Bölüm 19

3.3K 274 18
                                    

Yemyeşil bir alanda uzanıp gökyüzündeki bulutları izliyordum. Yanımda, olmasını istediğim tek kişi vardı; Demi.  “Bak şuradaki Lucinda’ya benziyor.” Dedim bulutlardan birini işaret ederek. Demi’den cevap gelmeyince gözlerimi bulutlardan ayırıp ona döndüm. Uyuyakalmıştı. Gülümseyip tüm vücudumu ona çevirdim ve yüzünü izlemeye başladım. Tam bir melek gibiydi. Yüzündeki masum ifade bana huzur veriyordu. Dirseğimden destek alarak yüzünü daha rahat görebilmek için başımı kaldırdım. Boşta olan elimi yanağına götürüp parmaklarımı hafifçe üzerinde gezdirmeye başladım. Demi çok güzeldi. Görebileceğim en güzel kadındı. Onu nasıl üzebiliyorlar bir türlü aklım almıyordu.

Yavaşça ona yaklaşıp alnına uzun bir öpücük bıraktım. Geri çekildiğimde gözlerini açmadan gülümsüyordu. “Demek beni kandırıyordun, ha?”

Büyüyen gülümsemesiyle gözlerini açtı. “Sadece seni dinliyordum. Sesini duymak beni rahatlatıyor.”

Gülümsemeye başladım. “Çok güzelsin.” Dedim yanağını okşamaya devam edip. Bir şey demeden elini yanağıma koydu ve gözlerime bakmaya başladı. Elimi onunkinin üstüne koyup elini dudaklarıma bastırdım.

“Uyandın demek.”

Ha? Duyduğum sesle yavaşça gözlerimi araladığımda gülümseyerek beni izleyen Demi ile göz göze geldim. Elinin ellerimin arasında olduğunu fark ettiğimde rüyamda gördüğüm şeyi gerçekten yaptığımı anladım. “Gelmen için erken değil mi?” dedim yeni uyandığım için hırıltılı çıkan sesimle.

“Ben zamanında geldim Niall. Sen geç uyandın. Saat 15.20.”

Nasıl yani? Serbest zamanı kaçırdım ve buna rağmen kimse beni uyandırmadı mı? “Bayan Rivers seni nasıl içeri aldı?”

“Bilmiyorum. Bugün iyi gününde sanırım.” Yüzündeki büyük gülümseme benim de gülümsememi sağlamıştı.

“Pekala.” Dedim doğrulurken. Sırtımı dikleştirdiğim yastığa yasladıktan sonra konuşmaya devam ettim. “Günün nasıl geçti?”

“Yorucu. Sabah bir performansım vardı. Geç uyandığım için kahvaltı yapamadan sahneye çıkmak zorunda kaldım. Geri kalan zamanımda ise sürekli stüdyodaydım. Senin diye sormayacağım çünkü gördüğüm kadarıyla tüm gün uyumuşsun. ”

Ve hala da uykum var. Bu her insana olan bir şeydir. Ne kadar geç uyanırsanız o kadar yorgun olursunuz. Kendime gelmek için yataktan kalktım ve gerindim. Ardından da uzun bir esneme ve sonunda tekrar Demi’ye döndüm. Gülümseyerek beni izlemesi bakışlarımı kaçırmama neden olmuştu. Sanırım şu an tam bir aptal aşık görüntüsü veriyorum. Ne diyeceğimi bilemeden Demi’ye baktığımda kolundaki dün verdiğim bilekliği fark ettim. “Hey, çıkarmamışsın.” Dedim gözümle işaret ederek.

İlk bilekliğe sonra da bana baktı. “Çıkarmayacağım da. Bu bana verdiğin ilk hediye.”

Gülümseyerek yanına oturdum. Bana döndü. Geldiğinden beri beni izliyordu ve bu ne yapacağımı şaşırmama neden oluyordu. Şimdi biz sevgili miyiz? Saçmalama Niall! Onu öpmüş olman çıkıyorsunuz anlamına gelmez. Teşekkürler iç ses, iyi cevaptı.

“Neden bu kadar suskunsun?”

Omuz silktim ve başımı kaldırdım. “Bilmiyorum.”

“Beni öptüğün için pişman mısın?” diye sordu. Sesi az öncekine göre daha duyguluydu. “Eğer istiyorsan…” Bir an duraksadı. Dudaklarını ne diyeceğini bilemiyormuş gibi birkaç kez açıp kapadı. Sonunda gözlerime bakmaya devam edip “Eğer istiyorsan o gün yaşanmamış gibi davranabilirim.” Diyerek yarım bıraktığı cümlesini tamamladı.

“Hayır.” Diyerek atıldım. Sanırım sesim yükselmişti. Davranışlarımı buna mı yorumlamıştı? Onu öptüğüm için pişman olduğuma mı? “Ben sadece ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.”

“Beni seviyor musun Niall? Ya da sevmeyi boş ver. Bana karşı bir şeyler hissediyor musun? Hoşlanmak, etkilenmek, ufak bir kıvılcım… Herhangi bir şey.”

Pekala, işte en zor kısma geldik. Gözlerimi Demininkilerden ayırıp pencereye çevirdim. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.  Şu ana kadar kimseye seni seviyorum dememiştim. Hep filmlerde görürdüm; seni seviyorum demek için bin bir takla atarlardı. O zamanlar bunu çok saçma bulurdum. Söyleyeceksin ve bitecek işte. Ama şimdi anlıyorum ki gerçekten değer verdiğin birine bunu ilk defa söylemek fazlasıyla zor.

Benden bir cevap beklediğini gözlerini benden ayırmamasından anlayabiliyordum. Derin bir nefes alıp gözlerimi gözlerine diktim. “Çok güzelsin Demi.” Gözlerini kaçırıp utangaçça gülümsemesi hoşuma gitmişti. Birden gelen cesaretle konuşmaya devam ettim. “Ve bu güzelliğe âşık olmamak elde değil.”

Başını kaldırdığında gülümsemesinin yok olduğunu görmüştüm. Yanlış bir şey mi söyledim? Tam savunmaya geçmek için dudaklarımı aralamıştım ki dudaklarımda hissettiğim sıcaklıkla durdum. Sıcaklığın nedeni Demi’nin dudaklarıydı. O kadar tutkulu öpüyordu ki kendimden geçmemek elde değildi. Yavaşça geri çekildiğinde ikimizde her an birbirimizi öpmeye devam edecekmişiz gibi dudaklarımızı aralamıştık. “Bende seni seviyorum. ”Diye fısıldadı elimi tutarken. Üst dudağımın yukarı doğru kıvrıldığını hissettim. “Gülümsemenin sana çok yakıştığını önceden de söylemiştim değil mi?”

Başımı evet anlamında aşağı yukarı salladım. “Benimle flört etmeye çalışıyordun, değil mi?” Derken kıkırdıyordum.

O da gülmeye başlamıştı. “Belki de.”

Kısa bir süre ikimizde hareketsiz kaldıktan sonra Demi alnını alnıma dayadı ve gözlerini kapattı. Bir elini enseme diğerini ise yanağıma koyduktan sonra derin bir nefes aldı. “İlk kez yaşamamın bir nedeni olduğunu hissediyorum.”

Gülümsemeye başladım. Pekala dediği her şeye gülümsüyorum ama kendimi tutamıyorum. İlk defa kendimi bu kadar mutlu ve heyecanlı hissediyorum. İlk defa bir şeyden hiç olmadığım kadar eminim. Demi benim sadece ilk aşkım olmayacaktı. Onunla tanıştıktan sonra başkasına aşık olamazdım. Bu bana imkansız gibi geliyordu. Demi benim ilk ve son aşkım olacaktı. Ama bunun için yapmam gereken son bir şey vardı.

“Demi.” Diye fısıldadığımda gözlerini açtı. “İyileşmem için bazı şeyleri itiraf etmem gerektiğini söylemiştin. Hatırlıyor musun?”

“Evet?”

Biraz duraksayıp yutkunduktan sonra konuşmaya başladım. “Sanırım zamanı geldi.”

Ve finale son iki bölüm çok heyecanlı :D Bu arada gençler dün ikinci kitabı çıkaracağımı söylemiştim ama haberiniz olsun finalden sonra ikinci kitap için bir kaç ay ara vereceğim. Aklımda Moments için süper bir kurgu var o yüzden ilk başta ona öncelik vereceğim. Her neyse umarım beğenirsiniz :D

Half A Heart (Demi Lovato&Niall Horan/Diall)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin