bölüm 1

17.6K 429 38
                                    

Sevmek güzel şeydir. Ben mesela çok severim. Ama hiç sevilmedim nasıl bir duygu hiç bilmiyorum. Zaten sevmek ve sevilmek sadece birer kelimeden ibaret asıl maharet bu hissettirende. 19 yaşımda olmama rağmen yorgunluğumu tarif bile edemem hem bedenim yorgun hem aklım en çok ta kalbim.

Sevilmemenin yorgunluğu, kızgınlığı, öfkesi ve kimsesizliği.
İnsanların bana olan bakışları,
Sanki yokmuşum gibi alaycı konuşmaları, aslında yanımda olupta hiç olmamışları inan bana en çokta bu koyuyor.

Onlar böyle konuştukça kendimi sorgulama hissim daha da artıyor.
Sevilmicek biri miyim ben?

Neden soruyosam bu soruyu kendime ulan benim kendi ailem beni terk etti sevmedi sokağa attı insanlar neden sevsin ki.
Bana öyle bakma!!!
Pekiii hadi gel sana 19 yıllık hayatımı anlatayım otur.

Aslında ilk 4 sene mi hiç hatırlamıyorum. Yetimhanede büyüdüm ben öğrendiğime göre annem beni bırakıp gitmiş. Küçükken bunu çokta sorun etmedim. Arkadaşlarım vardı sürekli oyunlar oynar eğlenirdik. Büyüdükçe anlamaya başladım. Sonra yetimhane müdürüne çıkıp kimliğimi sordum. Yani kimim ben diye.
Bana ne dedi biliyomusun.

" Senin bir ailen yok kızım. Annem seni bize bırakıp gitti. Bakmayacağını söyledi. Sen daha 4 aylıktın" dedi.
Hayır tabiki ağlamadım. Hiç ağlamam ben eğer ağlarsam "anne" diye ağlarım bunu istemiyorum ona ihtiyacım yok ki benim. Hep tek başıma yaşadım bu koca şehir bana hiç iyi şeyler sunmadı. Bu şehir beni en karanlık sokaklarında savunmasız bıraktı. Ama ben güçlü bir kızım hepsinin altından en az hasarla çıktım.

Senin bir evin var mı? Dedim küçük kıza bakarak elini kaldırıp kalbimin üstüne koydu.

"Evim burda" dedi. Ona gülümseyip

"Benimde küçük bir çadırım var"dedim. Bana gülüp

"Biliyorum zaten senle kalıyorum" dedi. Evet haklı bir kaç gündür benle kalıyor onu arasıra görüyor sonra birden ortadan kayboluyor tekrar kafamı çevirdiğim de yine kızı göremedim. Bir ara ona ismini sormam lazım.
Heyy kızgınlıkla etrafa bakıp iç gecirdim.
"Daha bitirmedim hayatımın hikayesini, sana anlatacağım çok şey var"diye tısladım.

Küçük kızı boşverip karşımdaki denize bakmaya başladım. Kurduğum hayallerimi düşündüm. O kadar çok hayalim var ki hepsini gerçeklestirmeden ölmek istemiyorum.
Denizin güzelliğe dalıp gitmişken gözlerimin önünde sallanan bir el görünce irkildim.

" Heyy orda mısınız" dedi güzel bir kız. Gözlerimi ona çevirdim.

" Kusura bakmayın dalmışım" dedim.
Kız önümdeki tabureye oturup elini uzattı. Hemen yanında duran erkeği yeni farkettim. Sanırım sevgilisi.

Tekrar kıza dönüp.

" Nasıl bişey istersiniz" dedim. Ve önümdeki kağıtları kıza verdim.

" Burdan da seçebilirsiniz veya başka şeyler de yapabilirim" dedim. Kız bana gülüp

" Şey zahmet olmazsa bunları istemiyorum farkı bişey istiyorum" dedi. Ona gülümseyip

"Tabi ki aklında varsa bişey anlat bende yapmaya çalışayım bu arada renk olarak ne istersin siyah, kahverengi ve bizim bildiğimiz kına var" dedim. Kız düşünüp

" Buna sen karar ver çünkü istediğim şekil biraz farklı olacak" dedi.

"Tamam anlatmaya başla bende renk düşüneyim" dedim. Anında başladı anlatmaya.

"Şimdi şöyle ki herkesten farklı olsun istiyorum mesela hep gül yaparlar ben lale istiyorum ayrıca küçük yapraklar da olabilir elimin üstünden parmaklarıma kadar sürsün aklında bişey canlandı mı? " Dedi meraklı gözlerle.

KARANLIK KIZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin