" meet "

6.8K 475 62
                                    

Jimin ve diğerleri sahneye çıkıp şarkılarını söyledikten sonra kızların üstlerine atlamamaları için oradan çıkmıştık.

Herkes ne kadar ısrar etsede Jimin onları takmayıp benimle beraber eve dönmüştü.

Anahtarlarımı benim elimden alarak kapıya taktı ve açarak benimle içeri girdi.

Ayakkabılarımızı çıkarmamızla beni kucağına aldı ve odaya doğru ilerledi. "Jimin ya... Daha yeni geldik biraz beklesen olmaz mıydı?"

Beni yatağa bırakarak yüzüme dudak büzerek baktı. "Sahnede ne kadar zor durumda olduğumdan haberin var mı senin?"

"Geceleri rüyanda neler gördüğünü çok merak ediyorum. Ya da benimleyken kurduğun hayalleri."

Gözlerini kısarak güldüğünde dil çıkarıp başka yöne baktım.

Eliyle kafamı kendisine çevirip yüzüme doğru eğildi ve öpeceği sırada parmağını dudağıma koyup nefesini vererek sırıttı.

"En son boynunda kalmıştık değil mi?"

Yutkunarak ellerimi omzuna koydum. Dudaklarını boynuma bastırarak kelebek öpücükleri kondurdu. Ardından dişlerini sürtünce istemeyerekte olsa benden kısık bir inleme çıkmıştı.

Boynumdaki sıcak nefesten güldüğünü anlamıştım.

Eli kazağımın içine girince nefesimi tutarak gözlerimi kocaman açtım.

Parmaklarıyla sırtıma doğru yol çizerek beni huylandırmıştı ve bu da kıkırdamama sebep olmuştu.

Doğrularak kazağımın uçlarını tuttuğunda elimi elinin üstüne koyarak onu durdurdum.

"Hayır Jimin. Şimdi olmaz."

Hayal kırıklığıyla bana bakınca kafamı salladım. "İstemiyorum değil, şimdi olmaz diyorum."

Gülümseyerek onu ikna etmeye çalıştığımda onunda gülümsemesiyle rahat bir nefes verdim.

"Evlenmeden olmaz diyorsun yani?"

"Hıhım."

"Sabretmeye alışmam gerekiyor o halde."

Üstümden kalktığında bende kalkıp dolaptan pijamalarımı aldım ve banyoya girip giyindim.

---

-2 Hafta Sonra-

Taehyung'la birlikte kantine inip birer çorba almıştık.

Jimin'in işi olduğu için o gelmemişti ve canım sıkılıyordu. Neyseki Taehyung ve Jungkook vardı.

"Hwa Min... Ben sanırım aşık oldum."

Taehyung'un dediğiyle mesajlaşmayı bırakıp ona baktım. Odaklandığı noktaya gözünü kırpmadan bakıyordu ve kaşığındaki çorba dökülüyordu.

Onun baktığı yere gözlerimi çevirdiğimde gördüğüm kişiyle gözlerimi kocaman açarak Taehyung'a baktım.

Bir ona bir de o tarafa bakışlarımı gel git yaparak önüme döndüm. "Onun kim olduğundan haberin var mı senin?"

Kaşığını masaya koyup gözlerini merakla bana dikti. "Sen tanıyor musun onu? Arkadaşın mı yoksa?"

"Jimin'in kuzeni."

Donakalarak yutkundu ve Mi Sun'a çevirdi gözlerini. "N-nasıl ya?"

"Basbaya işte. Amerika'daydı, ailesinin işi bitince geri Kore'ye döndüler."

"Ben bu kızı kaç gündür kesiyorum. Jimin görse gebertir beni."

"Yanımıza çağırmamı ister misin?"

"Cidden mi? Meleksin sen melek."

"Tamam abartma."

Heyecandan yerinde duramıyorken ona gülerek arkama döndüm ve elimi havaya kaldırıp Mi Sun'un beni farketmesini sağladım.

Arkadaşıyla konuşmasını keserek bana baktı ve elimle gel işareti yaptım.

Arkadaşına bir şeyler söyledikten sonra yanımıza geldiğinde Taehyung resmen eriyecekti. Alttan bacağına vurarak kendine getirdim.

"Merhaba Hwa Min."

"Merhaba Mi Sun~ Otursana."

Bana kaşlarını kaldırarak bakıp gözlerini kırpıştırarak Taehyung'a baktı ve gözlerini çekerek yanımdaki sandalyeye oturdu.

"Tanıştırayım, Jimin'in arkadaşı ayrıca benimde arkadaşım Taehyung,"

Taehyung başıyla selam verdiğinde onada tanıttım. "Mi Sun, Jimin'in kuzeni."

Mi Sun elini uzattığında Taehyung eline, yüzüne ve bana sırayla bakarak elini tuttu. Tokalaştıktan sonra elleri hala birlikteyken yalandan öksürüp Taehyung'a baktım.

"Memnun oldum Taehyung."

Fangirller gibi bakan Taehyung'a gülmemek için yanaklarımı ısırdım.

"B-bende Mi Sun... ismin çok güzelmiş, senin gibi."

İltifatıyla sessizce 'ooo' çekerek Mi Sun'a baktım. Bembeyaz yüzü kıpkırmızı olmuştu.

"Utandırma kızı Tae."

"Ş-şey ben kalksam iyi olacak arkadaşımı bekletmeyeyim."

Mi Sun ayağa kalktığında zil çalmıştı. Bizde kalkarak onun arkasından baktık.

Mi Sun arkadaşına heyecanla bir şeyler söyleyip kol kola girerek kantinden çıkmadan önce bize el salladı.

Gözden kaybolduğunda kolumdaki sarsılmayla Taehyung'a baktım.

"Ne güzelde utandı gördün mü? Adımı ondan duymak... Hwa Min ben ölmeye gidiyorum."

Gülerek kolumu çektim ve telefonuma bakıp Jimin'in mesajına cevap verdim.

 
---

"Hwa Miiin! Koooş!"

Taehyung'un sesiyle benimle elleşen Jimin'i ittirip ettiği küfürleri duymamazlıktan gelerek yanına gittim.

Jungkook bilgisayardan ödev yapıyorken, Taehyung ise laptoba şaşkınlıkla bakıyordu. Beni gördüğünde eliyle gel işareti yapıp yanına çağırdı.

Yatağın üstüne oturup baktığı şeye gözlerimi çevirdim.

Uzun süre ekranla bakıştıktan sonra kenardaki bildirim dikkatimi çekmişti.

"BANA ARKADAŞLIK İSTEĞİ ATMIŞ!"

"Kulağım... Ne diye bağırıyorsun aptal? Olabilir. Jimin'in arkadaşısın sonuçta."

Beni dinlediğine bile emin değildim çünkü isteği kabul edip sayfasını stalkmaya başlamıştı bile.

Jimin odaya girdiğinde Taehyung'la ikimiz birbirimize ardında Jimin'e bakmıştık.

***

Kitabımı seviyor musunuz? Gerçekten vote ve yorum sayılarına bakınca çok üzülüyorum. Okuyup geçmeyin. 💕

Find Me | Park JiminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin