Bazen etrafınızda bir şeyler olur.Anlam veremezsiniz,ayak uyduramazsınız ya da olanlara itiraz edemezsiniz.Hayatınız değişir ama siz bu değişimin nedenini bilemezsiniz.Ruhunuz bu değişimle sarsılır,alışkın olmadığınız hisler bedeninizi sarar ama siz öylece durmaktan başka bir şey yapamazsınız.
O hayatıma girdiğinden beri durumum buydu.Hayatımda bir şeyler oluyordu.Yaşanan olayların sonu her zaman bana çıkıyordu ama ben sebebini çözemiyordum.Deniz'in hayatıyla benim hayatımda kesişen bir nokta vardı sanki.Ve Denizde dahil etrafımda ki herkes bu noktayı biliyordu.Ama bir tek ben bilmiyordum.Bir tek ben neler olduğunu anlayamıyordum.Bunun en somut kanıtı da şu an içinde olduğumuz durumdu.İkimize de aynı anda mesaj gelmişti.Ben bana gelen mesajdan hiçbir şey anlamazken Deniz kendine gelen mesajdan sonra gerilmişti.Yüz ifadesi sertleşmişti.Bunu şu an ona dikkatle bakan herkes anlayabilirdi.Bunu ben de anlayabiliyordum ama anlamadığım bir şey vardı.Muhtemelen ikimize de benzer mesajlar gelmişti.O gelen mesajdan bir şeyler anlamış hatta bunu da yüz ifadesine fazlasıyla yansıtmıştı ben ise her an biraz daha bilinmezliğin içine çekiliyordum ve beni bu bilinmezlikten kurtaracak tek kişi Denizdi.Onunla konuşmam gerekiyordu.Ve bu konuşma bu gece mutlaka olacaktı!
************
Herkes gittikten sonra Denizle baş başa kalmıştık.Sessizliğin içinde sadece nefes alış verişlerimiz duyuluyordu.Sessizliği bozması gereken kişi bendim ama ruhuma dağılmış kelimeleri bir türlü toparlayamıyordum.Deniz ise bu sessizlikten hiç şikayetçi değildi.Tam tersi karşımda oturmuş beni izlerken halinden memnun gibiydi.Onun bu ruhumu yavaşça yakan ve beni kendimden geçiren bakışları da konuşmama engel olan bir başka unsurdu.O öyle bana bakarken benim de sessizliği bozmak içimden gelmiyordu.O kadar güzel bakıyordu ki günlerce böyle kalmak isterdim.Aklım çığlık çığlığa bağırıyordu.Daha fazla kendini kaptırma diye.Çünkü o ateşti ve ben ona yaklaştıkça ördüğüm buzdan duvarlar eriyecek ve ruhum sular altında kalacaktı.Ama şu an buna engel olan tek bir şey vardı.O da içinden bir türlü çıkamadığım bilinmezlik çemberiydi.
''Anlatsana Deniz''
''Neyi anlatmam gerekiyor?''
''Mesela seninle tanıştığımız ilk günden beridir etrafımızı sarmış olan bilinmezliğin nedenini anlatabilirsin.Ya da etrafında ki herkesin bana beni tanıyormuş gibi bakmalarının sebebini.Ya da geçen gün ki Bartuyla yaşanan olayın nedenini.Neler oluyor Deniz?Herkesin bilip de benim bilmediğim şey ne?''
''Hiçbir şey Alya.Hiçbir şey''
Deniz'in cevabı sanki vücudumda ki tüm sinir hücrelerini harekete geçirmişti.Her şeyin farkındaydım.Bir şeyler olduğunu biliyordum.Ama Deniz ısrarla benden saklıyordu ve bu sinirlenmeme neden oluyordu.Ruhuma yayılan siniri daha fazla cevapsız bırakamadım ve hızla ayağa kalktım.Deniz'in sakin hali aksine ben sinirden neredeyse delirecektim
"Deniz gözlerimin içine bakarak bana nasıl yalan söylersin?Ya ben anlamıyor muyum sanıyorsun?Bir şeyler oluyor ve sen de ne olduğunu çok iyi biliyorsun.Ama ısrarla bana söylemiyorsun.Benden saklıyorsun.Hayatıma girmekten bahsediyorsun birbirimizi tanımaktan söz ediyorsun ama kendini saklıyorsun.Şimdi söyle bana zaten kimseye güvenemeyen ve duyguları ölmüş ruhsuz bir kız nasıl senin bu haline inansın?''
Deniz de benim gibi ayağa kalktı ve tam karşıma geçti.Nazikçe belimden tuttu ve beni kendine doğru çekti.Gözlerini gözlerime çevirdi her zaman ki duygu yüklü bakışlarıyla bana baktı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ(Siyah Serisi ~2~)(TAMAMLANDI)
Novela JuvenilBir yanda annesi babası tarafından gözleri önünde öldürülmüş kimsesiz ve sevgisiz kalmış bir kız Bir yanda aile şefkati kalbinden bir an bile eksik olmamasına rağmen duygusuz olan bir adam... Hayat yine en kötü oyunlarını oynamış ve bu iki insanın h...