-Bir Hafta Sonra / Partiden üç gün önce-
Bizimkilerin günlerdir attıkları mesajlar nedeniyle partiye gitmeye karar vermiş, her şeyimi hazırlamıştım.
Belki- Hatta kesin yanlarında kalmamı isteyecekleri için valizime birkaç kıyafet koymuştum.
Baekhyun partiye gitmeme izin vermesede onu takmayıp hazırlanmıştım.
Jungkook ve diğerlerine aldığım hediyeleride valizin köşesine sıkıştırarak çalan telefonu elime aldım.
Baekhyun'dan gelen aramayı cevaplayarak kulağıma götürdüm.
"Gideceksin, değil mi?"
"Aylar oldu Baekhyun. Onların beni özlemesi gibi bende onları çok özledim. Onun arkadaşları olsada onlar benim tek arkadaşlarım. Gitmek istiyorum."
"Pekala. Biletini, daha doğrusu biletlerimizi aldım. Seul'e beraber gideceğiz. Partiyede."
Söylediği şeyle elimdeki elbiseyi yatağa koyarak gözlerimi büyüttüm ve seslice ofladım.
"Yalnız gidebilirim. Neden beni bir kere bile rahat bırakmıyorsun?"
"Çünkü seni seviyorum."
"Çinki sini siviyirim."
Taklidini yaparak göz devirdim.
"Ah neyse. Olan oldu artık. Yapmam gereken daha çok iş var. Hadi görüşürüz."
Bir şey demesine izin vermeden telefonu kapatıp yatağa fırlatarak yüzümü ellerim arasına aldım ve iç çekerek valizimi tekrar kontrol ettim.
***
Yola çıkmadan önce yemeklerimizi yiyip son kez valizlerimizi kontrol ederek birlikte evden çıktık.
Baekhyun arabaya valizlerimizi koyup içine binerek kemerlerimizi taktık ikimizde sessizce havaalanına gitmeye başladık.
Gelmesini istemiyordum.
Yanımda o varken rahat davranamazdım. Sürekli beni rahatsız ediyordu.
Her hareketime laf ediyordu.
Beni sevdiğini söylüyordu ama bana sahte sevgi gibi geliyordu. Sanki zorla seviyormuş gibi.
Gözümün önünde şıklatılan parmakla transtan çıkıp gözlerimi kırpıştırarak Baekhyun'a baktım.
"Sana sesleniyorum. Ama sen daldın gittin."
"Parti için aldığım elbise hakkında düşünüyordum."
"Beğenmediysen orda yenisini alırız sevgilim."
Son kelimesi yüzünden oflayıp arabadan ineceğim sırada bileğimden tutulmamla ona döndüm.
Tam dudağımdan öpeceği sırada kafamı hızlıca çevirerek yanağımı öpmesini sağladım. Her zamanki gibi.
Öperse eğer aklıma O gelirdi ve bu bende Baekhyun'u öldürme isteği uyandırıyordu.
Yüzü düştüğünde sadece 'üzgünüm' diye mırıldanarak arabadan indim ve bagajı açarak valizimi çıkardım.
Baekhyun'da geldiğinde kendi valizini alarak bagajı kapattı ve kapıları kilitleyip anahtarı cebine koyarak valizimi elimden çekti.
Alamayacağımı anlayarak omuz silktim ve birlikte içeri girdik.
***
Anons sesleriyle gözlerimi zorlukla açıp gözlerimi ovuşturarak yerimde doğruldum ve indiğimizi görerek hala uyuyan Baekhyun'u dürttüm.
Uyandığında geldiğimizi söyleyerek kemerimi çıkardım ve kalabalığın içine karışarak uçaktan indim.
Bagajdan kendi valizimi alıp kenara geçerek Baekhyun'u bekledim ve içeriden kaşları çatık çıktığında yutkunarak beni gördüğü sırada gözlerimi kaçırdım.
