydiler. Olmayan vicdanına kalmışlardı. Buz kesen bedenime basan bir anlık ateşle açıldı göz pınarlarım. Kendimi durduramadan çığlık atarak ağlamaya başlamam beş saniye sürmüştü.
Ne yapacaktım? Oradaydı. Tam yanı başlarındaydı. Onlara zarar vermiş miydi?
"Nefes yalvarırım ne olduğunu söyle?" Kulaklarımda çalan sirenlerin arasından Yağız'ın sorusunu duyunca "Yanlarında." diye fısıldadım. "Gizli numara evde."
Flu gören gözlerimden bile Yağız'ın kıpkırmızı kesildiğini görebildim. Sinir krizi geçirecekmişim gibi hissediyordum.
"Nefes! Kızım bana bak." Dayımın yüzüme attığı ufak tokatlarla bakışlarımı felaket senaryosu kurduğum boşluktan çektim. O boşlukta yengemin ve Ayça'nın ölmüş bedenlerini görmek beni tüm hücrelerimle sarstı. Güneşim söndü, karanlığa mahkum kaldım. Benim yüzümden oluyor diye milyonlarca kez aklımdan geçirdim. Benim yüzümdendi. Benim.
"Baba Nefes'e mesaj atan manyak, annemle Ayça'nın yanındaymış." Beni ne ara bu koltuğa oturtturmuşlardı bir fikrim yoktu ama önümde diz çöken dayımın yüzünde ki tüm rengin çekildiğini gördüm. Gözlerimden şelale gibi akan yaşlarla dayımın gözlerinde ki fırtınayı yakaladım. Boğazında ki damar belirginleşti. Eli kolu bağlıydı.
Benim yüzümden...
Tuttuğu omuzlarımı bıraktı ve sersemleyip geriye doğru bir kaç adım attı. O an tüm hislerimi bir kenara bıraktım ve kalkıp dayımı tuttum. Dünyasının başına yıkıldığını biliyordum. Çünkü benimde öyleydi. Dünyam başıma dokuz şiddetinde bir depremle yıkılmıştı.
Kalktığım yere oturttum onu. Yağız'ı teyzemin tuttuğunu gördüm. Göz göze geldim onunla. Ela gözlerinde ki desteği gördüğümde derin bir nefes aldım. Güçlü kalmalı ve düşünmeliydim.
Deniz yanımda bir kolonya ile belirdiğinde geri çekilip dayımı ona bıraktım. Bir adım ileri gittim. İki adım geriledim. Hastanenin boş duvarlarında takılı kaldı gözüm. Kafamın içi bir saat gibi çalışırken çalan telefonumu duydum. Açabilmek için telefonumu aradığımda bulamadım. Arkamı döndüğümde dayımın yanında ki Deniz'in elinde gördüm. Hızla "Kim arıyor?" diye sordum. Ancak vereceği cevaptan, dudaklarından dökülecek olan o kelimeler beni deli gibi korkuttu.
"Can arıyor." dediğini duyduğumda hemen elime aldım ve açtım.
"Nefes, telefonumun şarjı bitmişti. Bir sorun mu var?" Aklıma gelen fikirle kalbim ve beynim büyük bir çatışmaya girdiler. Aklım Can'a eve gidip bakmasını söylememi isterken kalbim zarar görmesinden delice korkuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Değişimi (TAMAMLANDI.)
ChickLitHerkesten saklanan o sır, günü geldiğinde kesilmeyi unutulmuş zehirli sarmaşık gibi hayatına sarıldığında elindeki tüm makaslar yok olmuştu. Onu kesip kurtulamazdı. Zehre karşı koyarken kendi yılanını kaybettiği bu oyunda kazanmak için ebabil kuşuna...