Küvetin dolması için suyu açıp aynadaki bana baktım. Saçlarım dağınık dalgalar halinde iniyorlardı belime. Gözlerim biraz şiş, biraz kızarık bakıyordu. Ellerimi saçlarımda gezdirip yüzümde birleştirdiğimde aynadaki ruhsuz kıza bakıp
"bitmedi mi yasın bana beni geri ver artık" diyebildim.Sesli konuşmayalı kaç gün olmuştu yada odadan çıkmayılı bilmiyordum. Sesim yorgundu, sesim çığlık çığlığa olan içimin aksine sessizdi. Aynadaki kadınla tek benzerliğimiz bedenlerimizdi. Onun ruhu çoktan değmez bir adam için öldürmüştü kendini.
Üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup suya dokunduğumda ılıktı. Suyu kapattım. Yatağın üzerindeki telefona uzanıp uçak moduna aldım.
Kimseyi istemiyordum. Banyoya doğru giderken az önce mırıldandığım o şarkıyı açtım. Ve Damien Rice' ın muhteşem sesi banyoyu doldururken kendimi suya bıraktım.
"CHEERS DARLİN""Şerefe sevgilim
Senin ve aşık olduğun o adamın şerefine
Şerefe sevgilim
Etrafında seni bekleyecek yıllarım var
Şerefe sevgilim
Kulağımda nikahının çanları var
Şerefe sevgilim
Bana üç sigara verdin gözyaşlarımı söndürsün diyeVe ben, sen onun ismini her andığında ölüyorum
Yalan söyledim,
Yağmurda koşarken öpmeliydim seniBen neyim sevgilim?
Kulağındaki bir fısıltı mı?
Bir parça kekin mi?
Ben neyim, sevgilim?
Seni korkutan o adam mı?
Ya da en büyük hatan?Şerefe sevgilim "
Gözümü her kapatışım o anın dejavusuydu.
1 hafta önce,
"Nehir ! Nehir ! Nehiiiiiiir !
Koşarken uzun koridor boyunca arkamda o her tonunu ezbere bildiğim ses yankılanıyordu.
Bu sefer yabancıydı. Acının her tonuydu sesi. Biz hiç acı şeyler konuşmamıştık. Biz... Otelden çıkıp biraz daha koştum. Durmaktan korktum. Koştum. Bir taksi durdurmuştum ki kolumdan tutan bi el beni kendine çevirdi. Pantolon giydiği için şanslıydı."Çıplaktın" dedim. Sesim donuktu. Başını yukarı kaldırıp gözlerini kapattı ve göz yaşları yanaklarından aşağı bir yol çizdiler kendilerine. "Nehir yalvarırım dur. Özür dilerim ben, ben sandım ki bitirdin. Aptalım ben seni kaybettim sandım o yüzden... " sonsuz üç noktalarca...
Hala beni bekleyen taksiye binip terk ettim o oteli, o sokağı ve bizi.Bugün
Ellerimi küvetin iki yanına sabitleyip suyun içinde kayboldum. Az önce ılık olan su nasıl bu kadar çabuk buz kesmişti?. Nefesimin ne kadar dayanıcağını düşündüm. Kaç saniye sonra hayata yeniden tutunucağımı düşündüm. Beynim uyuşmaya başlamış, nefesim göğsümde toplanırken gözlerimi açıp derin bir nefes aldım.Ölmek, canına kıymak, hayatına son vermek, kendine verdiğin bir cezadan başka neydi. Başkalarının cezasının bedeli senin yok oluşunla ödendiğinde sadece sen yok olurdun. Katilin yaşarken, kaldığı yerden devam ederken sen neden ölü olasın hiç varolmamış gibi. Ciğerlerime dolan oksijenin genzimdeki acı tadı yaşam kadar gerçekti. Bu kadardı işte hayat ölmemek için gerekli olan nefesin bile seni hem yaşatıyor hem acıtıyordu.
Sen ve O yanındaki her nereye gidiyorsanız her ne umuyorsanız canı cehenneme.
...
Cehennem 7 katmış sevgilim yanmanı diliyorum.Şarkı bittiğinde her şey de bitmişti. Ağlama nöbetleri, pişmanlıklar, hayal kırıklıkları. Kalbimi özgür bıraktım ki bir daha atana kadar nefes alabilsin. Birine ait değildi artık. Yeni bir hayat, beyaz sayfa açma palavralarına inanmıyordum. Tüm yaşanmışlıklarımla devam etmeliydim. Aldatıldım. Dünyanın sonu değildi bu. Sadece acıydı. Tüm yaşanmışlıklarıyla bu hayat benimdi.
Devam ettim...Beğendiyseniz lütfen yıldızı turuncuya boyayarak beni mutlu edin. Şimdiden teşekkürler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTIK YANABİLİRSİN
RomanceBir kadın var kendini yakıp beni aydınlatan Bir adam var siyahı kırmızıma karışan