İyi Okumalar...
Meri...
Küçük bir çocuğun yokuş aşağı koşması gibi seni düşünmek...
Biraz heyecan , birazda düşecekmişim korkusu...
Cemal Süreya...
Evet bu doğru tanımdı işte , elimde olmayan hayali kalemle defalarca altını çiziyorum bu sözün. Onu sevmek , onu her düşündüğümde böyle hissettiriyordu bana. Küçük bir kız çocuğuyken sırf biraz eğlenip adranalim patlaması yaşamak için yüksek bir yokuşa tırmanıp tekrar aşağıya doğru koşmak gibi. Kollarımı iki yana doğru kocaman açıp rüzgara teslim olmak gibi biraz heyecan... biraz da düşecekmişim korkusu. Ama şuan bir yokuştan aşağı değilde daha çok bir uçurumun kenarında yürüyordum , ne koşabiliyor ne de hızlı adımlar atabiliyordum. Çok dikkatli olmaya çalışıp yavaş ve sağlam adımlar atmaya çalışıyordum. Ara sıra esen ruzgarla beraber sağa sola yalpalanıyor ama bir türlü düşemiyordum. Neden düşemiyordum , daha doğrusu asıl düşeceğim yer neresi ? Hayat bana nerede çelme takacaktı ? Beni hangi tarafa düşürecekti , hayatın kıyısına mı yoksa ölümün kıyısına mı ?Ne hissedecektim peki , hayatın kıyısına düştüğümde bir meleğin doğmamış hir bebeğin kanatlarını çalıp gökyüzüne doğru yükselirken kanatlarını kaybedip canı yanan ve acı bir çığlık atan bebek gibi mi ? Yoksa ölümün kıyısına düşüp ölümün son acısını hissedip ardından gelen huzur ve mutluluk hissi mi ? Bir türlü rüyanın sonuna gelemiyordum , korkuyordum. Ama neyden korktuğimu bilmiyordum , uyanmaktan mı , uyanamamaktan mı? Gördüğüm rüya sonunda kabusa dönüşecek gibiydi.
Gecenin bir yarısı sıcaktan bunalmış ve uyuyamamıştım. Uyumadan önce odamdaki klimayı açıp odamı serinletmiştim ama kapatıncada odam yeniden hamam gibi olmuştu , klimayı açık bırakıp uyusam yarına sağ çıkmam. Çok hassa bir bünyem vardı. Çabuk hasta olabilen biriyim yazın ortasında bile üşütebiliyorum. Gecenin bu saatinde uyku tutmayıncada kendime bir bardak soğuk limonata doldurdum ve Berk'ten ödünç aldığım Cemal Süreya şiir kitabını okumaya başladım. Uykum kaçmıştı yatağa geri dönsemde artık uyuyamazdım kitabın sayfalarını çevirmeye devam ettim. Sabaha doğru uyuya kalmıştım , telefonun alarmı birden çalınca yatakta zıplayarak uyandım ani hareketim yüzünden sersemleşmiştim. Telefonun alarmını kapatıp yatakta sırt üstü uzanıp kendime gelmeye çalıştım. Gece uykumu tam alamamıştım şimdide uyanmakta zorluk çekiyordum , lanet olsun işe geç kalacaktım. Yataktan kalktığımda doğruca banyoya geçip soğuk suyu açtım ve birkaç defa yüzüme çarptım. Azda olsa beni kendime getiişti. Dolabımı açıp üstüme düzgün bir şeyler giyip hızlıca odamdan çıktım. Buzdolabım çoğu zaman kahvaltı ve yeşillikten ibaretti.
Ciddi bir market alışverişine ihtiyacım vardı.Kendime bir sandaviç hazırlayıp bir bardak meyvesuyu doldurdum. Kahvaltımı bitirip çantamı elime alıp evden çıktım. Asansörle aşağı indim , çıkış kapısının önünde Berk'in arabası olduğunu farkettim. Neden gelmişti acaba, sabah buluşacağımıza dair sözleşmemiştik. Berk beni farkedince arabadan inip yanıma gelmişti.
_Günaydın.
Gülümseyerek ;
_Günaydın ,
dedim , elini belime yerleştirip yanağımı öptü.
_Sabah erken saatte buluşacağımıza dair sözleşmişmiydik ben hatırlayamıyorumda.
Berk gülümseyerek karşılık vermişti. _Beraber şirkete gideriz diye düşündüm. Aynı zamanda seni erken bir saatte görmek için bahanem oldu.
_Hım beni erken saatte görmek için bahane ha , sanırım bu seni çok özledim oluyor.
Yanağıma bir öpücük daha bırakıp kulağıma ,
_Evet.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIKTA YÜKSELİŞ
Romanzi rosa / ChickLitEdebiyat öğrencisi olan Meri Sancaktar güzel, akıllı ve tecrübesizdir. Aynı zamanda tam bir edebiyat aşığıdır. AVCI Holdingin başında olan genç 27 yaşındaki milyader Berk Avcı ile yolları kesişince Meri için zor günler başlar. Kader onları kirli it...