Medya yapımı bana ait.
Sakin şarkılar sizinle olsun.
---
Küçükken babam bir masal anlatırdı. Kurdun, kırmızı başlıklı kızı kurtardığı, Avcı'nın ise kötü çıktığı bir masal. Kırmızı Başlıklı Kız masalını değiştirmiş uydurmuş anlatıyor sanırdım. Meğerse orada kötü gösterilen ama iyi çıkan kurt, benim babammış. Avcı kimmiş bilmiyorum. Tek bildiğim babamın yalan söylemediğiydi. Babam suçsuzum dedi. Ellerim tertemiz dedi.
O kötü bir şey yapmamıştı. Hatta o kadar düşünceliydi ki bana bir not bırakmıştı. Aklımı paramparça edecek, beni delirtecek kadar özlemlerini hissettirdikleri bir not bırakmıştı. Bana gülümsemişlerdi...
Upuzun bir aradan sonra, onların yüzlerini unutmaya başladığımı fark edemeyecek bir evredeyken bana kendilerini en acımasız şekilde yeniden tanıttılar. Dokunamadım, koklayamadım, öpemedim...
İki laf edemedim.
Sizi çok seviyorum diyemedim...
Tek yaptığım şey, zihnimde babamı batmaya terk ettiğim o bataklıktan çekip çıkartmak oldu. Üzerine atılan çamurları temizlemek için daha elimi uzatmamıştım ancak beni yatırdıkları bu yataktan kalktığım an babamı temize çıkaracaktım. Onlar zihnimde mutlu mesut yaşamaya o zaman başlayacaklardı. Onlara en azından zihnimde hak ettikleri hayatı yaşatacaktım.
Tek beklediğim şey beni bulmalarıydı. Babamın çalıştığı şirketin beni bulmasını istiyordum. Bana kendi ayakları ile gelmelerini sağlayacağım. Kim babamı katil olarak gösterdiyse onu bulacağım. Babamı ve kendimi Serkan'ın zihninden kurtaracağım.
Yemin ederim.
---
Yarım saatten uzun bir vakitte yattığım odanın kapısı çalındı. Beş dakika da bir kontrol amaçlı yanıma gelen yengeme artık uyuma numarası yapmayı bırakıp gözlerimi kapatmadım. Uyumadığımı görünce telaşla yanıma geldi.
"Kuzum, iyi misin?"
Kafamı sadece iki yana salladım. "Sen odada bayılınca çok korktum kızım. Neler olduğunu anlamadım ama dayın da anlatmadı. Ne yapacağımı bilemiyorum. Bir şeye ihtiyacın var mı annem?" Peş peşe sıraladığı kelimelerin arasından tek bir tanesi dokundu yüreğimin gözyaşları pınarlarına. Hızlıca yükseldiler gözbebeklerime. Boğazım düğüm düğüm oldu ve burnum kırılmışçasına yandı. Bakışlarımı yattığım yerden yanıma oturmuş saçlarımı okşayan yengeme çevirdim. O kadar içten, o kadar sıcak bakıyordu gözlerime...
Annem aklıma geldi.
Videodaki bakışı.
Bir sel gibi vurdu sakince akan pınarlar. Deli gibi ağlamaya başladım. Sanırım ben kimseden sevgi görmemeliydim. Çünkü her gördüğüm sevgiyi aileme benzetmeye meyilliydim. İçimde kanayan yaramı susturamayacaktım bu gidişle. Yapamazdım. O kadar güçlü değildim.
Yattığım yataktan hızla kalktım. Ağladığım için panik olan yengem daha çok paniğe kapıldı ancak durup ona iki çift laf anlatamayacak kıvamdaydım. Gözlerine baktığım an gördüğüm insan annemdi ve benim annem ölmüştü.
Ben annemi göremezdim. Dokunamazdım. Sarılamazdım. Annem bana bir daha böyle bakamazdı. Ben annemi görmemeliydim. Ben annemi hissettiren kimseyi göremezdim.
Koşarak koridora çıktım. Kafamı çevirdiğim an gördüğüm insanın gözleri bana tek bir insanı hatırlattı. Bakışı, sevişi, beni koruma iç güdüsü kalbimde yatan yanardağı kaynatıp patlattı. Dayım telaşla bana yaklaşırken babamı gördüm. Mavileri elaya büründü. Babam geçti karşıma. Ağlamam durmaksızın artarken arkamı dönüp kaçtım oradan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Değişimi (TAMAMLANDI.)
ChickLitHerkesten saklanan o sır, günü geldiğinde kesilmeyi unutulmuş zehirli sarmaşık gibi hayatına sarıldığında elindeki tüm makaslar yok olmuştu. Onu kesip kurtulamazdı. Zehre karşı koyarken kendi yılanını kaybettiği bu oyunda kazanmak için ebabil kuşuna...