Bütün seslerin boğuk geldiği bir andı.Kulağımda sadece kayalıklara vuran dalga sesi vardı.İnsanın genzini yakan denizin tuzlu kokusu bana yaşadığımı hissettiriyordu.Bir uçurumun kenarındaydık.Ayaklarımızı aşağı doğru sarkıtmış oturuyorduk.Nedeni,niyesi yoktu.Kolumdan tutup beni buraya getirmişti ben de sesimi çıkarmamıştım,itiraz etmemiştim.Hayatımda ki hiçbir şeye müdahale edemediğim gibi buna da müdahale edememiştim,etmemiştim.Ve şu anda iyi ki de etmemişim diyordum.Geldiğimiz yer bir uçurumun kenarıydı.Korkmalıydım belki de dimi? Ama ben korkmuyordum.Aksine ruhumda ilk kez bana yabancı gelen o aptal huzur hissi vardı.Burası huzur vericiydi.Özgür olduğunu hissettiriyordu insana.Bana göre ölüme ne kadar yakınsa o kadar özgürdü insan.Ölüm bir çıkıştı benim için,bir özgürlüktü.Ölüm bir seçenekti benim için her zaman.Defalarca kez ölmek istedim.Defalarca kez ölmek ve ruhumu özgür bırakmak istedim.İçimde ki o nergis kokulu kız çocuğu durdurdu her seferinde beni ve ben bir şekilde yaşamak zorunda kaldım.Ama şimdi huzurluydum.Çünkü ölüme en yakın yerdeydim.Özgürlüğe en yakın yerdeydim.Biraz daha kaysam oturduğum yerden boşluğa savrulurdu bedenim,kavuşurdu ruhum özgürlüğüne.Ama içimde bir şeyler hep durduruyordu beni yapamıyordum.Belki o şu an yanımda oturuyor olmasa denerdim ama bu kez de onun yanımda oluşu durduruyordu beni.Sanki ruhumda ki karanlıkla boğuştuğumu hisseder gibi eliyle yüzümü kavradı ve ona bakmamı sağladı.Yavaşça yanağımı okşuyor ve binlerce anlam sakladığı gözleriyle bana bakıyordu.Elini yavaşça yanağımdan çekse de gözlerini gözlerimden çekmedi ben de kaçırmadım bakışlarını.Çekinmeden baktım beni kendine hapseden okyanus gözlerine
"Garip bir şekilde dejavu yaşıyor gibi hissettim kendimi.Bu anı dinlemiştim daha önce.Ölümü düşünüyordun değil mi? Kendini boşluğa bırakmak ve ruhunu özgürlüğe kavuşturmak geçti değil mi aklından? Şimdi soracaksın bana sen bunları nerden biliyorsun diye.Çünkü hissettiklerinin aynısını bir zamanlar annem de hissediyormuş.Hatta uygulayacakmış da.Tam şu an senin oturduğun yerden bırakacakmış kendini boşluğa.Babam kurtarmış onu.Bu hikâyeyi her anlattıklarında babam; Dayanamazdım der. "Eğer gözlerimin önünde yok olup gitseydi dayanamazdım.Onun o güzel yüzünde ölümü görmeye dayanamazdım." Öyle içten söyler ki her seferinde sanki o anı yaşıyormuş gibi.Yıllar geçmesine rağmen hâlâ o kadar derin ki duyguları hayran olmamak elde değil.Ve babam bir konuda haklı.Anneme ölüm yakışmaz.Onun güzel yüzünde ölümü görmeyi ne ben ne de babam kaldıramayız.Ama birine daha yakışmaz ölüm.Hatta ölümü bırak ölümü düşünmek bile yakışmaz.Sana yakışmaz Alya.Zifiri karanlık dediğin ama aslında çok güzel olan o zihninin içine ölüm düşüncesi yakışmıyor.Bunu yapma.Kendine de bana da bu kötülüğü yapma.Ben senin ölümünü görecek kadar cesur değilim.Biliyorum kafan karışık.Sana daha iki gün önce benden uzak durmanı söyledim ama fark ettim ki dilim bunu söylese de kalbim de ruhum da bunu istemiyor.Belki hayatıma gireli daha iki hafta oldu ama ben seni görmeden sana bakmadan duramadığımı fark ettim.Biliyorum beni tanımıyorsun sözlerim karşısında şaşkınsın.Ama inan bana ben de seni tanımıyorum.Hikâyeni biliyorum,hissiz olduğunu,duygularını ruhunun en derinlerine hapsettiğini biliyorum.Gözlerinde duygularını kapatan siyah bir perde var bunu görebiliyorum.Ama içinde sakladığın seni, asıl seni tanımıyorum.Ve tanımak istiyorum. Annem ve babam seninle tanıştığımız ilk günden sonra sana göz kulak olmamı,yanımdan ayırmamamı ve sana sahip çıkmamı söylediler.İlk başta bu söyledikleri çok saçma geldi.Hatta umursamadığımı söyledim.Ama sonra fark ettim ki onlar bana bunu söyleseler de söylemeseler de ben bunu yapmak istiyorum.Seni sahiplenmek,tüm kötülüklerden korumak istiyorum.Yanımdan bir saniye ayrılma istiyorum.Gözlerin hep gözlerimde huzur veren nergis kokun hep burnumda olsun istiyorum.Ve senden de tek isteğim yanımda olman.Biliyorum bunlar sana yabancı şeyler.Belki söylediklerim anlamsız geliyor.Ama yanımda ol ve yanında olmama izin ver.Yaralarını sarmama izin ver.Hislerimle hislerini canlandırmama,kalbini toparlamama,ruhunu birleştirmeme izin ver.Sana arkadaş olalım diyemem.Çünkü içimde ki hislerle sana arkadaş gözüyle bakamam.Bu hisler bana da yabancı,bana da garip geliyor böyle hissetmek. Ama lütfen yanında olmama izin ver ve yanımda kal."
Ruhum boğuluyordu.Okyanus gözleri tüm hisleriyle ruhuma akmış ve ruhumu boğuyordu.Sözlerim belki sana anlamsız geliyor demişti ya yanılıyordu.Sözlerinde ki anlam yakıyordu kalbimi.Ruhumu boğuyordu hisleri. Şu iki hafta geçti gözlerimin önünden.Ve hep bakışları geldi aklıma.O bakışlarında ki değişmeyen çözemediğim yoğunluk.Çözemiyordum çünkü benim yabancı olduğum hislerdi bunlar.Benim gibi hissiz bir insana karşı o kadar yoğundu ki hisleri.Eziliyordum sözleri altında.Bu kadar güzel hissetmesi yakıyordu ruhumu.Çünkü ne diyecek bir lafım ne de hislerini tamamlayacak bir duygum vardı.Kendisi de biliyordu işte hissizdim ben.Anlamazdım böyle şeyleri.Ama gözlerine bakınca tüm her şey çözülüyordu.Benim hissizliğime karşılık onun yoğun hisleri vardı.Benim donuk bakışlarıma karşılık onun anlam dolu bakışları vardı.İzin vermemi istemişti.Yanımda kalmasına izin vermemi istemişti ve yanımda kal demişti.Ama ben korkuyordum.Hayatımda ilk defa korkuyordum.Çünkü benim hissizliğim kırardı onu.Ben bile bazen hissizliğim altında ezilirken o kalkamazdı.Yaralarını sarmak istiyorum demişti.Ama bu imkansızdı.Paramparça olmuş bir cama yara bandı yapıştırmak gibiydi benim yaralarımı sarmak.Sadece ufak bir kısmı tamir olurdu.Oysa ki ben en küçük hücreme kadar yaralıydım.Ama tüm bunlara rağmen neden bir yanım ona izin vermek istiyordu?Neden o böyle bakarken onu geri çevirmek içimden gelmiyordu? Bir şeyler söylemem gerekiyordu.Ama kelimelerimi bir türlü toparlayamıyordum.Sanki bu da onu hissetmiş gibi ellerimi sıkıca tuttu ve baş parmağıyla elimi okşamaya başladı
"Bir şey söylemek ya da uzun uzun kendini anlatmak zorunda değilsin.Zaten ben de hemen bir şeyler olmasını bir anda her şeyin düzelmesini beklemiyorum.Ama en azından bana şans verdiğini hissedeyim.En azından bana bir şans ver.Seni tanımam ve yanında olmam için.İnan bana seni üzecek hiçbir şey olmayacak aksine her şeyi senin mutlu olman ve biraz da olsa gülümsediğini görebilmek için yapacağım"
Sıkıca sarıldı bana ve uzun bir iç çekişle kokumu içine çekti.O bana sarılıyordu benimse kollarım hâlâ iki yanımda duruyordu.Söylediği şeyler imkânsızdı. Mutlu olmam,gülümsemem,yaralarımı sarması. Ama onu kıramazdım.Nedenini bilmiyorum ama okyanus gözlerinde kırgınlık görmek istemiyordum.Bu yüzden izin verecektim ve yanında olacaktım.Yavaşça ben de kollarımı ona sardım.Zaten her şeyini kaybetmiş ve en derinlerine kadar kırılmış bir kıza daha ne olabilir ki...
EVEEET SİYAHİSTLERİM!.YENİ BÖLÜMÜMÜZ GELDİ.BİLİYORUM HEPİNİZ ŞAŞKINSINIZ.DENİZDEN BÖYLE ŞEYLER BEKLEMİYORDUNUZ.AMA DURUN DAHA NELER OLACAK.BEN DAHA SİZİ ÇOOOK ŞAŞIRTACAĞIM.BU BÖLÜM ARTIK HER ŞEYİN TAM OLARAK BAŞLAYACAĞI,SIRLARIN YAVAŞ YAVAŞ ÇÖZÜLECEĞİ İLERİ Kİ BÖLÜMLERİN BİR BAŞLANGICI OLDU.SİZE DAHA ÖNCE DE DEDİĞİM GİBİ ORTA DA BİR SIR VAR.BAKALIM NASIL ÇÖZÜLECEK VE O BÜYÜK SIR NE?BİRAZ DAHA MERAKLA BEKLEYİN BENİM SİYAHİSTLERİM.UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENMİİŞSİNİZDİR.BEĞENMEYİ VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN.HER SEFERİNDE SÖYLEDİĞİM GİBİ TEKRAR SÖYLÜYORUM İNSTAGRAM SAYFAMIZ OLAN ''SİYAH_SERİSİ_WATTYS'' İ ZİYARET ETMEYİ UNUTMAYIN.SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM.KENDİNİZE İYİ BAKIIIIIN :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ(Siyah Serisi ~2~)(TAMAMLANDI)
Novela JuvenilBir yanda annesi babası tarafından gözleri önünde öldürülmüş kimsesiz ve sevgisiz kalmış bir kız Bir yanda aile şefkati kalbinden bir an bile eksik olmamasına rağmen duygusuz olan bir adam... Hayat yine en kötü oyunlarını oynamış ve bu iki insanın h...