Edebiyat öğrencisi olan Meri Sancaktar
güzel, akıllı ve tecrübesizdir.
Aynı zamanda tam bir edebiyat aşığıdır.
AVCI Holdingin başında olan genç 27 yaşındaki milyader Berk Avcı ile yolları kesişince Meri için zor günler başlar.
Kader onları kirli it...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Berk...
O yanımdayken kendimi son derece tuhaf bir şekilde iyi ve ruhumdaki ızdırap dindirilmiş , huzurlu hissediyordum. Tuhaftı çünkü o düşmanımın kızıydı, damarlarında o kirli kan dolanıyordu. O lanet olası adi piçin kızıydı ama masumdu , her şeyden habersizdi. Dostunu kendine yakın tut ama düşmanını daha yakın tut derler. O artık bendeydi , ruhu kelimelerle besleniyordu , edebiyata aşıktı bunu yapmak çok zor olmadı. Bana olan ilgisinin farkındaydım , beceriksiz bir şekilde saklamaya çalışıyordu ama başaramıyordu. Ona baktığım zaman yanaklarının kızarması , ona bir şey söylediğim zaman yüzündeki heyecan ifadesi ve sesinin titremesini gizleyememesinden bana ilgisi olduğunu anlamıştım. Tek yapmam gereken doğru zamanda doğru sözcükleri fısıldamaktı. Yaptım ve şimdi o bende tutsaktı. O adi herifin kızının üzerine nasıl titrediğini ve değer verdiğini gördüm. O pisliğin paradan sonra ikinci olarak değer verdiği şey kızıydı. Hayatımda en değer verdiğim insanı öldürmüştü, kollarımın arasında can vermişti. Dostum dediği adamı para , servet uğruna harcayan adi herifin tekiydi.
Şimdi sıra bende , babamın kanını yerde bırakmıycaktım.
Bugün ki olaydan sonra artık emindim. Meri'ye kötü bir şey olduğunu düşünmesi onu deliye çevirmişti , gözlerindeki korkuyu görmüştüm. Meri başını göğsüme yaslamış bu yazı annesinin yanına gidip nasıl tatil yapmayı planladığını anlatıyordu ve babasının onun planlarının nasıl bozduğundan yakınıyordu.
Buradan gitmeyi çok istiyor ve gitmek için elinden gelen her şeyi kullanmaya çalışıyordu. Onu burada tutmalıyım. Bu oyundaki en değerli karttı ve elimde kalmalıydı oyunun sonunda oynayacağım en önemli hamleydi. Beni ne kadar çok sevdiğini ve beni kaybetmekten korktuğunu söylüyordu. Gözlerimin içine bakıp dikkatli bir şekilde onu dinlediğimi hissettirmeye çalıştım. _Bazen günün birinde benden vazgeçersen , her şeyi ardında bırakıp çekip gidersen öylece ardında bıraktıklarından biri olmaktan korkuyorum. Benden gidişinden öylece kalakalmaktan , ardında bıraktıklarından biri olmak istemiyorum. Dumak istediği ve onu yanımda tutacak büyülü sözcükleri fısıldadım. _O zaman Meri , beni kalbinde hapset ve oradan çıkmama izin verme. Yüzünde güzel bir gülümseme oluşmuştu. O beni kaybetmekten ne kadar çok korktuğunu ve bunu yaşamak istemediğini söylüyordu.
Bense onu parçalara ayırıp yok etmeyi planlıyordum....
Bazen palanlar yapar , hayaller kurar ve onları gerçekleştirmek uğruna çabalar , var olmaya çalışırız. Onlar bizi hayata bağlayan en güçlü umudumuzdur. Peki ya hayatın bizim için yaptığı planlar? Kaderin onun bu oyunun sonunda hazırladığı bir süpriz vardı ama bu süprizin iyi mi kötü mü olduğuna karar verecek olan Berk'ti...
Not : Lütfen bölüm hakkında düşüncelerini yoruma yazın....
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Berk'in çektiği fotoğraflar... Son üç foğraf Meri'ye ait.
