Bölüm 2 - You're not Alone Anymore

4.7K 350 17
                                    

Demi Lovato ile yaptığımız mükemmel sohbet (!) bitince gelenek haline gelmiş mükemmel kokteylimiz (!) başladı. Burada yeme sorunu olan o kadar hasta varken kokteyl yapmaları neyin kafası hala çözebilmiş değilim.

Demi Lovato, Bayan Rivers ve diğer doktorlarla bir kenarda sohbet ediyorlardı. Onlara yakın bir yerde durup gülüşen hastalara baktıkça taburcu olma vakitlerinin geldiğini anlayabiliyorum. JohnnyB ise kenarda tek başına oturup dışarıyı izlediğine göre burada bir yıl daha geçirecekmiş gibi duruyor. Gerçi benim halim de onunkinden farksız. Kollarımı göğsümde birleştirip cam kenarında dikilmiş her zamanki gibi dışarıyı izliyorum.

Yanımda birinin durduğu hissine kapılmama rağmen gözlerimi dışarıdan ayırmamaya kararlıydım. “Yağmuru izlemek her zaman kendimi iyi hissetmemi sağlamıştır.” Sesinden yanımda duranın Demi olduğunu anlamıştım ama her zamanki gibi bir şey deme gereği duymadım. O ise konuşma konusunda inatçı gibiydi. “Şarkıyı beğenmedin mi?”

“Melodili sözlerden nefret ederim.” Dedim duygusuz bir şekilde.

“Genelde ona müzik diyorlar.” Ses tonundan gülümsediği belli oluyordu. Cevap olarak omuzlarımı silkmekle yetindim.

“Neden buradasın?”

“Sorunlarım var.”

“Bu odadaki herkesin sorunları var.”

“O zaman onların sorunlarını öğren, benimkini değil.”

“Sohbet ederken insanların yüzüne bakmaz mısın?”

“Birincisi şu an sohbet etmiyoruz, sen etmeye çalışıyorsun. İkincisi göz temasından nefret ederim.”

“Vay canına, sana uzun bir cümle kurdurabildim.”

“Neden benimle konuşuyorsun?”

“Çünkü yalnızsın.”

“O da yalnız.” Dedim başımı JohnnyB’ye doğru çevirerek. Ellerini cama koymuş özlemle dışarıyı izliyordu.

“Konuşmaya çalıştım ama cevap vermedi.”

“Bende vermezsem yanımdan gider misin?”

“Üzgünüm ama bu kadar diyalogdan sonra hayır.”

Bir iç çekip susmayı tercih ettim. Yağmur yavaşlıyordu. Bu da nedense içimde bir hüznün oluşmasına neden oldu. Bu lanet olası yerde tek sevdiğim şey yağmuru izlemek. Yağmur yağarken sanki dışarıdaymışım gibi hissediyorum. Sanki toprağın kokusunu içime çekebiliyormuşum gibi oluyor, düşüncelerimden uzaklaşabiliyorum ve… Sanırım mutlu oluyorum. Mutluluk… Bu kelime sadece bana mı garip geliyor? Hayatımda bir saatten fazla mutlu olduğumu hiç hatırlamıyorum. Mutluluk bana yasaklanmış gibi.

“Değil mi?”

Düşüncelerimden sıyrıldığımda Demi’nin hala benimle konuştuğunu fark etmiştim ama ne dediğini kaçırmıştım. “Ha?”

“Adın diyorum. Niall değil mi?”

Gözlerimi pencereden ayırıp başımı ona çevirdim. Gözlerine bakmamaya özen gösteriyordum. Aslında bu ona özel bir şey değildi. Birinin gözlerinin içine bakmak benim için fobi gibi bir şeydi. “Nereden biliyorsun?”

“Bayan Rivers söyledi.”

“Evet.”

“İsmine ve aksanına bakılacak olursa buralı değilsin.”

Başımı onaylarcasına aşağı yukarı salladım.

“Nerelisin?”

Derin bir nefes alıp tekrar pencereye döndüm. “Beni tanımaya çalışmaktan vazgeç. Sana kendimi anlatmayacağım.”

“Pekala. Ben sadece arkadaş olmaya çalışıyordum.”

“Arkadaşlığına ihtiyacım yok. Ben tek başıma mutluyum.”

“Mutlu olsaydın sürekli somurtmazdın ya da kaba davranmazdın.”

“Ben buyum.” Dedim öfkeli bir şekilde ona dönerek.

“Hayır değilsin. Sadece susunca her şeyin geçtiğini sanıyorsun.” Sesini kontrol etmeye çalışıyordu.

Tam ona cevap vermek için dudaklarımı aralamıştım ki sol kulağım çınlamaya başlayınca susup elimi kulağıma götürdüm. Bu çınlama yıllardır olan bir şeydi ama buna hala alışamamıştım. Gittikçe artan şiddeti başımın ağrımasına neden oluyordu. Başımı cama dayayıp sanki geçecekmiş gibi derin nefesler almaya başladım.

“Niall? İyi misin?” Demi’nin elini omzumda hissettiğimde refleks olarak geri çekildim. Demi de hızla elini geri çekti. “İyi misin?”

“Lütfen bana dokunma.” Diye fısıldadım. Bir yandan da hala derin nefesler alıyordum.

Böyle ne kadar durduğumuzu bilmiyorum ama kulağımdaki çınlama yavaşça azalınca doğrulup silkelendim. Demi’nin bana endişeyle baktığını fark edince “Odama gitmeliyim.” Deyip merdivenlere doğru ilerlemeye başladım.

“Artık yalnız değilsin Niall.” Duyduğum sesle olduğum yerde birkaç saniye dursam da bir adım daha atıp yoluma devam ettim.

Half A Heart (Demi Lovato&Niall Horan/Diall)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin