Kapıyı Bartu'nun kız kardeşi Arven açmıştı.Evet Bartu'ya gelmiştim.Bana zamanında sana gerçekleri anlatacağım dediği halde dinlemediğim Bartu'nun yanına gelmiştim.Çünkü biliyordum ki bana gerçekleri söyleyebilecek tek kişi oydu
''Alya kötü görünüyorsun içeri gelsene''
''Arven gelmeyeceğimi biliyorsun Bartuyu çağırır mısın lütfen?''
''Tamam bekle çağırıyorum''
Kısa süre sonra Bartu gelmişti.Arven gibi o da şaşkındı beni gördüğüne.Beni baştan aşağı inceledi ve halimi görünce yüzünü bir hüzün kapladı.Niye üzülüyordu ki daha doğrusu kime üzülüyordu?Bana mı yoksa ben de gördüğü Hazala mı?
''Alya neyin var iyi misin?''
''Bartu konuşmamız gerek.Gelebilir misin biraz?''
''İçeri gel evde kimse yok.Hem baya ıslanmışsın ısınırsın''
Evde kimsenin olmadığını bilmek biraz da olsa içimi rahatlatmıştı.O yüzden tereddüt etsem de itiraz etmeden içeri girdim.Bartu'nun ısrarıyla Arven'in verdiği kıyafetlerle üstümü değiştirdim.Sonra Bartuyla beraber mutfağa indik.Bartu ikimize de kahve yaptıktan sonra bardağı bana uzatıp karşıma oturdu
''Sorun nedir Alya?Ne konuşmak istiyordun benimle?''
''Bartu sana güvenebilir miyim bilmiyorum.Burada olmam doğru mu onu da bilmiyorum.Tek bildiğim bana gerçekleri anlatacak kişinin sen olduğu.Bartu ben Hazalı öğrendim.O yüzden şu geldiğinden beri sana anlatabilirim dediğin gerçekler var ya onları anlatmanı istiyorum''
Bartu söylediklerimden sonra şaşırsa da kendini hızlı bir şekilde toparladı ve gözlerimin içine baktı
''Bak Alya ortada inkar edilemez bir gerçek varsa o da Hazal'a çok benziyor oluşun.Ses tonun bile.Ancak benzerliğiniz fiziksel olarak sadece.Kişilik olarak birbirinizden o kadar farklısınız ki.Hazal çok enerji dolu aşırı konuşkan ve bir o kadar da rahat bir kızdı.Bencildi ayrıca.Kolay kolay kendinden başka kimseyi düşünmezdi.Sevmek onun için basit bir eylemdi gönlünü kolay kolay kimseye kaptırmazdı.Yüzeyseldi;derin anlamlar onun için çok da önemli değildi.Asıl hikayeye gelecek olursak.Hazal benim çocukluk arkadaşım.Beraber büyüdük.Arvenden farkı yoktu benim için.Hazal Deniz ile orta son sınıfta tanıştı.Baya sevdiler birbirlerini.Bu sevgiyi lise zamanlarına kadar taşıdılar.Biliyor musun bilmiyorum ama Deniz ile aramızda ailelerimizden kaynaklı bir düşmanlık var.Ben o yüzden Hazal'ın Denizle beraber olmasını istemiyordum ancak Deniz'in Hazal'a ne kadar aşık olduğunu da biliyordum.Hatta Hazal Deniz'i sadece sevse de Deniz ona büyük bir aşkla bağlıydı.Aslında buraya kadar bir sorun yok.İlişkileri gayet güzel gidiyordu ta ki lise üçüncü sınıfın son dönemine kadar.Hazal Deniz'den uzaklaşmaya başlamıştı.Deniz bu durumu fark etse de yine de onun bu tavırlarını alttan alıyordu.Dedim ya Hazal öyle büyük aşklara sevgilere gelemez.Bu yüzden de yapmış yapacağını.Deniz'i bir aydır başkasıyla aldatıyormuş.Deniz bunu duyduğunda deliye döndü.Gözümün önünde çok büyük kavga ettiler.Deniz sinir krizi geçirdi.Kafede olduğumuzu umursamadan ne var ne yok yerle