İntikam Değişimi (TAMAMLANDI.)

"Kendin?"

Sonda ki açıklamayı okursanız, bölümlerin neden geç kaldığını bir miktar daha anlayabilirsiniz.

Beğendiyseniz veya desteklemek amaçlı, oy verip, yorum yaparsanız çok mutlu olurum.🙆‍♀️

İyi okumalar İntikam ailesi...

---

Flaş...

---

Yatakta sağa sola dönmeyi kesip ayağa kalktığımda çok kısa bir an başım döndü.

Pek iyi hissetmiyordum.

Kafamın karışıklığı bir yana dursun, bu durum fiziksel sağlığımı da etkiliyor gibiydi. Bir an önce bu ruh halinden kurtulmak istesem bile beni terk eden Can'ın varlığının aşağıda olduğunu bilmek gergin olmamı sağlıyordu. 

Derin bir nefes alıp odadan çıktım ve biraz lavaboda oyalandım. Saçlarımı yukarıdan topuz yaptıktan sonra aşağıya indim. Salona girdiğimde film izlediklerini gördüm. Tek sorun Asya Yağız'ın, Su'da Oğuz'un yanında oturuyordu. Yani tek boş yer Can'ın yanıydı.

Durumu fark eden kızlar kıkırdadılar. Gözlerinin içine bakarak sessizce "Gıcıklar." dedim. Su öpücük attı ve Asya güldü. Bende paşa paşa Can'ın yanına oturdum. Filme baktığımda Görevimiz Tehlike izlediklerini anladım. Kendimi filme vermek istesem bile odaklanamıyordum. Bakışları kalbime dokuz şiddetinde depremi yaşatırken odaklanmak çok zordu. 

Bu durumdan hiç hoşlanmamıştım.

Cebimden telefonumu çıkartıp kızlara mesaj attım. Biliyorum karşımdaydılar ve sevgilileri ile keyif içinde film izliyorlardı ama umurumda değildi. Hayırsız arkadaş olmak bunu gerektiriyordu. İkisinin telefonundan da mesaj sesi geldiğinde gülümseyerek onlara baktım. Attığım mesajı erkekler görmesin diye biraz uzaklaşıp baktılar.

"Sıkıldım."

Gönderdiğim mesajı gördüklerinde ikisi de beni öldürecekmiş gibi baktı. Muhtemelen onları rahatsız etmemi istemiyorlardı ama dediğim gibi umurumda değildi. Beni umursamayıp telefonlarını kenara bıraktıklarında yeniden mesaj gönderdim.

"Lan çamaşır ipi bile çamaşırları takıyor. Bir çamaşır ipi olamadınız. Takın beni!"

İkisi de sinirle telefonlarını ellerine aldıklarında yine aynı sinirle bana baktılar. Şirince gülümsedim. Can hala bana bakıyordu. Bana bakmayı kesip birbirlerine baktıklarında Asya kalkıp filmi kapattı.

"Hadi dışarıya çıkalım."

"Nereye?"

Omzunu silkti. "Bilmem, buralara yakın kafe vardır herhalde."

Kimse itiraz etmezken biz odalara erkeklerde hazırlanmak için kendi evlerine gittiler. Kendi odama girip kapıyı kapatmam ile kızların odaya girmesi aynı saniye içinde gerçekleşmişti. İkisinin yüzünde de 'birazdan bir şey yapacağız ve sen bizi buracıkta öldüreceksin' bakışı vardı.

"Yine o aklınızda ne var?" Su ve Asya güzel bir grup olmuştu. Hınzır işler yapan bir grup. Ve genelde kurbanları da ben oluyordum.

"Şimdi kuzum biraz üşüyeceksin."

Ne yapacaklarını anladığımda yüzümü buruşturdum ve "Hayır!" diye itiraz ettim. 

İkisi de gülüp arkalarında duran ellerini çıkarttılar. Elbise ve ayakkabıyı gördüğümde ellerimi hayır dercesine salladım. İkisi de o yüzlerinde ki hınzır gülümseme ile üzerime gelmeye devam etti. Diz kapağımın arkası yatağa çarptığı için yatağa düştüm. Kızlar üzerime avını öldürmeye gelen avcı gibi gelirken çaresizliğim köşede durup beni izliyordu.