Jimin
"Bir anda bana saldırmaya başladı baba."
"Yalan söy-"
"Sen sus!"
Üvey babamın bağırmasıyla sinirle tırnaklarımı avucuma geçirmiştim.
Hwa Min ve Taehyung gittiğinden beri onu inandırmaya çalışıyordum.
Ama o oğluna inanıyor bana söz hakkı bile vermiyordu.
"Benim sevdiğim kızı elimden aldı."
Ona şaşkınlıkla bakarak üstüne doğru yürüdüm.
"Sen ne sikim konuşuyorsun?!"
Boğazına yapışacağım sırada elimi üvey babamın tutmasıyla burnumdan soludum.
"JİMİN!! HADDİNİ AŞMA!"
Baekhyun babasının arkasından kıs kıs sırıtıyorken ben sinirden ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
"Baba, ben o kızı çok seviyorum."
Onu şuanda öldürmek istiyordum.
Üvey babam telefondan birisini aramış bir süre sonra onun adamlarından birisi gelmişti.
Üvey babamın karşısında eğilip ellerini önünde birleştirerek söyleyeceği şeyi bekledi.
"Baekhyun'u içeriye götür."
Adam kafasını sallayıp Baekhyun'un kolunu omzuna atarak eve doğru ilerlediler ve gözden kaybolduklarında üvey babam üzerime doğru yürümeye, bende geri geri gitmeye başlamıştım.
Bileğimi sertçe tutup durdurduğunda yutkunarak bakışlarımı başka yöne çevirdim. Bileğimi morartacak derecede sıkınca dişlerimi bastırıp gözlerimi ona diktim.
"O kız her kimse, onu bırakacaksın."
Dediği şeyle gözlerim büyürken kafamı hızla salladım. Bileğimi büküp canımı yakarken adeta gözlerinden ateş püskürüyordu.
"Eğer yapmazsan o kızın canını yakarım. Fiziksel olarak değil, duygusal olarak. Ha! Bırakmamakta kararlı olursan fiziksel acı-"
"Tamam! Tamam lanet olası herif! Bırakacağım."
****
Hwa Min
Taehyung beni kendi evime bırakıp eve dönmüştü.
Sadece sokak ışığının esir aldığı karanlık odamda, yatağın yanında yere oturarak bacaklarımı kendime çekmiştim.
Aklımda sürekli Baekhyun ve Jimin'in üvey kardeş oldukları dolanıyordu.
Ve ek olarak Baekhyun'un bana olan itirafı...
Yarım saat sonra
Uyuyakaldığım yerden zilin çalmasıyla kalkmıştım.
Jimin olduğunu sanarak kapıya koşturup açtım. Tahmin ettiğim gibi Jimin'di.
Yüzünde Baekhyun'dan az olan yaralar vardı.
Bana karşı garip bakışları vardı. Her duyguyu anlatacak...
Ona yardım ederek içeri geçmesini sağladım.
Koltuğa birlikte oturduk, bir süre sadece sessizce oturduk. Ben onu izliyor, o ise gözlerini kaçırıp duruyordu.
Elimi dudağındaki yaraya götürdüğüm sırada elimi kavramış geri ittirmişti.
"Dokunma."
Ben şaşkınlıkla bakıyorken gözlerim şimdiden dolmaya başlamıştı bile. Geldiğimden beri tuttuğum gözyaşlarım nihayet akmışlardı.
Jimin bana endişeyle dönüp ellerini yüzüme koyarak baş parmağıyla gözlerimi sildi.
Dudaklarını bastırıp gözlerini kapatarak beni kendisine çekti ve o çok sevdiğim kokusunu içime çekmemi sağladı.
Bana o kadar sıkı sarılıyordu ki neredeyse boğulacaktım. Kendimi kurtarmaya çalışırken kollarını gevşetmiş, nefes almaya devam etmiştim.
Konuşmama ise fırsat vermeden dudaklarıma yapışıp derin bir öpüşmeyi başlatmıştı.
Bu sefer hiçbir şey yapmadan sadece ona ayak uydurup, karşılık verdim.
Ellerini belime sarıp beni kucağına alarak ayağa kalktığında düşmemek için kollarımı boynuna sarmıştım.
Odama girip beni yatağımın üstüne yatırarak üstündeki tişörtü çıkardı ve öylesine bir yere atarak tekrar dudaklarıma kapandı.
Elleri üstümdeki bol kazağın içinde geziniyorken ben kaskatı kesilmiş şekilde ellerimi onun sırtında gezdiriyordum.
Dudaklarımdan ayrılıp boynuma yönelerek dudaklarını bastırdı ve öpücükleri yavaşlayıp durunca yutkunarak ona baktım.
"Ne-neden durdun?"
Kafasını kaldırıp gözlerini kaçırdıktan sonra iki eliyle saçlarını geriye atarak bana baktı.
"Yapmak istemiyorum."
Ciddiliği beni korkutuyorken kazağımı düzeltip doğrularak sırtımı yatak başlığına yasladım.
"Ne oldu?"
"Hwa Min..."
Ona merakla bakarken söylediği iki kelimeyle o an sağır olmayı ve o kelimeleri duymamayı diledim.
"...Ayrılmak istiyorum."
***
Baekhyun'dan nefret edenler?
++++++
Not; Geç geldi biliyorum, sınavlar ve ödevlerim yüzünden yetişemedim... Bir sonraki bölüm uzun olacak~
Yorum yapmayı ve yıldıza basmayı unutmayın!~ 💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Find Me | Park Jimin
Fanfiction"Seni bu zamana kadar farketmediğim için kendime kızıyorum."