Find Me | Park Jimin

" stepbrother "

Taehyung laptobun kapağını anında aşağı indirmiş, masumca Jimin'e bakıyordu.

"Ne yapıyorsunuz siz ikiniz? Neymiş Hwa Min'e gerekli olduğun iş, göster bakalım."

Yanımıza doğru gelip beni yataktan kaldırarak kendisi benim yerime geçti ve Taehyung'a baktı.

O ise Jimin'e endişeyle bakıyordu.

"Açsana Taehyung."

"Ödev ya, yok bir şey."

Jimin inanamayan bakışlar atarak göz devirdi ve Taehyung'un sıkıca tuttuğu laptobu çekiştirmeye başladı.

Kazanan taraf Jimin olunca Taehyung bana bir şeyler yapmamı istercesine baktığında aklıma gelen ilk şeyle kendimi yere attım ve ayak bileğimi tutarak acı dolu sesler çıkardım.

Jimin elindeki laptobu Taehyung'a geri verip yere eğildi ve bana endişeyle baktı.

"Ayağıma kramp girdi-ah çok acıyor..."

Oyunculuğuma ödül verilmesini düşünürken yerden kaldırılmıştım. Kollarımı Jimin'e dolayarak çenemi omzuna koydum ve Taehyung'a sırıtarak göz kırptım. O da bana uçan öpücükler atıyordu.

Jimin beni kendi odasına götürüp kapıyı kapattı ve beni yatağa yatırarak ayaklarımı bacağına koydu.

"Neresi acıyor?"

Parmağımla rastgele bir yeri gösterip kollarımı bağladım.

Gösterdiğim yere parmaklarını koyarak yavaşça masaj yapmaya başladı.

---

"Jin hyuuung! Açlıktan ölüyorum."

"Zaten acıkınca akla geliyorum. Hiç halimi hatrımı soran yok."

Jin her zamanki gibi mutfaktan çıkarak sitem etmişti.

Koltukta yayılarak oturanlar -bende dahil- ona dönerek yalakalık yapmaya başlamıştık.

"Nasılsın Jin hyung?"

"Omma~ Naber?"

"Hyung-nim nasılsın?"

"Yemeklerine aşık olduğum hyung'um nasıl gidiyor hayat?"

Jungkook'un söylediğiyle herkes gülerken Jin yastığı alıp koluna sertçe vurdu. "Eşek sıpası."

"Ama Jin hyung ya. Onlar kuru bir nasılsın dediler ben ne güzel seni övüyorum. Çok kırıldım."

Jin gülerek Jungkook'un burnunu sıktı ve ellerini arkasında birleştirerek konuştu.

"Tavşancığımın kalbini nasıl geri kazanabilirim?"

"YEMEK YAPARAK!"

Gülmekten yaşlanan gözlerimi silerek kolumdaki saate baktım.

Jimin bana üvey babasıyla bir sorun olduğunu söyleyip gitmişti ve saatlerdir yoktu. Aramamıda istememişti.

Ama aramaktan zarar gelmezdi ki.

Bizimkilere tuvalete gideceğimi söyleyip koşarak yukarı çıktım ve Jimin'in odasına girip kapıyı kapayarak cebimdeki telefonu çıkardım.