Kapalı olan telefonumu açtığımda arama bildirimleriyle gözlerimi büyütüp en son arayan Taehyung'un üstüne tıklayarak kulağıma götürdüm.
"Alo Hwa Min?"
"Benim. Neden bu kadar çok aradınız?"
"Geldin mi Seul'e?"
Soruma cevap alamayıp gözlerimi devirerek valizimi alıp giden Baekhyun'un arkasından koşturdum.
"Geldim- Daha doğrusu geldik. Özür dilerim ama Baekhyun'da geldi."
"ÇOCUKLAR! HWA MİN GELMİŞ! Ama yanında meymenetsiz Baekhyun varmış. Neyse, sen geldin ya yeter bize. Ne zaman burda olursunuz?"
"Bilmiyorum ama önce Baekhyun'un evine gideceğiz. Kendi eşyalarını oraya bırakacakmış."
"Ah, pekala. Çabuk gel. Çok özledik seni~"
"Bende~~ Şimdi gitmeliyim. Görüşürüz!"
"Görüşürüz~"
Telefonu kapatıp Baekhyun'un babasının getirttiği arabaya bindim ve burnuma dolan kokuyla gözlerimi büyütüp yutkunarak oturduğum yere baktım.
O buraya oturmuştu ve kokusu sinmişti.
Baekhyun bana tuhaf bakışlar atarken kafamı arkaya yaslayıp camdan dışarı bakarken kokuyu içime çektim.
Ne yapıyorum ben?
İçimden söyleyip kafamı olumsuzca sallayarak yanıma baktım ve Baekhyun'a gülümseyerek hatırladığım yolları izledim.
***
Eve geldiğimizde gergince arabadan indim ve şoför valizlerle arkamızdan gelirken Baekhyun'la birlikte eve doğru yürüdük.
İçeri girdiğimizde tuttuğum nefesi bırakarak etrafa baktım ve Baekhyun'un elimi tutup çekiştirmesiyle elimi çektim.
"Kendim yürüyebilirim."
İnat edip tekrar elimi tuttuğunda bu sefer çekmemiştim.
"En azından babamın yanında benimle ilgilen."
Babasının yanına giderken fısıltıyla söylediği şeyle yanaklarımı şişirerek geldiğimiz odaya girdik ve babasının çalıştığını görerek selam verdik.
Bizi el ele gördüğünde memnunca gülümseyip elindeki kalemi bıraktı ve eliyle koltukları gösterdi.
"Otursanıza çocuklar."
"Yok baba. Geldiğimizi söylemek için yanına gelmiştik. Sen çalışmana devam et."
"Ah tamam. Keyfinize bakın."
Sırıttığında göz devirip hiçbir tepki vermeden Baekhyun'un elini sıkarak işaret verdim. Beni anladığında eğilip odadan çıktık ve kalacağımız odaya çıktık.
Odada olan çift kişilik yatakla olumsuzca kafamı sallayarak Baekhyun'a döndüm.
"Sen benimle yatmayacaksın herhalde?"
"Burası benim odam ve sende benim sevgilimsin Hwa Min. Sen kabullenemesende bu böyle."
Ona tepkisiz bakıp odaya çıkartılan valizimi sürükleyerek onun odasından çıktım ve rastgele bir odaya girip kapının arkasındaki anahtarla kapıyı kilitledim.
Arkamı döndüğümde ise mavi ve siyah karışımı odaya şaşkınca baktım ve ilerlerken gördüğüm resimle şaşkınlığımı arttırmıştım.
Burası... Onun odasıydı.
***
Acaba Hwa Min & Jimin tekrardan birleşseler mi??? 🙊
Bol yorum ve vote istiyorum lütfeeennnnnnn~~~ 💕
Sizi seviyoruuuum~~ 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Find Me | Park Jimin
Fanfiction"Seni bu zamana kadar farketmediğim için kendime kızıyorum."