Sınıfa girdiğimde elimi dudağıma götürdüm. O anki heyecanı bir daha bulacağımı hiç düşünmüyordum. Yerime geçtim. Yaraları sarmak için ya da başka bir şey sonuçta ben tuğrayla opusmustum! Düşündükçe tekrar o ani yaşıyordum. Ceren yüzümden anlamış olmalı ki
"Tuğrayla nereye gittiniz ? Kızarmışsin ." Dedi.
"Beni aşağıya götürüp sakinleştirdi."
"Artık soylesene derya senin bu aralar ne sıkıntın var?"
"Bunalımdayım. Bilmiyorum.."
"Rahatlamalisin. Hayatında değişikliklikler yapıp mutlu olmalısın bence."
Aslında doğru gibiydi. "Belkide." Dedim. Sınıfa gelmemişti tuğra. Neden gelmemişti ki ? Yoksa pişman mi olmuştu ? Tuğra gibi bir insanın beni öpmesi yanlıştı belkide..
Derste hep onu düşünmüştüm.Teneffuste cerenle bahçeye indik. Gizlice gözüm onu aramisti ama bulamamistim. Okulun dışında selin hocayi görür gibi olmuştum. Bahçenin çıkışına doğru ilerledik. Ne!! Gözlerim mi bozulmuştu? Bu selin hocayla berkti.! Berkin eli selin hocanın yanağındaydi. Ne yani bunlar sevgili miydi ? Selin hoca kısa saçlı sarışın ve minyon tipli biriydi. Yaklaşık 23,24 yaslarindaydi. Emin değildim.
Cerene dönüp "Oha ya sevgililermis meğerse !" Dedim.
Ceren hiç tepki vermedi. Ama yüzü bir garip olmuştu. Bugün şok üstüne şok yaşıyordum. Son derse geldiğimizde sınıfa çıktık. Ders İngilizceydi.Ceren ders boyunca kağıda bir seyler karaliyordu. Bense hala bugunki olanları dusunuyordum. O adamı sadece orda 2,3 saniyelik görmüştüm. Sonra ortadan kaybolmuştu. Ama beni nerden bulmuştu ?
Berk derse geç kalmıştı. Üstünde şişme siyah montu vardı. Berk hafif sarışındi. Yine ukala tavrıyla derse girmişti. İngilizceci
"Neden geç kaldın ?"
"Hocam müdür çağırmıştı " dedi. Tabi ya !
Berk arkamıza geçmişti. Öğretmenin söylediklerini yazıyorduk. Berk hariç. "Berk yazsana oğlum "
"Defterim ve kalemim yok."
"Neden yok?"
"Çünkü okula gelmek istemiyorlar " dedi. Öğretmen bağırarak
"Arkadaşlarından al ve yaz bakcam " dedi. Bu ne rahatlıkti ya.Berk yavaşça cerene dokundu. Ceren arkasına döndü. "Kalem ve defterinden bir sayfa ver" dedi. Resmen emir veriyordu. Ceren "Veremem !" Deyip önüne döndü. Vay be ceren emir vermesine sinirlenmisti.
"Tamam bakalım öyle olsun" dedi. Bana hicbisey demeden arkadaki çocuklara sordu.
"Konuşma artık berk ! Çık dışarı " diye bağırdı İngilizceci.
Berk sinirlendi. "Niye herkes ters gününden uyanmış bugün ?" Diye kendi kendine konuştu. Yavaşça kalkıp dışarı çıktı. Ceren sanki pişman olmuş gibiydi.
"Ne oldu ?"
"Hiç "
"Pişman mi oldun ?"
''Şey İngilizceci bağırınca kendimi suçlu hissettim." Dedi .
"Boşver o haketti" dedim.Son ders bitince dışarı çıktık. Birden berkin kapıda beklediğini gördük. Ceren çıkar çıkmaz cerenin kolundan tuttu.
"Napiyosun berk ?" Diye çıkıştım.
"Aramızda derya sen karışma lütfen " dedi. Cerene baktığımda ne kadar öfkeli olduğunu anladım.
''Sıkıntı yok sen git ben gelirim" dedi. Zorlamalarina karşı eve doğru yol aldım ama aklım hala cerendeydi.Berk;
"Kolumu bırak " diye bağırdı. Onun kolunu sımsıkı tutup kantine indirdim. Zaten herkes eve doğru yol almıştı. Kimse yoktu okulda.
''Ne var ya soylesene !" Diye tekrar bağırdı.
"Senin bana bu inadın nerden geliyo?" Dedim.
"Ne inadı ?" Dedi . Sanki bilmiyodu.
"Bana bakışların. Sanki elinden gelse öldüreceksin. Bir sıkıntın varsa söyle halledelim."
"Bir sıkıntım yok."
"Istiyosan senin anliyacagin dilden konuşayım ben "
"Hadi ya ciddi misin ? Benim anlayacağım dil neymiş ?"
Omuzlarindan tutup duvara yapıştırdım. Dirseğim ile bileğim arasındaki mesafeyi göğsüne yasladım. Elimle omzundan tuttum.
"Napiyosun bırak beni.!"
"Yo bırakmıyorum. Derdin ne ?"
"Derdim felan yok diyorum anlamıyo musun ?"
"Neden öyle bakıyorsun ozaman ?"
"Sana gıcık oluyorum çünkü "
"Neden ne yaptım ben sana ?"
"Bilmiyorum."
Kolumu çektim. Üstünü düzeltip kantinden çıkmaya yönelik hamle yaptı.
Kolundan yakaladım. "Bir daha bana öyle bakma." Dedim. Gözleri dolu şekilde sinirle başını salladı. Ama bu burda bitmeyecek bakışlarınıda atmayı ihmal etmemişti.Eve doğru ilerlerken aklıma bir şey gelmişti yarın cumartesiydi. Yani kaç haftadır beklediğimiz gün !! Kamp zamanı..!!
Ne zaman önceden okul bir kamp düzenlemişti. Yarın ayın 24'uydu. Yani kamp zamanıydı.
Eve geçtiğimde annemle sohbet ettikten sonra odama geçip eylülü aradım.
"Oo aklına geldik mi derya hanım?"
"Ya bu aralar biliyosun pek iyi değildim. "
"Affetsemmi ?" Deyip güldü.
"Yarın kamp zamanı. İstersen affet ?" Deyip güldüm.
"Oha ! Nasıl unutmuşum kızım ya ?"
"Bilmiyorum sen asla unutmazdin ama neyse işte yani hazırlan. "
"Tam zamanı ya sanada banada iyi gelecek inanıyorum. "
"İnşallah. "Sonra aklıma ceren gelmişti. Eylül bugün okula mertle buluşmak için gelmemişti. Ve ben cerenle dahada yakınlaşmistim.
"Ceren , kampa geliyor musun ?"
Diye bir mesaj attım. Hemen mesajıma yanıt vermişti.
"Evet. Sahi o yarındı demi ? Sen geliyormusun? Lütfen geliyorum de."
"Geliyorumm. Ha bu arada berkin derdi neymiş !"
"Hiç niye bana öyle bağırdın felan. Çözdük sorunu."
"Şizofren ya "Cerenin mesaj attığını tahmin ederek telefonuma baktım. Hayır ! Tuğra dan mesaj gelmişti. Derin bir nefes alıp mesajı okudum.
"Yarın kampa gelecek misin ? Ben eger gelme dersen cidden gelmeyebilirim ."
Uff. Birde tuğra sıkıntısı vardı başımızda.! 'Gelme ' ..ona böyle bişey diyemezdim. Ama gel dersem bu da çok iddialiydi. Mesajla olacak iş değildi. Tuğrayi aradım. Tabikide ondan önce 1 saat prova yaptım.
"Alo tuğra "
"Efendim derya ?"
"Yani şey ben gelme diyemem sana yani gelmek istersen tabiki gel niye böyle bir şey dedinki?"
"Hiç rahatsız etmek istemem."
"Y-yok ben rahatsız olmam yani neden olayimki"
"Peki ozaman yarın görüşürüz. "
"Şey tuğra. "
"Hah?"
"Canın mı sıkkın ?"
"Biraz."
"Anlatmak istersen dinlerim."
"Belkide başka zaman anlatsam daha iyi olur "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA DOKUNMA 《Her Son Yeni Bir Başlangıçtır》
Chick-Lit"Birbirinden farklı olaylar . Okuyun pişman olmayacaksınız ."