bir etti.Hazal Deniz'in bu halinden korktuğu için kafeden hızla ayrıldı.Telaşla karşıya geçerken gelen arabayı fark etmedi ve araba büyük bir hızla çarptı.O an kendi halimden çok Deniz'e üzülmüştüm.O an ki yıkılışı gözümün önünden gitmiyor.Aylarca kendini suçladı ki eminim hala da suçluyor.Yıkıma uğradı tabi sadece o değil ben de.Tabi sonrası malum bu olaydan tam bir sene sonra sen geldin.Bak Alya Deniz'i çok sevdiğim söylenemez ama şunu çok iyi biliyorum ki belki ilk başta sırf Hazal'a benzediğin için sana yaklaştı ama seni sen olduğun için sevdi.Sana nasıl baktığını gördüm.Gözlerinde Hazal'a olan bakışlarından ve aşktan fazlası vardı.Farkındayım bu durumu kabul etmek çok zor ama Deniz seni gerçekten seviyor.Seni birinin yerine koyduğu için sevmiyor seni sen olduğun için seviyor.Karar tabiki de senin ama inan bana Deniz'in sana olan aşkı tamamen gerçek.O seni üzecek hiçbir şey yapmaz.Ben bunu onun bakışlarında gördüm''
Bartu'nun anlattıklarından sonra içimde ki karışıklığın dinmesi gerekmez miydi?O zaman neden daha da kamaşık hissediyordum?Neye inanmam gerektiğini bilmiyordum.Denizle yaşadıklarım gözümün önüne geldikçe bana olan bakışları,davranışları sadece bana özelmiş gibi hissettirirken Hazalla olan benzerliğim bu gerçeği gölgeliyordu. Deniz'i sevmediği halde onun bana olan sevgisinden Bartu bile emindi ama benim içimdeki şüphe bir türlü dinmiyordu.Zaman diye geçirdim içimden.Bu olanları kabullenmem ve gerçekleri net bir şekilde görebilmek için zamana ihtiyacım vardı.Şimdi vereceğim herhangi bir kararda ileride pişman olabilirdim.O yüzden kendime ruhuma kalbime yitip gitmek isteyen umutlarıma zaman tanımalıydım.Okyanus gözlü adam birlikte kısa zamanda çok şey yaşadık.Zamanın kıymetini bildiğimiz için her anımızı beraber geçirdik.Ama şimdi o kıymetli dediğimiz zamanlarda aşkımıza şüphe düştü.Şimdi izin ver o şüphe kırılgan kalbimden,nefesi tükenmek üzere olan ruhumdan,paramparça olmuş umudumdan çekip gitsin.''BİZ'' yara aldık.İzin ver zaman yaralarımızı sarsın.Bize yeniden ''BİZ'' olabilmek için o kıymetli zamanımızdan ver...
Eveeet ben geldiiiim.Hem de dün üst üste üç bölümden sonra bugün yeni bölümle geldim.Artık hepimiz gerçekleri biliyoruz.Tepkilerinizi ve bundan sonra neler olabileceğiyle ilgili tahminleriniz çok merak ediyorum.Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın.Ayrıca diğer kitaplarım ''AY VE GECE'' ve ''KUTUP YILDIZI''na da bölüm geldi.Onlara da göz atmayı unutmayın.Tüm kitaplarıma profilimden ulaşabilirsiniz.Yazım hatam varsa eğer şimdiden özür diliyorum.Sizleri seviyorum kendinize iyi bakın :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ(Siyah Serisi ~2~)(TAMAMLANDI)
Teen FictionBir yanda annesi babası tarafından gözleri önünde öldürülmüş kimsesiz ve sevgisiz kalmış bir kız Bir yanda aile şefkati kalbinden bir an bile eksik olmamasına rağmen duygusuz olan bir adam... Hayat yine en kötü oyunlarını oynamış ve bu iki insanın h...