BÖLÜM 6

381 110 11
                                        

                                                                                                                         Acıya Aşık        Varlıklarız, Öyle ki Acı 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


                                                                                                                         Acıya Aşık        Varlıklarız, Öyle ki Acı 

                                                                                              Çekmeden Geçirdiğimiz Günlere Tahamülsüzüz.

Bölüm Şarkısı // Ali Atay - Yalan ''Emre Baycu'ya İthafen.. :)

Yeni taşındığımız sitenin önünde durup etrafı süzdüm bu mahalleyi seveceğime dair hiç umudum yoktu, burası mahalle bile değildi. Kocaman bir siteydi. İnsanları buz gibiydi, mahallenin o sıcaklığı yoktu burada, sanki başka bir boyuttu her gün gördüğün insana selam veremiyordun çünkü yüzleri duvar gibiydi, komşu komşunun külüne muhtaçtır teorisi mahallede otururken sigara külü dahi olsa işe yarıyordu. Burda istersen dünyayı yak komşun gelip o küle dokunmazdı. Soğuktu burası ve neşesiz.

Zamanla alışacağımı umarak merdivenlere yöneldim 20 daireden oluşan bu binanın en üst katında bulunan daireyi tutmuştuk, evin kapısından içeri girdiğimde yerli yerine öylesine bırakılmış eşyalar koliler her bir yandaydı. Kendim için seçtiğim odaya girdim, odamda bulunan pencere evin arkasında kalan bomboş boylu boyunca uzanan yeşil bir araziye bakıyordu, tek bir pencere vardı oda da bu da sanırım bana yeterdi, gökyüzünü sevmeme rağmen kabuğumdan sıyrılıp bir türlü temiz havayı soluyacak kadar rahat bir kafaya sahip olamamıştım henüz, vahşetimden sonra fazlaca değişen bir ben vardım ortada, artık eskisi gibi değildim, tıpkı odamda bulunan ufacık pencere gibi bende artık ufacık bir pencereden bakıyordum hayata.

Olan biten ne varsa sorgulamıyordum, hayat bir şekilde akıp gidiyordu. Sorguladığım hayat bana kocaman bir vahşet bırakmıştı. Sorgulamayacaktım. Sorguladıkça tozpembe olan iç dünyam siyahlara bulanıyordu, bu küçük yaşımda neler yaşamıştım. Bu yara geçiyormu ? Şu sızı diniyor mu ? Bilmiyordum bildiğim tek şey vardı kendime dair.

O günden sonra sol elimi karnımdan hiç çekmemiştim. Bebeğim canımın parçası artık orada değildi. Ben toplumun ayıplayacağı bu aptal durum yüzünden bir cana kıymıştım, ben el alem ne der diye düşünerek bebeğimi katletmiştim. Ben 14 yaşındaydım ve bir it'in zevki uğruna heba edilmiştim. . Tam olarak buradan kanıyordu Yara'm..

-İçinde bulunduğum melankoliyi bir kenara bırakarak, hala eşyaların taşınmakta olduğu yeni evde birkaç tur daha gezindim. Ne kadar çabuk benimsersem benim için herşey o kadar kolay olacaktı son kalan eşyalarda nihayet araçtan indirilip eve taşınmıştı, artık bir şey kalmamıştı. Nakliye şirketinden gelenleri uğurlayıp annemle salonun kapısına yaslandık. Salon da dağınıkça duran eşyalar üzerinde göz gezdirdikten sonra fazlaca yorulmamayı umarak başladık evi yerleştirmeye, akşam olana kadar bitirmeyi planlıyorduk.

KIZILCA KADINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin