***Okyanus Gözlerden Akan Ateş***

465 22 0
                                    

Hayatım boyunca düşüncelerim hiç çelişkili olmamıştı.Bir şey benim için ya vardı ya da yoktu.Hiçbir konuda düşüncelerim birbiriyle çatışmamıştı.Ama şimdi yaşadığım durum tam olarak buydu.O karşımda durmuş yaşlı gözleriyle bana bakarken içim savaş alanı gibiydi.Bir yanım teselli vermem gerektiğini söylerken bir yanım onu hiç görmemiş gibi yaparak çekip gitmemi istiyordu.Kalbim ve beynim birbirine düşman olmuş gibiydiler.Kalbim onun yanında kalmamı söylerken beynim onu burada bırakmamı söylüyordu.Ben her zaman mantığıyla hareket eden, kalbi paramparça, duyguları kaybolmuş olan kız galiba ilk defa kalbimin sesini dinleyecektim.Tam ona doğru bir adım atmışken bugün bana söylediği o acımasız laflar yankılandı kulağımda ve yapacağım şeyden vazgeçip arkamı döndüm.Ondan uzak durmalıydım.Beni bir hiç olarak gören birine ne faydam olabilirdi ki?Tam bir iki adım atmışken söylediği şey durmama ve ona doğru dönmeme sebep oldu.

"Lütfen gitme"

''Neden?''

''Nedenini sorma.Sadece yanımda kal olur mu?''

Hiçbir tepki veremiyordum.Ne bir şey söyleyebiliyordum ne de kıpırdayabiliyordum.Onu böyle görünce yalnız bırakmak hiç içimden gelmiyordu.Neydi bu böyle?Acıyor muydum ona?O da benim gibi sevdiği birini kaybetti diye üzülüyor muydum?Bu soruların hiçbirinin cevabını bilmiyordum tek bildiğim şey o bana ne demiş olursa olsun şu an yanında kalmam gerektiğiydi.Mezarlardan birinin kenarına oturmasıyla ben de çekinsem de yavaşça yanına oturdum.Oturmamla beraber bakışları beni buldu.O kadar derin bakıyordu ki bu bakışların ne anlama geldiğini çözemiyordum.Öyle anlamlı bakıyordu ki bir daha kimse bana baksın istemiyordum.Bakışlarında farklı bir şeyler vardı,bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama bugün ki söylediklerini düşününce de içimden yükselen bir ses yanıldığımı,bakışlarında bir anlam olmadığını söylüyordu.Peki o zaman neydi beni burada tutan? Bakışlarında bir anlam yoksa eğer neden burdaydım? Neden gitme dediğinde onu dinlemiştim? Beynimin içi bu sorularla dolup taşıyordu ve ben hiçbirini cevaplayamıyordum.Kitlenip kalmıştım sanki.Ne düşünebiliyor ne de hareket edebiliyordum.Düşünceleremin içinde boğulurken kendime gelmemi sağlayan şey dizlerimin üzerine düşen ağırlıktı.Kafamı eğip baktığımda gördüğüm manzara yeni bir şoka daha girmeme ve kafamın içinde ki soru işaretlerinin daha da artmasına sebep oldu.Kafasını dizlerime koymuş ve gözlerini kapatmıştı.Şu an o kadar savunmasız o kadar çaresiz duruyordu ki ona ne müdahale edebiliyordum ne de ne yaptığını sorabiliyordum.Sadece onu izlemek geliyordu elimden.Ne yaptığını anlamak için izliyordum.Bir şeyler söylemem gerektiğinin farkındaydım ama söyleyemiyordum.Sanki bir şey söylersem her şeyi mahvedecekmişim gibi hissediyordum.O yüzden sadece onu izliyordum.

''Özledim.Çok özledim''

Bir şeyler fısıldıyordu.Ne söylediğini anlamak için söylediklerine dikkat kesildim

''Dayanamıyorum artık.Sensiz yapamıyorum.Olmuyor,beceremiyorum.Çok özledim seni.Lütfen gitme.

Söyledikleriyle kafamı karıştırmaktan başka bir şey yapmıyordu.Ne demekti şimdi bu.Kimi özlüyordu?Ben olmadığıma adım gibi emindim.Çünkü onun için bir hiçtim.Bakışlarıyla ruhumu yaktığı,okyanus gözlerinden akan anlamla kafamı karıştırdığı bir hiçtim.O yüzden sormalıydım ona.Neydi bu kadar canını yakan.Kimi özlemişti bu kadar?Özlediği her kimse gerçekten çok şanslı biriydi.Çünkü Deniz gibi birinin tüm duvarlarını yıkmasına sebep olmuştu.Özlediği her kimse okyanus gözlü adamı yıkıyordu.Her şeyi yıkıcı olduğu gibi sevgisi de yıkan okyanus gözlü adam.Kim senin canını bu kadar yakan?

''Kimi özledin böyle canın yanacak kadar?''

Fısıltı şeklinde ağzımdan çıkan cümle bir anda gözlerini açmasına ve hızla ayağa kalkmasına neden oldu.Sanki bir rüyadaymış da her şeyin yeni farkına varıyormuş gibi bilinçsizce etrafına bakıyordu.Gözleri en sonunda beni buldu ve bakışlarını üzerimden çekmedi.Her zaman ki gibi gözlerimin tam içine bakıyordu.O okyanus gözlerden ateş akıyordu.Ve o akan ateş ruhumu yakıyordu.Bunun başka bir tarifi yok.O ne zaman bana baksa etrafta ki her şey silikleşiyor bir tek o ve onun ruhumu yakan bakışları kalıyordu.O böyle bakınca bütün bildiklerimi unutuyordum.Sanki söyleyeceğim her şey o bana bakınca ruhumun içinde dağılıyordu ve ben bana bakışlarına sadece susmakla karşılık verebiliyordum.Bu hisler beni korkutuyordu.Üzerimde böyle bir etki bırakması beni korkutuyordu.Çünkü ben böyle bir kız değildim.Yaşadıkları yüzünden ördüğü acı duvarların arasında sıkışıp kalmış,acıdan başka bir duygu bilmeyen,kalbi kül olmuş,ruhsuz bir kızdım.Ama o bana böyle bakınca her zaman gözlerimde olan o buzdan bakışlar eriyormuş gibi hissediyorum.Ama bu kadar kısa sürede böyle olması imkansız.Galiba her zaman ki gibi saçmalıyorum.Hemen kendime gelmeli ve buradan gitmeliyim.Ben de onun gibi hızla yerimden kalktım.Ve çıkışa doğru ilerlemeye başladım.Mezarlıktan çıkmama bir iki adım varken bileğimde bir el hissettim.Hızla beni kendine doğru çevirdi.Ona bu kadar yakın olmak,ona bu kadar yakından bakmak istemiyordum.Nefesini tenimde hissetmek istemiyordum.Çünkü böyle olunca düşüncelerimi kontrol edemiyordum.Eli hala bileğimde ve bakışları yine üzerimdeydi.Ben ise ona bakmıyordum.Ama bakmalıydım.Her zaman ki gibi bakışlarıma buzlar koydum ve kafamı kaldırıp onun yaptığı gibi ben de gözlerinin tam içine baktım.Bakışlarıma şaşırmış gibi bir hali vardı.Ona böyle bakmamı beklemiyormuş gibi.Bileğimde ki elini indirdi.Ve elini belime koyarak beni kendine doğru çekti.Diğer elini de yüzüme koydu ve okşamaya başladı.Sanki kırılacak bir şeymişim gibi korkarak dokunuyordu.Ben ise ne ondan uzaklaşabiliyor ne de bir şey söyleyebiliyordum.Sadece kaşlarımı çatmış ne yaptığına anlam vermeye çalışıyordum.Yüzümde ki her ayrıntıyı ayrı ayrı inceliyor gibiydi.En sonunda gözlerini kapattı ve derin bir nefes alarak kokumu içine çekti.Bir süre öyle durduktan sonra gözlerini açtı ve kulağıma doğru yaklaşarak bir şeyler fısıldamaya başladı

''Benden uzak dur Alya.Ben senden uzak duramıyorum ama sen benden uzak dur.''

Sözlerini söyledikten sonra benden uzaklaştı ve hızla gitti.Arkasında duygu karmaşası yaşayan duygusuz bir ben bırakarak...

Merhaba benim siyahistlerim.Evet bundan sonra size siyahistler diyerek hitap edeceğim.Çünkü hepiniz siyah serisi ailesinin biricik üylerisiniz.
Şimdi gelelim diğer sorulara.Ben de burada çoğunuz gibi öğrenciyim.Hatta sayısal öğrencisiyim.Çok çok yoğunum.Yarı yıl tatilinde bile yoğundum artık gerisini siz düşünün.Bu sebeplerden dolayı İMKANSIZA bölüm bir türlü yazamıyordum.Ama artık hem sizin için hem benim için ortak bir noktada buluşmaya karar verdim. Ve bu ortak nokta da bölümler için gün belirlemek oldu.Artık bölüm günlerimiz CUMA.Umarım bu habere sevinmişsinizdir.Ve umarım bölümü beğenmişsinizdir.Yorum yapmayı ve oy vermeyi lütfen unutmayın.Ayrıca serimizin instagram sayfası "Siyah_serisi_wattys" e hepinizi bekliyorum.
Okulun ikinci döneminin ilk haftası bitti.Umarım bu dönem hepiniz için güzel geçer.Benden de ikinci dönemin ilk hediyesi olarak yeni bölüm geldi.Umarım keyifle okursunuz.Sizleri çok seviyorum.Kendinize iyi bakın:)
(YAZIM HATASI VARSA ŞİMDİDEN ÖZÜR DİLERİM)

İMKANSIZ(Siyah Serisi ~2~)(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin