Huzurla geçen bir günün ardından okula gelmek sanırım sadece benim için değil herkes için işkence gibi oluyor.Dün Denizle yaşadığımız o büyüleyici anlardan sonra okula gelmek yerine yine tüm günümü onunla geçirmek istesemde okula gelmek zorundaydım.Şimdi fark ediyorum da Denize nasıl bu kadar bağlanabildim? Her anımı onunla geçirecek kadar onu görmediğim tek bir an delirecek kadar onsuz mutlu olamayacağımı düşünecek kadar bağlanmıştım ona.Ve bunların hepsi çok hızlı olmuştu.Ben bile kendime şaşırıyordum buzdan duvarlar ördüğüm benliğimi,en derinlere gömdüğüm duygularımı okyanus gözlerinden çıkan o yakıcı ve bir o kadar da etkileyici enerjiyle ortaya çıkarmıştı.Buzdan duvarlarım erimiş,hissetmenin ne demek olduğunu öğrenmiş,bir kalbim olduğunu fark etmiştim.Ve bunların hepsinin bu kadar kısa zamanda olması imkansız olsa da olmuştu.Ben olamam dediğim,kurtulamam dediğim ne varsa Deniz sayesinde olmuştu.Ah okyanus gözlü adam sen hayatıma öyle bir geldin ki kısa zamanda aldın ruhumu ruhuna kattın iyileştirdin, okyanus gözlerinde ki ateşle erittin buzdan duvarlarımı, öyle bir sevdin ki beni ve öyle bir hissettirdin ki taşlaşmış kalbim sevginin sıcaklığında yumuşadı.Dedim ya belki bunların hepsi kısa bir zaman da olmuş gibi gözüküyor ama inan bana senin yanında bir dakika bir ömür gibi geçiyor...
*********
Gerçekten ben Denize artık anlam veremiyordum.Dün yaşadığımız onca güzel andan sonra bugün yine başa dönmüş gibiydik.Sabahtan beri zorunlu olarak bir kaç kere konuşmuştuk.Onun dışında ne benimle konuşmuş ne de göz teması kurmuştu.Bu kadar dengesiz oluşu beni zorluyordu.Ne olduğunu deli gibi merak ediyordum ama sormak da istemiyordum.Çünkü bana sebepsizce böyle davranması sinirlerimi bozuyordu.Sinirle kafamı kaldırıp duvarda ki saate baktığım da okulun bitmesine az kaldığını fark ettim.Deniz'in dikkatini çekmek için çantamı sesli bir şekilde toparlasam da dönüp bakmamıştı bile.Zilin sesini duyduktan sonra hızla yerimden kalktım ve hızlı adımlarla sınıftan çıktım.Bilerek hızlı çıkmıştım Deniz'in bir şey söylemesini istemiyordum ki bir şey söyleyeceğini de sanmıyordum.Tam arabaya binecekken kolumu kavrayan elle başımı kaldırdım ve her seferinde üzerimde aynı etkiyi bırakan okyanus gözlerle karşılaştım.
