(Merhaba, bu hikaye uzun zaman önce yazıldı. Bir süredir aklımı kurcalayan yaş sorununu çözmek için birkaç değişiklik yapmaya çalıştım. Karakterler reşit olsa da yine de yaşlarının uygunsuz olduğunu düşünüyorum ve bu hikayenin böyle bir dikkatsizlikle lekelenmesini istemedim.
Bu yüzden hikaye bütünlüğüyle uyuşmayan yerler olabilir. Karakterlerimizi 19-20 yaşlarında düşünmeye çalışın lütfen.)''Çok sıkıldım. Ölmek istiyorum.''
Jungkook birkaç kez hafifçe kafasını kitaplarla dolu olan masaya vurdu. Proje ödevimizin bitmesine iki gün kalmıştı ve biz henüz ödevin kapağını bile hazırlamamıştık.
''Ne olurdu Poseidon'un oğlu falan olsaydım?''
Hafifçe kıkırdayıp sırtına vurdum.
''Eminim kampa varmadan ölmüş olurdun.''
Jungkook dudağını büzerek ''Tek istediğim eğlenceli bir yaz tatili... ya da şu ödevden beni kurtaracak herhangi bir şey.''
Ödevden kurtulabilmeyi ben de istiyordum. Ama üç ay önce verilmiş ödevi son iki güne bırakmak bizim suçumuz değildi. Hangi öğrenci ödevlerini son güne bırakmazdı ki? Ne yazık ki biz o öğrencilerle bir olamazdık çünkü çoktan düşük notlar yüzünden bir kez sınıfta kalmıştık. Ve devamsızlıklarımızın fazla olduğu o yılı da saymıyordum tabi. Jungkook'la tanışmamız bu yüzden olmuştu. Ben derslere çalışmayacak kadar ilgisizdim ve Jungkook... yaşıtlarına göre biraz fazla akıllıydı. Ve her sorunun cevabını bilmesine rağmen yanıtlamamak tam onluk bir davranıştı.
''Hadi gidip şu dükkana bakalım. Alt sınıflar içinde güzel şaka malzemeleri olduğunu söylemişti.''
Omuz silkip elimdeki kalemi masaya gelişi güzel bıraktım. Kaldığımız yatılı okul şehir girişi yakınlarında bir yerlerdeydi. Daha önce hiç dışarı çıkmadığım için etrafında neler olduğunu bilmiyordum. Bu yüzden, ailem gelip beni almadığı sürece, buradan çıkabilmemin imkanı yoktu.
Jungkook geçmişte üst sınıf öğrencilerinin kırmış olduğu demiri yerinden çıkartıp geçmem için eliyle işaret verdi.
''Ne?''
''Geçsene, Jimin! Sonsuza kadar burada bekleyemeyiz.''
Hızlıca önce çantamı, sonra da kendimi demirlerin arasından dışarı attım. Duvar pek yüksek değildi, bu yüzden zorluk yaşamamıştım ama-
''Okuldan kaçtım!'' diye bağırdım yerimde zıplarken.
''Evet, süt çocuğu.'' dedi Jungkook gözlerini verilerek.
''Hey! Ben senden büyüğüm.''
''Sadece yaş olarak.''
İkimiz de okul sınırları dışına kadar koşmuştuk. Bekçilere yakalanıp müdürün odasında bulmak istemezdik kendimizi.
''Dükkanın nerede olduğunu biliyor musun?''
Omuz silktiğinde şaşkınca ona döndüm.
''Jungkook! Sakın bana-''
''Tamam, tamam.'' dedi ellerini öne doğru uzatıp kendine siper ettikten sonra.
''Sokağın sonunda olmalı. Zaten pek de başka bir seçenek yok.''
Mahçupça ensesindeki saçları karıştırdı. Yapacak bir şeyimiz yoktu. Okula geri dönüp ceza almak istemiyordum. Ya da bir kez daha sınıfta kalma ile karşı karşıya kalma.
Sokağın sonuna vardığımızda otoban dışında bir şey görememiştim. Azarlamak için Jungkook'a döndüğümde onu görememiştim. Yol boyunca arkamdaydı. Nereye kaybolmuştu bu çocuk?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Semi-Gods of Egypt - Yoonmin
Fanfiction''Bana Horus'un gözünü getirin, ben de sizi evinize yollayayım.'' | Devamı: Semi Gods Among Us Yan Hikaye: Children of the Gods