''Benimle geliyorsun''
Başka hiçbir şey söylemeden elimi eline kenetledi ve beni hızlıca arabaya bindirdi.Şaşkınlıktan ilk başta tepki veremesem de bu yaptığı benim için bardağı taşıran son damlaydı
''Deniz sen ne yaptığını sanıyorsun?! Sabahtan beri benimle konuşmadın şimdi de benimle geliyorsun diyorsun.Dengesizsin gerçekten dengesizliğinin bir sınırı yok''
''Alya sorularını gideceğimiz yere sakla sana söz vardığımız da ne sorarsan cevaplayacağım ama şimdi değil''
Daha fazla konuşmak söylediklerine itiraz etmek istesem de sesinde ki garip tını konuşmamı engelliyordu.Bu saate kadar dayanmışken sanırım biraz daha dayanabilirdim.Deniz arabayı bir sokağa park ettiğinde tam camdan nereye geldiğimize bakacakken Deniz çenemden nazikçe tutup beni kendine doğru çevirdi
''Bu fuları gözlerine bağlamama izin verir misin?Gideceğimiz yeri görmeni istemiyorum''
Sorular sormak istiyordum,yaptıklarına itiraz etmek istiyordum ama bugün Deniz de farklı bir şeyler vardı.Bana bakarken her zaman aşkla bakan gözleri daha da aşık bakıyordu ve her ne kadar saklamaya çalışsa da üzerinde çocuksu bir heyecan vardı.Onun bu halleri itiraz etmemi engelliyordu ve o böyleyken hevesini kırmak istemiyordum.Ona güvenim tamdı nasıl olsa her ne yapacaksa beni mutlu etmek için yapacaktı.O yüzden usulca başımı salladım ve gözlerimi bağlamasına izin verdim.Daha sonra Deniz kapımı açtı ve dikkatlice beni arabadan indirdi ve kucağına aldı.Her ne kadar gözüm kapalı olsa bile bana dikkat edeceğini bildiğim halde yine de bana bir şey olmasın diye kucağına almıştı.Ne denirdi bende ki bu hisse?O bana kıyamazken,gözlerimin içine aşkla bakarken,attığı her adımda benim mutluluğumu düşünürken benim kalbimden ruhuma yayılan mantığımı savuran bu hissin adı aşk kadar basit bir kelimeyle ifade edilemezdi.Ya da ben henüz hislerimin yoğunluğunu,ruhumda ki değişimin güzelliğini hissetmenin heyecanını itiraf etmeye hazır mıyım bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var o da böyle hissetmemi sağlayan okyanus gözlü adam tüm dengesizliklerine rağmen yanımda olsun istiyorum.
Kısa bir yolun sonunda ayaklarım yere değdiğinde Deniz arkama geçerek yavaşça gözlerimi açtı.Gözlerim sonunda ışığa alıştığında geldiğimiz yer gözlerimin dolmasına ve ne hissedeceğimi bilemeyecek kadar şaşkınlığa uğramama sebep oldu.Burası benim defalarca önünden geçtiğim,hayran hayran baktığım,aşka her ne kadar inanmasam da buranın o meşhur rivayetinden dolayı tek başıma gelmeyeceğim dediğim yerdi.Galata Kulesi.Beni şu an duygu seline boğan şey Galata kulesine gelmem değildi.Benim duygu seline kapılmama neden olan asıl şey inandığım o rivayetten ötürü Galata kulesini yıllardır uzaktan izleyip şimdi buraya Denizle gelmiş olmaktı.Bunun benim için anlamı ne kadar büyükse eminim beni buraya getiren okyanus gözlü adam içinde bir o kadar önemliydi.Deniz elimden tutup beni kendine doğru çekti ve aramızda bir nefeslik mesafe kalana kadar yaklaştı.O bana ne zaman bu kadar yakınlaşsa zaten onunlayken sürekli ritmi değişen kalbim duracak gibi oluyordu.Ve bakışlarında öyle bir yoğunluk vardı ki ne o ne de bu zamana kadar başka kimse bana öyle bakmamıştı.Dünya da benden başkası yokmuş gibi,beni kendine saklamak ister gibi bakıyordu.Ve ben bir kez daha bakışların sözlerden daha anlamlı olduğunu anlamış oldum.
''Hani bana sürekli dengesiz diyorsun ya;Beni bu hale getiren sensin Alya.Sen öyle bir geldin ki ben bir daha hissetmez dediğim kalbim seni görünce allak bullak oldu.Seni uzağımda tutmak istedim,kalbime sevme canın yanar dedim ama sen öyle bir baktın ki ben seni sevmekten başka bir şey yapamadım.Yüzünde çok nadir oluşan o gülümseme var ya ben onu gördüğüm an kendime dair her şeyi boş verip dedim ki bu kız hep gülmeli.Az ya da çok fark etmez ama hep gülmeli ve onun gülüşlerinin sebebi ben olmalıyım.Mutlu olduğunda parlayan o yeşil gözlerine ben bakmalıyım,her güldüğünde tekrar tekrar aşık olmalıyım.Ve ben senin mutlu olman için elimden geleni yapıyorum.Bu zamana kadar başarılı oldum ya da olamadım inan bilmiyorum.Sana yaşadıklarını da unutturamam ama o günlerin acısını çıkartırcasına mutlu oluruz,senin ağladığın her ana inat güleriz,senin hissedemediğin her güne inat hissederiz.Ama hep ''BİZ''oluruz.Belki çok fazla dile getirmiyorum ama ben sana aşığım Alya.Aslında aşk diyerek basit bir kelimeye sığdırmak istemiyorum hislerimi.Benim hislerim sana karşı her gün biraz daha büyüyen, ve hiç bitmeyen, ruhuma ilaç olan büyük hisler.Kendime,sana tarifini yapamayacağım büyüklükte.Yani demek istediğim ben artık sen ve ben demek istemiyorum.Sen ve ben diye bir şey olmasın.''BİZ'' olalım.''
Acısı tüm mutluluklarının üzerine,gelecek hayallerine leke sıçratmış bir kız hayatı boyunca kaç kez ağlardı?Ben size söyleyeyim.Defalarca.Hayatım boyunca defalarca kez ağladım ben.Büyüdükçe içine ağlamanın ne demek olduğunu öğrendim.Ağlamamın sebebi hep aynıydı.Yaşadığım acılara,kaybettiklerime,yaşayamadıklarıma ağladım ben.Ama şimdi hayatımda ilk defa mutluluktan ağlamanın ne demek olduğunu yaşayarak öğreniyorum.İlk defa kaybettiğim için değil kazandığım için ağlıyorum.Bundan sonra ne yaşarız daha neler olur bilinmez ama bildiğim tek bir şey var o da ben kazandım.Hayata karşı ilk defa ben kazanmıştım.Hayat bana acımadan yaşattıklarından sonra sanki telafi etmek istercesine onu yollamıştı.Okyanus gözlü adam şimdi ben ne söylesem senin söylediklerin yanında anlamsız kalacak.Sen öyle bir geldin ki gitmeyeceğinin garantisiyle gelmiştin.Herkes giderken hayatımdan sen kaldın.Sadece kalmakla da yetinmedin.Sevdin,kalbinde ki güzel hisleri bir araya getirip ruhuma verdin.Ve ben inancımı yitirdiğim,duvarlarımın arkasına saklandığım yerde olmaz dediğim ne varsa oldurdun.Duvarlarımı yıktın,beni hissetmeye inandırdın.Ve sen bu kadar çok şey yapmışken benim de yapmam gereken şeyler vardı.Öncelikle aylardır kaçtığım bir gerçeği kendime itiraf etmeliydim.Ben ruhumu aşkıyla yakan ama yakıcılığı ruhuma merhem olan,yaralarımı saran okyanus gözlü adama aşıktım.Çünkü kendime bir söz vermiştim.Eğer bir gün hissetmeyi başarırsam ona aşık olacaktım.Ve ben şimdi kaçtığım bütün duyguları tüm hücrelerimde hissediyordum ve bu hislerin sebebi karşımda ki adamdı.Onu daha fazla bekletmemeliydim.Bu sefer gözlerine her zaman olan o duvarlarımı koymadan baktım ve hızla parmak uçlarımda yükselip dudaklarımı dudaklarıyla buluşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ(Siyah Serisi ~2~)(TAMAMLANDI)
Ficção AdolescenteBir yanda annesi babası tarafından gözleri önünde öldürülmüş kimsesiz ve sevgisiz kalmış bir kız Bir yanda aile şefkati kalbinden bir an bile eksik olmamasına rağmen duygusuz olan bir adam... Hayat yine en kötü oyunlarını oynamış ve bu iki insanın h...